Hapishane A.Ş'de zorunlu mesai yoğun, ücret ise yerlerde
Aralarında büyük markaların da olduğu birçok şirket, hapishanelerde üretim yaptırıyor. Çalışmayı reddedenleri sürgün bekliyor. Ücret ise en fazla günlük 165 TL.
12punto
Birilerinin esareti birilerinin serveti haline geliyor. Evrensel gazetesinden Eylem Nazlıer'in "hapishane değil çalışma kampı" başlığıyla manşetten verilen haberi, hapishanelerde gönüllü çalışma sisteminin çarpıklığını gözler önüne seriyor.
Habere göre; Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla 403 ceza infaz kurumu bulunuyor. 2024 yılı nisan ayı verilerine göre erkek, kadın ve çocuk mahpus sayısı 322 bin 780. Ceza infaz kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu 2023 yılı faaliyet raporuna göre 2023’te toplam 50 bin 98 mahpus mobilyadan tekstile, seracılıktan kuyumculuğa kadar çeşitli alanda çalıştırıldı. Çalıştırılan mahpus sayısı 2022’de 28 bin 439; 2021’de ise 19 bin 873 idi. 2023’te iş yurdunda çalışan mahpus başına üretilen ürünlerin ekonomik değeri ise 45 bin TL oldu. Kuruma merkezi bütçeden ayrılan ödenek ise 16,5 milyar TL. Buna karşılık rehabilitasyon adı altında emeği sömürülen mahpuslara verilen ücret ise komik denecek düzeyde. 2024 yılında usta statüsünde çalıştırılan mahpuslara günlük 165 TL, kalfa statüsünde çalıştırılan mahpuslara 158 TL, çırak statüsünde çalıştırılan mahpuslara 150 TL, stajyer mahpuslara ise 143 TL ödeniyor. Fazla mesai ücreti 6 TL. Çalışmayı reddeden mahpuslar sürgün ya da infaz yakma ile tehdit ediliyor.
Tutukevleri İş Yurtları Kurumunda çalışan mahpuslar eliyle 2023'te çok sayıda şirkete fason üretim yapıldı. “Özel sektör işbirliği” adı verilen 85 farklı protokol kapsamında 3 bin 326 hükümlü ve tutuklu çalıştırıldı. Protokol bedeli ise 219 milyon 231 bin 949 TL oldu. Kurumun 2028 hedefi ise özel şirketlerle yapılan sözleşme sayısını 270’e çıkarmak.
Bugüne kadar protokol imzalanarak fason üretim yapılan büyük şirketler arasında Lacoste, Kiğılı, Chakra ve Vakko gibi tekeller yer alıyor.
ZORUNLU 'GÖNÜLLÜLÜK' SİSTEMİ
Tutukevleri İş Yurtları’nın çalışma koşulları nasıl? Bu soruyu Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneğinde (CİSST) İşçi Tematik Alan Sorumlusu Heval Zelal Avcı cevaplıyor. Mektup ve danışma hattı aracılığıyla başvuruda bulunan işçi mahpusların aktarımlarını sıralayan Avcı, “İş güvenlikleri yok. Hasta mahpuslar ağır işlerde çalıştırıldıklarını söylüyor. Ücretler yetersiz” diyor. Avcı, iş yurtlarında, iş güvenliği uzmanı ya da işyeri hekimi de bulundurulmadığını ifade ediyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ise açık cezaevinde kalan mahpuslar için çalışmanın bir çeşit zorunluluğa dönüştüğünü anlatıyor. Mahpusların uzun saatler, ağır koşullarda çalıştırıldığını söyleyen Yoleri de “Diğer yandan bazılarına sigorta yapılıyor ancak sigortalı çalışanlara yatırılan primler emeklilikte geçerli değil. Dolayısıyla uzunca yıllar hapishanede çalışan kişilerin emekliliğine bir etkisi olmuyor” diyor.
Anayasa’nın “Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır” ifadesinin yer aldığı 18. maddeye dikkat çeken Avcı “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 29. maddesinin 1. fıkrasında ‘Kurum hekimi tarafından ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olduğu belirlenen meslek sahibi olmayan hükümlüler ile meslek sahibi olan istekliler, kurum imkanları ölçüsünde belirlenen ücret karşılığında atölye veya iş yurtlarında çalıştırılabilirler’ deniliyor. Bu bağlamda, eğer bir sağlık problemi yoksa ve meslek sahibi değilse hükümlü bir mahpusun hapishanede çalışması zorunludur. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hapishanede çalıştırma amacının, mahpusların tahliye edildikten sonra yaşamlarını sürdürebilecek meslek ve sanatları öğrenmelerini sağlamak ve üretme isteklerini güçlendirmek olduğu belirtilmiştir” ifadelerini kullanıyor.
'ASGARİ ÜCRET ALAN TEK BİR MAHKUM YOK'
Anayasal düzenlemeye rağmen mahpusların çalışmaya zorlandığını söyleyen Yoleri ise “Çalışmak istemeyenlerin kapalı hapishaneye gönderilmekle tehdit edildiğine dair başvurular var. Dolayısıyla kendilerine sunulan koşulları kabule zorlanıyor mahpuslar, daha kötü koşullarda hapislik yaşamamak için” diyor.
Ailelerinden para alamayan bazı mahpusların ise çalışmak istemelerine rağmen taleplerinin reddedildiğini anlatan Avcı “Özellikle çalışmak isteyen ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü mahpuslar, LGBTİ+ mahpuslar ve yabancı uyruklu mahpusların çalışma talepleri reddedildi” dedi.
Mahpusların sosyal hak ve yardımlar konusunda da sorunlar yaşadığını ifade eden Avcı, “Yönetmeliğin ‘Hükümlülerin sosyal hak ve yardımlardan yararlandırılması, kamu veya özel sektöre ait işverenin yasal durumu da göz önünde bulundurularak tespit edilir’ şeklindeki maddesi işveren lehine bir durum oluşturmakta ve mahpusların sosyal hak ve yardımlardan yararlandırılmaması için açık kapı bırakmaktadır. Dernek olarak bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmalarda asgari ücret alan ve sigortası yaşlılık sigortasını da kapsayacak şekilde yatırılan bir tek mahpusa dahi rastlamadık” dedi.
DÜNYACA ÜNLÜ MARKALARIN ELİ ORADA
Dünyanın pek çok ünlü markasının hapishanelerde fason üretim yaptırdığını hatırlatan Yoleri şunlara dikkat çekti: “Özellikle tekstil alanında çok daha net olarak karşımıza çıkıyor. Büyük firmaların fason işlerinin yapıldığı yerler haline getirilmiş hapishaneler ki bunu geliştirmeye çalıştıklarını da biliyoruz. Bu sistem Türkiye'de de daha işler hale getirilmeye çalışılıyor.”
Mahpus emeği sömürüsü cezaevleri ve fason üretim yaptırmak isteyen şirketler arasında düzenlenen ihale ile yapılıyor. Bu süreç Döner Sermayeli Kuruluşlar İhale Yönetmeliğine göre işletiliyor. İhale sonrası İş Yurtları Yönetmeliği gereği idareyle ve ilgili birimlerle iş sözleşmesi yapılıyor.
Yoleri bu sürecin denetimsizliğine dikkat çekerek “Burası ciddi bir rant alanına dönüşmüş durumda. Dolayısıyla hapishanelerde tekstilden marangozluğa kadar pek çok konuda, pek çok iş kolunda çalışma söz konusu. Dolayısıyla çok büyük bir emek sömürüsünden, bir zorla çalıştırmadan söz ediyoruz” diyor.
Tutuklu ve hükümlülerin ürettikleri ürünler önceki yıllarda yalnızca adliye ve cezaevi kantinlerinde satışa sunuluyordu. Ancak baskıyla üretimde sağlanan artış sonrası üretilen mal ve hizmetlerin satışı için kent merkezlerinde de satış yerleri kuruldu. Bugün bakanlığa ait 31 sosyal tesisin yanı sıra 79 satış mağazasında bu ürünler satışa sunuluyor.
ÜCRETLER NASIL BELİRLENİYOR?
İşçi mahpuslara verilen ücretin belirlenme şeklini de anlatan Yoleri “Bu ücreti yetkilendirilen bir kurul belirliyor. İş yurtları yönetmeliğinde kurul tanımlanmış. Örneğin ‘A açık hapishanesinde’, ‘B işinde’ çalışan bir mahpusun ne kadar ücret alacağını o kurul belirliyor” diyor.
CİSST’ten Avcı ise 2024 yılında çalıştırılan usta statüsündeki mahpuslara 165 TL, kalfa statüsünde çalıştırılan mahpuslara 158 TL, çırak statüsünde çalıştırılan mahpuslara 150 TL, stajyer mahpuslara ise 143 TL yevmiye ödendiğini söyledi. Avcı mahpuslara ödenen fazla mesai ücretinin ise 6 TL olduğunu anlattı. Bu verilere göre bir ay boyunca hiç dinlenmeden çalışan bir usta mahpusa 4 bin 950 TL ödeniyor.
CİSST İşçi Tematik Alan Sorumlusu Heval Zelal Avcı, bu alana dair önerilerini ise şöyle sıralıyor:
İşçi mahpusların iş güvenliği ve sağlığı dikkate alınarak temel ihtiyaçlarının karşılanması sağlanmalıdır
Çalışan mahpusların sigortaları emekliliği de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir
İşçi mahpusların aldıkları ücretler sendikaların da katılımıyla yeniden belirlenmelidir
Çalışmak zorunlu olmamalıdır. Çalışan mahpus ile çalışmayan mahpus arasında bir statü farkı oluşturulmamalıdır.
Cezaevlerinde ucuz emek sömürüsü iktidarın 12. Kalkınma Planı'nda da yer alıyor. Planda “Cezaevinde kalan çocukların meslek öğrenmeleri teşvik edilecektir” ifadelerine yer veriliyor.
BAKANLIĞIN HEDEFİ SAYIYI YÜKSELTMEK
Adalet Bakanlığının 2024-2028 Stratejik Planı’nda ise yeni cezaevleri adı altında tekellere fason üretim yapan yeni atölyeler ve meslek edindirme kursu adı altında ucuz işgücü sömürüsünün yaygınlaştırılması yer alıyor. Planda yer alan bazı maddeler şunlar:
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün kurumsal yapısı ve kapasitesi güçlendirilecektir.
Ceza infaz kurumlarının kapasitesinin geliştirilmesi
Ceza infaz kurumlarının açılması
Hükümlü ve tutuklular için meslek edindirme programları geliştirilecektir.
Adalet Bakanlığı Stratejik Planı’na göre meslek edindirme kurslarına katılan mahpus sayısının da yıllara göre artırılması hedefleniyor.
2023 yılında kurslara bkatılan mahpus sayısı 33 bin 700, 2024 yılında ise 36 bin 200 iken yıllara göre hedeflenen sayı şu şekilde:
2025 yılında 38 bin 700 mahpus
2026 yılında 41 bin 200 mahpus
2027 yılında 43 bin 700 mahpus
2028 yılında 46 bin 200 mahpus