Kadıköy’de savcı İşçimen'e saldırı: Eşi Senem Demir İşçimen olayı anlattı

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Necip Cem İşçimen’in Kadıköy’de maç sonrası saldırıya uğramasına ilişkin eşi ve avukatı Senem Demir İşçimen, saldırı anını detaylarıyla anlattı.

12punto

İstanbul Kadıköy'de Fenerbahçe-Alanyaspor maçının ardından otoparkta saldırıya uğrayan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Necip Cem İşçimen’in eşi ve avukatı Senem Demir İşçimen, olaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Senem Demir İşçimen, saldırının detaylarını Yeniçağ gazetesi muhabiri Orhan Uğuroğlu’na verdiği röportajda paylaştı.

Senem Demir İşçimen, saldırı öncesinde yaşananları anlatırken, Erol Gök isimli şüphelinin, Savcı İşçimen’e özellikle baş bölgesine 11 kez yumruk attığını belirtti. İşçimen, eşinin aracında çocuklar olmasına rağmen saldırganın şiddetini artırdığını vurguladı.

Saldırı olayı ve öncesinde yaşananlara ilişkin detaylar aktaran Senem Demir İşçimen, şunları ifade etti:

Soru: Kavga nasıl başladı?

Av. İşçimen: Müvekkilim, maç sonrası Fenerbahçe Marina İs-Park’tan çıkmak için gişede işlem yaptırırken, bu vahşice saldırıya maruz kaldı.

Gece yarısı z-raporunu almak için kendini güncelleyen sistemden dolayı gişede sıra oluşuyor.

Arkasındaki 34 PE 5116 plakalı araçta olan ve korna çalan aracın şoförüne gişe memuru sistemden kaynaklı akışın durduğunu defalarca belirtiyor.

Soru: Neden aracından iniyor Savcı İşçimen?

Av. İşçimen: Adının Erol Gök olduğunu öğrendiğimiz araç sürücüsü sürekli ve ısrarlı bir şekilde korna çalarak, selektör yaparak, açık pencerelerden sinkaflı ve ağır içerikli küfürlerle hakaretlerini sürdürüyor.

Devam eden eylemlerine müvekkilim karşılık vermiyor.

Ancak aracının arka tamponuna temas etmek suretiyle eylemlerine fiilen devam etmeleri üzerine, arabasından inmek zorunda kalıyor.

Soru: Görüntü kaydı var mı?

Av. İşçimen: Evet. Gerek görüntü ve gerekse ses kaydı alan kamera kayıtlarının içeriği ile de sabittir.

Müvekkilimin tüm bu tahriklere rağmen hukuka aykırı hiçbir eylemi olmuyor, hukukçu titri ile sakin ve soğukkanlı kalıyor.

Kavgaya sebebiyet vermemek ve ısrarlı küfürlere son vermesini söyleyebilmek için aracın sağ arka yolcu koltuğunda oturan, adının Tayfun Tahsin İlgün olduğunu öğrendiğimiz kişiye doğru seyrediyor.

Eliyle de gişe memurunu göstererek, “Gişe memuru size anlatmaya çalışıyor, neden anlamıyorsunuz? Bu şekilde durmamızın benimle bir ilgisi yok. Zaten sistem kitlenmiş. O yüzden bekliyoruz” diyor.

Şüpheli aracın arka camından müvekkilime doğru yumruk sallamaya çalışırken çocukların yanında ağır küfürlerine devam ediyor. Müvekkilimin elini tutmaya çalışıyor ama müvekkilim buna fırsat vermeyerek aracın yanından uzaklaşmaya başlıyor.

O esnada şoför mahallinden inen ve sol taraftan doğru müvekkilime yaklaşan Erol Gök isimli şüpheli müvekkilime şiddetle vurmaya başlıyor.

Özellikle baş bölgesi olmak üzere 11 kez yumruk atmak suretiyle etkili eylemde bulunuyor.

Şehir magandalığı örneği sergileyen bu iki kişi araçtaki biri kız diğerleri erkek çocukların gözü önünde bu vahşice saldırıyı gerçekleştiriyorlar.

Soru: Bu sırada mı savcı olduğunu söylüyor?

Av. İşçimen: Hasta olduğunu ve Cumhuriyet Savcısı olduğunu ifade etmesine rağmen şüpheli, “S…m Cumhuriyet Savcısını. Yerim senin Cumhuriyet Savcılığını” gibi ağır hakaret içeren söylemlerine, küfürlerine ve eylemlerine devam ediyorlar.

Soru: Nasıl son buluyor? Şikâyetçi olunuyor mu?

Av. İşçimen: Araba içerisinde, olayın vahameti ile korkup yüksek sesle ağlayan çocukları gözeten müvekkilim bir hukukçu titri ile davranarak, hiçbir karşı eylemde bulunmuyor

Görevi gereği tehlikeli, yüksek riskli ortamlarda bulunmasına, taşıma/bulundurma ruhsatlı silahı da araçta olmasına rağmen ve bu vahşice saldırının sonlanmasını bekliyor.

Şahıslardan şikâyetçi oldu ve hukuki süreç başladı. Tutuklanmaları ile devam eden bu süreçte olayın mağduru olarak konunun takipçisi olacağız.

Soru: Neden yüksek risk oluştu savcı bey için?

Av. İşçimen: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzenden Sorumlu Başsavcı Vekili olarak Gar Patlaması, Merasim Sokak Patlaması, Kızılay Patlaması, Rus Büyükelçisi Karlov’a suikast gibi terör eylemleri ile 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında müvekkilim görev yapmıştır.