İstihbarat geçmişi olan ABD Büyükelçisi Erdoğan için ne demişti?

İsrail Dışişleri Bakanı Katz’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan paylaşımlarına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu eklemesi, özellikle yandaş basında ve sosyal medyada aktif olan aktrollerde heyecan uyandırmıştı.

"Atatürk'ün Türkiye'de inşa ettiği mirasını Erdoğan'ın ortadan kaldırdığını" yazan Katz, "Her şeyin güzel olacağı günler için umut edelim" diye yazdığı paylaşımın sonunda İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu etiketlemiş, yandaş basında İmamoğlu için 'İsrail'in desteklediği müstakbel cumhurbaşkanı adayı' yorumları yapılmıştı.

İmamoğlu ise Katz'ın paylaşımını alıntılayarak verdiği yanıtta "Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrağına ve Cumhurbaşkanı’na hakaret eden bu açıklamanızı size aynen iade ediyorum. Demokrasiyi ve hukuku, elinde on binlerce çocuğun kanı olan birilerinden öğrenecek değiliz. Evet, her şey çok güzel olacak. Filistin özgür olduğu zaman" yazarak İsrail bakanına tepki göstermişti.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan bugünkü yazısında bu konuya değindi ve ilginç bir hatırlatmada bulundu. TRT'nin eski Haber Dairesi başkanı Nasuhi Güngör'ün 'Yenilikçi Hareket'adlı kitabındaki bilgilere yazısında yer veren Pehlivan, şu anda piyasada bulunmayan kitapta Milli Görüş çizgisi içinde Tayyip Erdoğan'ın nasıl yükseldiğinin anlatıldığını belirtti.

O GÖRÜŞME MİLAT OLDU

Yazıda aktarılana göre; kitaptaki 'keşfedilen Tayyip Erdoğan' başlıklı bölümde ilginç bir paraf var:

“Tayyip Erdoğan hiç kuşkusuz başarılı bir İstanbul il başkanı ve ardından büyükşehir belediye başkanıydı. Ancak Erdoğan’ın ne zaman keşfedildiğine ilişkin hayli ilginç bir iddia vardı. Erdoğan daha RP Beyoğlu ilçe başkanı iken dönemin ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz’le tanıştırılmıştı. Kasımpaşa’daki bir vakıfta düzenlenen tanışma toplantısında, Erdoğan’ın yanında bir RP İstanbul il yöneticisi de bulunuyordu.” 

Nasuhi Güngör, Abramowitz-Erdoğan görüşmelerinin sürekli devam ettiğini hatırlattıktan sonra, İBB’deki görüşmeye özel bir vurgu yapıyordu:  

“Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki asıl çarpıcı görüşmesi, 15 Ekim 1996 tarihinde belediye başkanlığı makamında gerçekleşti. Morton Abramowitz’in Erdoğan’ın makamına yaptığı bu ziyaret hayli uzun sürmüştü. Erdoğan, görüşme sonrasında Abramowitz’in ‘olumlu ve sıcak bir mesaj getirdiğini’ ifade etmiş ve eklemişti: ‘Mesajı kendi adıma değil, partim adına alıyorum.’ Bu mesajın içeriği konusunda, çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Abramowitz’in Erdoğan’a ‘Türkiye’nin geleceği için çok önemlisiniz’ dediği basına yansıdı. Ancak bunları teyid eden ya da yalanlayan açıklamalar olmadı. Ancak görüşmenin içeriği kadar önemli olan iki nokta vardı. Birincisi, bu görüşmenin ardından Erdoğan’la ilgili ‘Erbakan’ın veliahtı’ benzetmelerinin yerini hızla, ‘geleceğin lider adayı’na bırakmasıydı.”

O ŞAHIS MOSSAD AJANI OLMAKLA SUÇLANIYORDU

Nasuhi Güngör’ün kitabında Abramowitz'in önemi ise şöyle anlatılmış:

“Evet, eski Ankara Büyükelçisi, Carnegie Endowment başkanı ve sık sık ‘Mossad ajanı’ olmakla suçlanan, ‘ırk bilinci yüksek’ bir Amerikan Yahudisi. 

(...) Ankara’ya gelmeden önce de çok önemli görevleri vardı. ABD Dışişleri İstihbarat ve Araştırma Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapmıştı. Burada başta CIA ve FBI olmak üzere, SIA, DIA gibi Amerikan istihbarat örgütleri arasındaki koordinasyonu sağlıyordu.” 

'İMAMOĞLU TEPKİ KOYDU, PEKİ ERDOĞAN?'

Pehlivan yazısında Erdoğan'ın ayrıca başbakan olmadan önce Yahudi Komitesi’nin davetlisi olarak ABD’ye gittiğini, Yahudi Ulusal Güvenlik Enstitüsü yetkilileriyle görüşmeler yaptığını, dünyanın en etkin Yahudi örgütlerinden ADL ile ilişkilerini hatırlattı.

Yazısında bu anekdotları paylaşan Barış Pehlivan, kendisini etiketleyerek Türkiye'nin iç işlerine dair göndermelerde bulunan İsrail bakanına İmamoğlu'nun sert bir tepki verdiğini ancak buna rağmen 'İsrail adayı' yaftası vurulmaya çalışıldığını işaret etti ve şu notu düştü: "İmamoğlu İsrail’in kendisine destek vermesinden rahatsızlığını açıkça dile getirdi. Lakin, Erdoğan İBB başkanı iken benzer desteklere koşar adım el uzatmıştı."