Saadettin Saran operasyonunun arkasında iki isim arasındaki güç mücadelesi mi var?
Saadettin Saran’ın ifadeye çağrılmasının ardından gazeteci Alican Uludağ, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek arasındaki güç mücadelesine dikkat çekti. Gürlek’in bu hamlesiyle Tunç’u boşa düşürdüğü öne sürüldü.
12punto
Sadettin Saran’ın, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek arasında devam eden güç mücadelesine ilişkin ortaya çıkan yeni detaylar dikkatleri üzerine çekti.
Gazeteci Alican Uludağ, Saran’ın ifadeye çağrılmasını, İstanbul’daki yargı kararlarını etkileyen iki ismin çekişmesinin bir parçası olarak değerlendirdi.
Uludağ, bu gelişmenin sıradan bir olay olmadığını ve bu hamlenin, İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek tarafından Yılmaz Tunç’a yönelik bir güç gösterisi olarak yapıldığını belirtti.
Alican Uludağ, Saran’ın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’u ziyaretinden yalnızca iki gün sonra ifadeye çağrılmasının, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in Ankara’ya yönelik güçlü bir mesajı olduğunu ifade etti. Uludağ, Gürlek’in bu hamlesiyle Adalet Bakanı Tunç’u boşa düşürdüğünü belirterek, “Akın Gürlek, ‘dosya benim, patron benim’ mesajını açıkça veriyor ve Ankara’ya sınır çiziyor” dedi.
Uludağ, Akın Gürlek’in İstanbul’daki hakim ve savcı atamalarındaki söz sahibi olduğunu ve uzun zamandır Ankara’nın İstanbul üzerindeki etkisini kaybettiğini ileri sürdü.
Uludağ’a göre, İstanbul cephesinde Gürlek’in, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan daha güçlü bir konumda olduğu ifade ediliyor. Bu güç mücadelesinin, yargıdaki dengeleri etkileyen önemli bir kırılma noktası olabileceği öne sürülüyor.
Alican Uludağ, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in bir sonraki adımının, Adalet Bakanı olma hedefi olabileceğini belirtti. Alican Uludağ, yargı içindeki kulislerde Gürlek’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile doğrudan iletişim kurabilen tek yargı mensubu olduğu ve bu durumun onun gücünü pekiştirdiği ileri sürüldü.