İYİ Parti Genel Sekreteri Poyraz: Türkiye'de küçük küçük tek adamların oluşturduğu bir piramit ortaya çıktı
Kısa bir süre önce gerçekleştirilen olağanüstü kongre sonrası Genel Başkanı değişen İYİ Parti'nin Genel Sekreteri Uğur Poyraz, katıldığı canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Poyraz, CHP Genel Başkanı Özel ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı görüşmeden yeni Anayasa tartışmalarına kadar pek çok konuda açıklama yaptı.
12punto
Uğur Poyraz, Habertürk’te Eren Eğilmez’in hazırlayıp sunduğu “Gerçek Fikri Ne?” programına konuk oldu.
Kendisine AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Siyasetin yumuşamaya ihtiyacı var” sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Uğur Poyraz, siyasetin yumuşama veya sertleşme diye bir tanımlama üzerine kategorize etmenin zor olduğunu söyleyerek, yerel seçimlerde milletin siyasilere verdiği mesajı değerlendirdi.
Değerlendirmesinde, milletin yaşadığı toplumsal sorunlara karşı hamaset, kutuplaştırıcı dil, ve kavga istemediğini seçim yoluyla bildirdiğini ifade eden Poyraz, “Bugün seçim sonuç analizlerinde çıkarılan ders şu; millet diyor ki benim yakıcı sorunlarım var. Eğitimde niteliksizlik, sağlıktaki kriz, ekonomideki yakıcı buhran, hukuk ve adaletteki bütün yoksunluklar, özgürlükteki yoksunluklar var. Bu sorunlar benim Türk-Kürt olmama, Alevi-Sünni olmama, sağcı-solcu olmama iktidar yanlısı muhalif olmama bakmıyor. Bu sorunlar hepimizi kül ediyor. Seçmen artık kutuplaştırıcı dil istemiyorum dedi. Sandıktan okunacak en çarpıcı mesaj bu” diye konuştu.
Sırtlarında sorumluklar olduğunu vurgulayan Poyraz, gün sonunda bu hamaset siyasetine milletin takoz koyduğunu ve herkesin bu takozu üstüne alması gerektiğini belirtti.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE HAYALİ İÇİN…"
Poyraz, ayrıca milletin güven ve güvenin istikrarını istediğini vurgularken, “Dış dünyadaki gelişmeler konusunda da büyük ve güçlü Türkiye hayali için, hepimizin akşam yatıp sabah değişmeyen bir sisteme ve kurallara ihtiyacımız var” dedi.
Uzlaşı kültürüne bütün siyasetçilerin hazır olduğunu ve milletinin de bu yönde bir beklentisi olduğunu belirten Poyraz, “Hepimiz hazırsak, önce Türkiye’de OHAL şartlarıyla birlikte ortaya çıkmış ve OHAL sonrası da hala devam eden bu sistemi bir kenara koyalım” dedi.
“TEK ADAMLARIN OLUŞTURDUĞU BİR PİRAMİT"
Zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik “tek adam” tabirinin kullanıldığını hatırlatan Poyraz, bugün Türkiye’deki 81 ilde ve tüm ilçelerinde tek adamların olduğuna dikkati çekerek, “81 ildeki valiler, İl Emniyet Müdürleri, savcılar, suç ceza hakimleri, tapu müdürleri tek adam. Hatta daha ileri gidiyorum mahallelerde bekçiler tek adam. Yani küçük küçük tek adamların oluşturduğu bir piramit ortaya çıkıyor. Bütün bunlar bizi çok yordu ve gerdi” diye konuştu.
“OLUMLU BULUYORUZ”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretini olumlu karşıladıklarını ifade eden Poyraz, ancak bunun sadece bir fotoğrafta kalması ve ikilinin temsil ettikleri organizasyonların birbirlerine karşı nezaketlerinin aynı kararlılıkta devam etmediği standartlarda bu görüşmenin bir anlamı kalmayacağını belirtti.
"HİÇ DOKUNULMAMIŞ MADDE SAYISI 58"
Yeni Anayasa’nın bir niyet okuma olduğunu belirten Poyraz, Numan Kurtulmuş’un Müsavat Dervişoğlu’nu ziyaretinde, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini amorf bir yapı olduğu, Türkiye’nin devlet geleneği ve parlamenter kültürüyle örtüşmediğinin defaatle dile getirildiğini açıkladı.
Poyraz, 15 Temmuz darbe sürecinde ülkenin OHAL ve OHAL kanunlarıyla yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, bunun sistemin anlamlandırılması açısından anlaşılabilir bir durum olduğunu ancak o dönemin geride kaldığını ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin herkesin aklından, devlet tecrübesinden birçok şeyi süpürüp attığını dile getirdi.
Yeni Anayasa tartışmalarının Türkiye’nin yakıcı sorunlarının önüne geçmemesi gerektiğini belirten Poyraz, İYİ Parti’nin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’nin öncüsü olduğunu vurgulayarak, bu sistemin günümüzdeki sistemden kurtulmanın bir kılavuzu olduğunun altını çizdi.
Poyraz, konuşmasının devamında, “Ne zaman yeni anayasa tartışmaları gündeme gelse şöyle tırnak içinde bir cümle var ’askeri vesayet anayasası, darbe anayasası!’. 1982’de bu anayasa yapıldığında 177 maddeydi, şimdi 154 madde. 19 Paket halinde değişiklik yapılmış, 7’si Ak Parti’den önce, 12’si Ak Parti döneminde. Toplam mükerreriler dahil 184 maddeye tekabül ediyor ve toplamda 96 madde değişmiş ve hiç dokunulmamış madde sayısı 58” diye konuştu.
AKP’nin 12 yıllık iktidarı döneminde Cumhur İttifakı’nın tohumları atıldığı 2017 Referandumunu da dikkate alarak değişmeyen 58 maddeden bir kaçını sayan Poyraz, bu maddelerin hiçbirisinin darbe anayasası veya askeri vesayet ile alakası olmadığını belirtti.
Uğur Poyraz, Türkiye’nin yönetildiği sistemde Bakan ve yardımcılarını, genel müdürleri, teftiş kurulları başkanlarını, il müdürlerini atayan kişinin aynı kişi olduğunu hatırlatarak, sistemin kendi içindeki denetim mekanizmalarını atayan kişinin de aynı kişi olduğunu vurguladı.
'BAKANLAR İNSİYATİF KULLANMALI' ÇIKIŞI
Uğur Poyraz, Türkiye’de bugün emniyet, vergi dairesi, adliye veya SGK binalarında araya birilerini koymadan hiç kimsenin bu kurumlara adım atamadığını belirtti. Poyraz ayrıca bunu neredeyse herkesin yaşadığını yaşamayanların ise bir yakınlarından şahit olduklarını ifade etti.
Bu tarz sorunlarla mücadele ettiğimiz bir süreçten geçildiğini söyleyen Poyraz, “İşte o zaman da küçük alt gruplar oluşuyor, devlet içinde devletçikler!
O zaman da diyoruz ki nerde niye ayrıştık, niye çatışıyoruz? İşte bütün bunlarda eğer devleti kutsal değil de saygın kılacaksak; saygın devleti yönetecek kişileri de temsil makamında insiyatif sınırlarında belirleyerek oturtacaksak, o zaman bu anayasa da gerekli değişiklikleri ivedi ve acil olarak yapmak mecburiyetindeyiz. Ama bu bir kişinin hayatına kendimizi bağlayacağımız organizasyon maalesef olamaz!” diye konuştu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hastalığında veya vefatında “ne yapacağız?” diye soran Poyraz, bakanların yangına, depreme müdahale ederken “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile” dediğini hatırlatarak bu ülkenin Bakanlarının bir olaya müdahale ederken, kendi insiyatifini kullanarak müdahale etmesini istediğini belirtti.