İYİ Parti, gıda zehirlenmelerine ilişkin araştırma önerisi verdi: AKP ve MHP oylarıyla reddedildi

TBMM Genel Kurulu'nda İYİ Parti’nin gıda zehirlenmelerinin araştırılması amacıyla verdiği önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

12punto

Öneri üzerine söz alan İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, "Cezalar caydırıcı olmadığına göre, hiçbir markanın, otelin, okulun, yurdun, işletmenin değeri bir tek insanın canından kıymetli değildir. Açıklanmayan pestisit analiz sonuçlarından, taklit tağşiş listelerinde yer alan firmalara uygulanmayan yaptırımlara, endüstri ile pazar, pazar ile tüketici arasındaki hattın güvenliğine kadar geniş yelpazede çalışacak bir araştırma komisyonu kurmak Türkiye için, bu Meclis için kaçınılmazdır" dedi. 

TBMM Genel Kurulu'nda İYİ Parti’nin gıda zehirlenmesinin nedenlerinin araştırılması amacıyla verdiği önerisi AKP ve MHP'nin oylarıyla kabul edilmedi.

"YEDİĞİMİZ MEYVEDEN ZEHİRLENİYORUZ"

Önerge üzerine söz alan İyi Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, "Tatil için güle oynaya geldikleri memleketleri, vatanları üç yaşında bir çocuğa mezar oldu. Bir aile göz göre göre yok oldu gitti gözümüzün önünde ve Sayın Sağlık Bakanının açıklaması 'Gerekli müdahaleleri arkadaşlar yapmışlar, ilk intiba olarak orada bir eksiklik olduğunu düşünmüyoruz'. Bu açıklama bile mevzu bahis insan hayatı, halk sağlığı olduğunda aslında ne büyük bir eksikliğimiz olduğunu ortaya koyuyor" dedi

Ruhsatlı firmalarca yapılması gereken ilaçlamanın, gelişigüzel şekilde, ruhsatsız kimyasallarla yapıldığını kaydeden Taşçı, "Zehirlenme olayının zaten önlenememiş olması bizatihi eksiklik değil midir?" ifadesini kullandı.

İçtiği kahve nedeniyle bir vatandaşın da zehirlendiğini hatırlatan Taşçı, "2021 yılında 4 yaşında bir çocuk nardaki pestisitten öldü bu ülkede, 4 yaşında pestisit yüzünden yediği meyveden öldü. Kayseri’de 23 öğrenci, Mardin’de 67 öğrenci; son birkaç gün içinde sadece yaşananlar. Bir gıdanın tüketilemeyecek hale gelmiş olması için ya ham madde temininde, ya taşınmasında, ya işlenmesinde, ya depolanmasında bir uygunsuzluk yaşanmış olması gerekir" ifadesini kullandı. 

"Yediğimiz meyveden zehirleniyoruz, içtiğimiz sütten, tarım yaptığımız sudan, topraktan, soluduğumuz havadan, etten, balıktan, tavuktan" diyen Yaşçı, okullarda, yurtlarda, otellerde zehirlenme vakalarının yaşandığına dikkat çekti. Gıda güvenliğinin lüks olmadığını dile getiren Taşçı, "Cezalar caydırıcı olmadığına göre, hiçbir markanın, otelin, okulun, yurdun, işletmenin değeri bir tek insanın canından kıymetli değildir. Dolayısıyla açıklanmayan pestisit analiz sonuçlarından, taklit tağşiş listelerinde yer alan firmalara uygulanmayan yaptırımlara, endüstri ile pazar, pazar ile tüketici arasındaki hattın güvenliğine kadar geniş yelpazede çalışacak bir araştırma komisyonu kurmak Türkiye için, bu Meclis için kaçınılmazdır. Altı ay sonra, bir yıl sonra dün çocuklar için kurduğumuz gibi bunu da kurmak zorunda kalacağız" diye konuştu. 

"ÖMÜR BOYU YOKSULLUKTAN DOLAYI ÖLEBİLİYORSUNUZ"

Öneri üzerine DEM Parti grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, "Bir kere daha gördük ki, bu kimyasal zehirli maddelerde gıdadan dolayı mı zehirlendiler yoksa toksik zehirlenme mi, bunun artık hiçbir önemi yok. Bu ülkede ölüm çok ucuz, çok basitlikle yapılabiliyor; yani bunun bir kaza olmadığı gerçek anlamda AKP rejiminin iktidara geldiği yirmi üç yıllık tarihi boyunca her şeyi denetimsizliğiyle açığa çıkmıştır" dedi. Otlu, şöyle konuştu: 

"Yediğimiz meyveye, yediğimiz sebzeye hangi kimyasal maddeler değiyor, hiç kimsenin haberi yok. Turizm ve konaklamada bulunduğumuz ya da kafede, lokantada, restoranlarda hangi yiyecekleri yediğimiz, hangi içecekleri içtiğimizin hiçbirinin denetimi yok; ya da konakladığımız otellerde ya da turizm alanlarında buralara gelen temizlik maddelerinin nerelerden geçtiği konusunda da herhangi bir denetim yok, kayıt dışıdır. Bu ülkede ya aniden ölüyorsunuz ucuz bir şekilde, ya da ömür boyu yoksulluktan dolayı ölebiliyorsunuz." 

"DENETİM YETKİLERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ ZORUNLULUKTUR"

CHP Grubu adına konuşan Ankara Milletvekili Aylin Yaman, "Son dönemde artan gıda zehirlenmeleri asla tesadüf değil; denetim eksikliği ve sistemsel zafiyetlerin bir sonucudur" ifadesini kullandı. Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Türkiye olarak durumumuz uluslararası alanda da alarm vermektedir. Avrupa Birliği'ne gönderilen ürünlerde ilk dokuz ayda 384 ihlal tespit edilmiş ve Türkiye bu listede 1'inci sıraya yerleşmiştir. Pestisit kalıntıları, aflatoksin gibi kanserojen maddeler ve mikrobiyolojik riskler yalnızca ihracatımızı değil, iç piyasayı da tehdit etmektedir çünkü geri dönen bu ürünlerin tamamının imha edilip edilmediğine dair düzgün veri bulunmamaktadır ve süreç şeffaf yönetilmemektedir. Bu nedenle, denetim yetkilerinin güçlendirilmesi, belediyelere denetim yetkilerinin geri verilmesi, gıda mühendislerinin hem sahada hem kurumlarda daha etkin rol alması, laboratuvar kapasitesinin artırılması, pestisit kullanımının sıkı biçimde kontrol edilmesi artık bir tercih değil zorunluluktur."

"ÇALIŞMALARIMIZ, ARALIKSIZ DEVAM ETMEKTEDİR"

Öneri üzerine AKP grubu adına konuşan Elazığ Milletvekili Erol Keleş, gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı'nın resmi kontrollerinin risk esaslı sürdüğünü belirterek, "Bu çerçevede, 2024 yaz döneminde, özellikle turizm bölgelerinde 3 bin 405 denetim yapılmış, uygunsuzluğu tespit edilen işletmelere de gerekli idari yaptırımlar uygulanmıştır" dedi. 

Eğitim ve öğretim dönemi içerisinde okul ve yurt kantinlerinde de 15 bin 88 denetimin gerçekleştirildiğini dile getiren Keleş, "Öğrencilerimizin sağlığını korumaya yönelik tüm önlemler hassasiyetle yürütülmüştür" ifadesini kullandı. Keleş, şöyle devam etti: 

"Gıda zehirlenmesi bildirimi olduğunda Tarım ve Orman Bakanlığımız, gıda kaynaklı hastalıklara ilişkin resmî kontrol prosedürü kapsamında 81 il müdürlüğümüzde yine 7/24 saat çalışmaktadır. Şikayete konu ürünlerden, ham maddelerden ve üretim verilerinden aynı gün içerisinde numune alınmakta, hijyen koşulları değerlendirilmektedir; Sağlık Bakanlığıyla eş güdümlü çalışılmaktadır. Çalışmalarımız, halk sağlığını koruma hedefleriyle aralıksız devam etmektedir."