Kılıçdaroğlu'ndan sert çıkış: Sinan Oğan'a boyatması için ayakkabılarımı bile vermem
CHP'nin 7. Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında CHP'de değişen tüzükle ilgili açıklamada bulundu. Kılıçdaroğlu ayrıca; Sinan Oğan'a değil Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve üç bakanlık, ayakkabılarımı bile boyatması için vermem açıklaması yaptı.
12punto
Kılıçdaroğlu tv100'de Taksim Meydanı programına konuk oldu. Kemal Kılıçdaroğlu, programda Gürkan Hacır ve Kübra Par'ın sorularını yanıtladı.
Programdan öne çıkan soru-yanıtlar ve Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"DEVLETİN YAPILANMASINDAKİ ÇÜRÜMEYİ DE GÖSTERİYOR"
Türkiye'nin haftalardır konuştuğu Narin kızımız var. Devlet olanca gücüyle yükleniyor ama cinayet bir türlü ortaya çıkarılamıyor. Cinayete ilişkin bir şeyler söylemek ister misiniz?
- 85 milyon derin bir üzüntü içinde. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi? Hepimiz merakla bekliyoruz: Katil kim? Bu aynı zamanda devletin yapılanmasındaki çürümeyi de gösteriyor. 85 milyon hep beraber katili aramaya başaldık. Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi?
İYİ Parti başkanı Müsavat Dervişoğlu ile yarın bir görüşme yapacağınızı öğrendik doğru mu?
- Genel başkan olarak seçildikten sonra kendisini ziyaret etmemiştim, o nedenle ziyaret edeceğim.
Geçtiğimiz hafta tv100'de HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu 'Anayasa'nın 4. maddesi demokrasi açısından sakıncalıdır, tartışılabilmeli' şeklinde konuşma yaptı. Siz bu ifadelerle ilgili ne diyorsunuz?
Zekeriya Bey'in şöyle bir ifadesi var: 'Ahmaklara anlatır gibi anlatıyorum.' diyor. İlk 4 madde tartışmaları yeni değil. HÜDA Par Meclis'te olmadan önce de tartışılıyordu. Benim TOBB Genel Kurulu'nda yaptığım bir konuşma var.
Bu talep daha önce AK Parti cenahından gelmişti. Kime söylüyor 'Ahmaklara anlatır gibi.' diye? İttifakın diğer aktörlerine söylüyor. Onlar da 'Nasıl dersin?' diyemiyorlar.
Ben TOBB'da konuşma yaparken Erdoğan neredeydi? Bahçeli niye konuşmuyor bu konuda? Aynı ittifakın içind eolup da nasıl oluyor da beraber el kaldırıyorlar. Aynı hedefe yürüyor bunlar. Toplumdan gelen tepki üzerine geri adım atmış gibi görünüyorlar.
TEĞMENLERİN "MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİYİZ" YEMİNİ
Teğmenlerin yemin töreninde kılıçla yaptıkları "Atatürk'ün askerleriyiz" yemini çok tartışıldı. İktidardan tepkiler, muhalefetten destek geldi. Siz ne diyorsunuz?
O genç teğmenlerin pırıl pırıl evlatlarımızın ettikleri yemin var. Bunun hangi sözcüğünden rahatsızlar? Öğrenmek isterim. Erdoğan'ın oturduğu odada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafı yok mu? Her asker kendisini Atatürk'ün devrimlerine bağlı hisseder. Ne diyecek bu askerler? Kural şu, siz ülkenizin bağımsızlığı için mücadele eden ve o bağımsızlık için 7 düvelle savaşan bir kahramanı dillendirdi diye kimseden rahastzılık duymayacaksınız. Rahatsız olursanız başka yere gideceksiniz.
CHP'DE TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ
Altı ok tartışması var. Saygı Öztürk'ün yazısında geçiyor. Yeni parti programında da altı okun yeni yorumunun yer alması lazım demişsiniz. Bu sözler size mi ait?
CHP'nin her programında altı ok yeniden yorumlanmıştır. İlkelerinden ödün vermeksizin yeniden yorumlanmalı. Ben bunu konulduğu gibi alacağım derseniz dünyadaki değişimi kaçırmış olursunuz.
Tüzük kurultayına neden gitmediniz?
- Özgür bey ile yediğimiz yemekte Mansur Bey’de vardı il başkanı da vardı. Özgür Bey tüzük ile ilgili bilgi verdi. Yazılı metin olmadan fikir beyan etmem doğru olmaz dedim. Son şekil aldıktan sonra size göndeririz, düşüncelerinizi belirtirseniz seviniriz dedi. Bana kurultaydan bir gün önce akşam 19 civarında geldi. Dolayısıyla bir görüş hazırlama fırsatım olmadı. Kurultay da yapılan açıklamalar, benim tüzüğe karşı olumlu düşündüğüm anlamına gelmiyor.
Oldu bitti mi oldu o zaman?
- Benim tüzüğe evet dediğim, hatta ben de şaşkınlıkla izledim ama doğru değil.
Gittiğiniz zaman bu tartışmaların birinde olmak zorundasınız. Yanlış olduğunu söylemek zorundaysanız ben de bu tartışmaların içinde olmamak için gitmedim.
Üç dönem kuralını Özgür Bey'e iletmiş miydiniz?
Bunu özel bir tartışma konusu yapmak istemem ama verilen sözler varsa o sözlerin tutulması gerekir. İşin özeti budur.
Tüzük Kurultayı'nda sizin fotoğrafa girmek istemediğiniz öne sürüldü. Kurultaya gitmediniz. Neden fotoğraflara girmediniz?
Önceden çok fotoğraflarım var. Yeni dönemde yok. CHP'de genel başkanlık yapanlara her zaman saygı gösteririz.
CHP GENEL MERKEZİ'NİN KILIÇDAROĞLU TAVRI
Son dönemde bazı gazetecilerle çok sert tartışmalara giriyorsunuz. Genel Merkez'in sizi savunmakta biraz ihmal ettiklerini düşünüyor musunuz?
- Hayır. Bir siyasetçi eleştiriye açık olmak zorundadır. Hiç olmayan şeylerin eleştiri gibi sunulması ve bunları yapanların da bir dönem gazetecilik yapmış olmaları beni rahatsız eden o. Gazeteciliğin de bir onuru vardır. Kalemini satmaz, parayla pulla yazı yazmaz. Hem bunu hem başka şeyleri yapacaksınız. Sonra da iftira üstüne iftira atacaksınız. Ben de onun anlayacağı dilden yanıt veriyorum.
Seçim kazanamadınız, kurultayda da genel başkanlık yarışını kaybettiniz. Torunlarınıza vakit ayırmanızı bekleyenler oldu. Siz ofis açarak siyasete devam etme kararı aldınız. Kemal Bey ne planlıyor sorusu tartışma konusu oldu. Yeni bir siyasi oluşum kurmadınız ama çekilmediniz de. Kılıçdaroğlu'nun planı nedir?
- Önce CHP'yi tanımak gerekiyor. CHP'li olmak demek hangi düzeyde olursanız olun ülkenin sorunlarına kilitlenmek ve çözüm üretmek demektir. Bütün önceki genel başkanların hepsinin ofisleri var, ben açınca neden haber oluyor? CHP'nin kimliği sıradan bir kimlik değildir. CHP, devlet kurmuş bir partidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği söz çok önemlidir: 'Benim iki büyük eserim var biri Türkiye Cumhuriyeti, biri de CHP.'
Neden biliyor musunuz? Eğer Türkiye Cumhuriyeti bir sorun yaşayacaksa bunu çözecek olan CHP'dir. Uyuşturucu baronları geziyorlar, küçücük bir kızın katilini bulamıyorlar. Faili meçhul cinayetler. Fuhuş 13-14 yaşına indir. Kara paracılar hapse atılıyor, ellerini kollarını sallayarak çıkıyor. Bu ülkede bir savcı yargıda çete oluştu diye yazılar yazıyor. İstediğiniz kişiyi istediğiniz saatte hapisten çıkarabiliyorsunuz. Devlette her şey bir kişi,nin iki dudfağı arasında. Rüşvet alanlardan büyükelçi atandı. Üniversitelere çöküldü, bilgi üretemz oldu. Gencecik çocuklar, yaşlılar intihar ediyorlar.
Kim düzeltecek? Partiye büyük görevler düşüyor. Ben partinin bir üyesiyim. Sorumlu hissediyorum.
Haftalardır İmamoğlu, Mansur Yavaş, Kılıçdaroğlu tartışmaları konuşuyoruz. Sizin bu çıkışlarınız sizce CHP'ye yarar mı? Yoksa tartışmaları mı büyütüyor?
- Benim yaptığım çıkışların hangisi partinin aleyhine?
Özgür Özel'in normalleşme sürecine itiraz etmeniz parti içindeki tartışmaları derinleştirerek CHP'yi tartışılan bir parti haline getirmiyor mu?
Size sayayım. Devlet Bahçeli, normalleşti Erdoğan'la, Numan Kurtulmuş o da normalleşti. Şimdi TBMM Başkanı. Cesaret edip kendi milletvekiline dahi sahip çıkamıyor (Can Atalay hapiste) Süleyman Soylu o da normalleşti. Sinan Oğan hem normalleşti hem zenginleşti. Bilmiyor muyuz? Sayın Meral Akşener o da normalleşti. Herkes biliyor. Partiler iktidar olmak ister. Bunun için mücadele edersiniz. Normalleşerek iktidar olunur mu?
"YEREL SEÇİMDE YILLARIN ÇALIŞMASININ ÜRÜNÜNÜ ALDIK"
CHP'de yeni yönetim 40 yıl sonra birinci parti yapmışsa sizden farklı bir politika izlendiği için olabilir mi?
- Hayır, CHP halktan yanadır. İlkelerimizden birisi de halkçılıktır. Erdoğan, 'Sivas'ın doğusuna geçemezsiniz.' diyordu. CHP bugün her tarafa gidiyor. Nasıl oldu bu?
Yerel seçimde yeni yönetimle mi oldu?
- Hayır efendim.
İktidarla müzakere olmaz, mücadele olur dediniz. Yerel sxçeimlerde söyldiğiniz söz akamete uğradı mı? Bir Mansur Yavaş örneği çıktı. Yüzde 60 gibi rekor bir oy aldı. İmamoğlu da İstanbul da çok yüksek bir oy oranına kavuştu. Erdoğan'la mücadele ederek AK Parti seçmenini de kırmış oluyor musunuz?
- Normalleşme halkla olur. (Erdoğan'a yakın) o seçmen oy verecek parti arıyor. Yıllardır yaptığımız çalışmalarımızın ürününü aldık. Normalleşme halkla olur, halkı karşınıza alarak olmaz.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun performansını nasıl buluıyorsunuz?
- Belediye başkanlarımızın hepsi başarılı. Ankara, İstanbul da başarılı.
İmamoğlu'na 2 yıl 15 gün hapis cezası verildi. İstinaf Mahkemesi'nde onaylanacağı konuşuluyor. Onanırsa İmamoğlu başkanlıktan ayrılmak zorunda kalacak ve siyasi yasak söz konusu. Gerçekleşirse tepkiniz nasıl olur?
- Vicdanı ve ahlakı olan her kesimin buna itiraz etmesi lazım. Ne demek siyasi yasak? Hangi çağda yaşıyoruz. Siyasetçi elbette eleştirecek. Ekrem Bey bu ifadeyi (ahmak) kimler için kullandığını açıkladı. Yargının parayla iş yaptığını hepimiz biliyoruz. Umarım İstinaf böyle bir karar vermez. Yargıtay'a gittiğinde de bu ucube kararı bozar.
Partinin tepkisini zayıf bulursanız kişisel bir hareket başlatır mısınız?
Endişeniz olmasın.
Parti içinde İmamoğlu'na ceza gelsin de yolumuzda çekilsin diyenler var mıdır?
Onlar CHP'li değildir. Artı insan da değildir.
Yavaş tüzük kurultayında geç verilen bir söz hakkıyla ilgili 'Fitne ateşine odun taşımış oluruz.' dedi. Yavaş-İmamoğlu rekabetini nasıl görüyorsunuz?
- Yaşamın her alanında rekabet vardır. Rekabetin iyilikte olması lazım, kötülükte değil. Mansur ve Ekrem beylerin iyilikte yarıştıklarını biliyorum.
İki ismin cumhurbaşkanı yardımcılıkları tartışılıyor.
Seçimlere ne kadar var? Bunu neden tartışıyoruz? CHP dışındaki bir kesim bunun tartışılmasını sitiyor. Memleket ateş yeri. Yeri zamanı gelince partinin yetkili organları var.
İki ismin adı seçim sürecinde de çok geçti. Keşke ben aday olmasaydım diye düşündüğünüz oldu mu?
- Altılı masanın nasıl çalıştığını bilmeniz gerekiyor. Hiçbir yerde cumhurbaşkanı adayı olacağımı söylemedim. Altılı masada kararlar oy birliğiyle alındı.
Kamuoyunda 'Kemal Bey kendi adaylığının yolunu dizdi, aday olmasaydı seçimi alabilirdik.' diye düşünüyor. Belki yanıt vermek istersiniz.
- Hiçbir yerde aday olacağımı söylemedim. Kendi aramızda tartıştık. Ortak Mutabakat Metni hazırladık.
Akşener son toplantıda bana emrivaki yapıldı dedi.
- Doğru, konuşmadık. Siz seçimi kazandınız. Eğer ortak metni hazırlamazsanız büyük bir kaos çıkar. Ama diğerleri gidip (Cumhur İttifakı) teslim olduğu için Erdoğan'a, Erdoğan ne yaparsa yapsın hiçbir şey olmadı.
Akşener'i çağırıp soracaksınız. Neden masadan kalkıp geri oturdu. Bunun kabahati bende mi? Tüm yük benim sırtımda. Neden Erdoğan'a gittin? Eleştiriyi yaparken o kadar sıradan yapıyoruz ki... Aslında altılı masa bu toplumun barışma masasıdır.
Kılıçdaroğlu'ndan Sinan Oğan'a sert çıkış:
— 12punto (@12puntocomtr) September 18, 2024
Boyatması için ayakkabılarımı bile vermemhttps://t.co/oxMqDaCImn pic.twitter.com/KI3ZeSItdt
"BOYATMASI İÇİN AYAKKABILARIMI BİLE VERMEM"
Sinan Oğan'la bir polemiğe girdiniz ve sert bir mesaj yayınladınız
Sinan Oğan'la ilgili olarak 'ben ona boyatması için ayakkabılarımı bile vermem' demiştim.
Sinan Oğan canlı yayına çıktı ev ev tapu tapu sordum bana sizin için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve üç bakanlık teklif etti ancak önceliğim bu değil dedi. Bu doğru mu?
Siz de Oğan'ın bu açıklaması ardından sana bırak üç bakanlık ve cumhurbaşkanlığı yardımcılığı vermeyi boyatman için ayakkabı bile vermem dediniz.
Peki Oğan'ın bu iddiaları doğru mu?
Ayakkabılarımı bile boyatmaya vermem dediğime göre böyle bir şey demem mümkün değil..