Gazeteciler Ortadoğu'yu konuştu: 'Din savaşı değil sınıf savaşı!'
Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı'nın çağrısıyla, Musa Özuğurlu ve Mustafa Kemal Erdemol'un konuşmacı olduğu 'Din savaşı değil sınıf savaşı: Ortadoğu' başlığıyla gazeteciler bir araya geldi. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan etkinlikte Ortadoğu'da yaşanan son gelişmelerin perde arkası konuşuldu.
12punto
Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı'nın çağrısıyla, Musa Özuğurlu ve Mustafa Kemal Erdemol'un konuşmacı olduğu 'Din savaşı değil sınıf savaşı: Ortadoğu' başlığıyla gazeteciler bir araya geldi. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan etkinlikte Ortadoğu'da yaşanan son gelişmelerin perde arkası ele alındı.
Etkinlik Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri adına Merve Güzey’in açılış konuşması ile başladı. Güzey sözlerine Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi ve Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri’nin geçmişinden bahsederek Türkiye’nin aydın birikimini yeniden ayağa kaldırmayı hedef alan halk meclislerini anlatarak iletişim emekçilerini bir araya getirenin yurt sevgisi ve laiklik mücadelesi olduğunu belirtti.
Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri dayanışma ağının örgütlenme ve dayanışma hedeflerinden bahseden Güzey, “Amacımız iletişim emekçilerinin örgütlü mücadelesini büyütmek ve dayanışmayı güçlendirmek dolayısıyla kölelik düzenine boyun eğmiyoruz diyerek yola çıktık" dedi. Gerçekleri söyleme sorumluluğundan asla vazgeçmediklerini vurgulayan Güzey basının görevinin halkın uyumayan gözü olmak olduğunu söyledi. Gazeteciliğin eşitlik ve laiklik mücadelesinden ayrılamayacağını dile getiren Güzey sözlerine Ortadoğu’da yaşanan son güncel gelişmeleri dinleyicilere aktardı.
Gazeteci yazar Musa Özuğurlu Sanayi Devriminden bu yana emperyalistlerin Ortadoğu’nun kaderinin nasıl değiştirdiğini özetleyerek sözlerine başladı.
“Ortadoğu’daki savaş din savaşı değildir, sınıf savaşıdır” diyen Musa Özuğurlu sözlerini şöyle açıkladı:
“Bu demek değildir ki, Ortadoğu’da gelişkin bir sınıf bilinci vardır, elbette Ortadoğu’da çok ciddi sol hareketler vardı ancak bu emperyalizmin bölgedeki paylaşım savaşının sınıf üzerinden yapılması anlamına gelmektedir.”
Din mücadelelerinden bahseden Özuğurlu, bugüne dek kanlı bir biçimde devam eden din savaşları ile bölgenin dünyanın en hareketli bölgesi olduğuna dikkat çekerek, insanların kavgasız bir güne uyanmadığı bu derecede kanlı bir coğrafya olmadığına değindi.
“Küresel güçlerin Ortadoğu’ya hâkim olmak istemeleri bu savaşın temel sebebidir” diyen Özuğurlu, umudun her zaman olduğunu belirterek bölgenin mevcut durumdan kurtulmanın da oldukça zorlaştığını anlattı.
'UMUT HER DAİM VAR OLACAK, TARİH BİZE BUNU DAYATIYOR'
Suriye’de olup bitenlerin ülkeyi yüzyıllar öncesinde götürdüğünü vurgulayan Özuğurlu gazetecilerin bu durumu okumayı bilmesi gerektiğinden söz ederek Türkiye’nin yeni yönetimle iş birliği yaparak oldukça yanlış bir dış politika izlediğini anlattı. Türkiye’deki hükümetin Suriye’de geliştirmiş olduğu ilişki neticesinde Kürt sorununu bizzat kendisinin çıkardığından bahsetti. Suriye gibi laik ve gelişmiş geçmişi olan bir ülkenin delideşik olmasının bölgedeki kimsenin hayrına olmadığına dikkat çeken Özuğurlu, önceden bölgede sosyalizmin filizlerinin olduğunu, şu an bölgedeki kalelerin birer birer yıkıldığından bahsederken aynı zaman umudun her daim var olacağını söyledi.
Tarihin her zaman hesaplaşmayı dayattığına dikkat çeken Özuğurlu sözlerini hesaplaşma zamanının da geleceğini vurgulayarak sözlerini noktaladı.
'YAKIN ZAMANA DEK BEŞAR ESAD EMPERYALİZMİN GÖZBEBEĞİYDİ'
Medyanın Ortadoğu’da ciddi anlamda yalan söylediğini aktaran gazeteci yazar Mustafa Kemal Erdemol sözlerine SSCB ile yakın ilişkiler kuran, Nasırcılıktan etkilenen, demokratik ve laik bir ülke olan Suriye’nin yakın tarihini özetleyerek başladı. Yakın zamana kadar Beşar Esad’ın da batının gözbebeği bir figür olduğunu anlatan Erdemol, babasının uyguladığı devletçi uygulamaları terk ettiği, ithalatçılığa başlattığını, devletin ekonomiyi rahatlatan sübvansiyonları kaldırdığı için emperyalistlerin kendisini sevdiğini aktardı. “Öncesinde ise SSCB ile yakın ilişkiler geliştiren Suriye kolayca gözden çıkarılabilir bir konumdaydı" diyen Erdemol, "Bütün bunlar ters yüz edilmiş sınıf savaşımlarıdır sonucudur, öyle ki ABD’nin radarına girmiş ve batılı güçleri reddetmiş bir ülkeydi" ifadelerini kullandı.
Suriye’deki iç savaşı ve yaşanılan mücadeleyi özetleyen Erdemol 2015’te Rusya’nın desteği ile Suriye’de dengelerin değiştiğine dikkat çekerek 2018’deki diplomatik gelişmeler ile 6 Şubat depremlerinin ardından Türkiye’nin de siyasetini değiştirdiğini, Esad’dan ziyade Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerle ilgilenmeye başladığını anlattı. Gelişen atmosferin Suriye lehine ilerlediğini anlatan Erdemol bölgedeki diğer ülkelerdeki son gelişmeleri özetleyerek sözlerine devam etti.
Ayrıca yaşanan gelişmeler nedeniyle Putin sevdalılığının da sona erdirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdemol ciddi dersler çıkarılması gerektiğinden söz etti.
İsrail’in Siyonist girişimlerinin tamamının dış politikasını oluşturduğunu, bu politikanın tamamen ekonomik çıkarlardan ibaret olduğunu aktaran Erdemol, İsrail’in tüm planlarının birer birer hayata geçirildiğini anlattı. Yine Katar ile Türkiye’nin tamamen ekonomik çıkarlarını gözettiğinden söz eden Erdemol, konunun etnisite ile ilgili olmadığını bir sınıf savaşım olduğunu aktardı.
'LAİKLİK MÜCADELESİ AÇISINDAN BÜYÜK BİR KAYIP'
Suriye’de hiç savaşmadan teslim edilen bölgelerin olduğunu, örneğin İran’ın sınır kapısını hiç çatışmadan teslim ettiğini belirten Erdemol, laiklik mücadelesi açısından oldukça önemli bir kayıp olduğuna dikkat çekerek bu durumun batılı güçler nazarında hiç de önemli olmadığını anlattı.
Etkinlik soru cevap ve katkılar ile devam etti.