KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar 12punto’ya konuştu: ‘Federasyon tuzağına düşülmemeli’

Caner TAŞPINAR- 12punto.com.tr /ÖZEL

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü dolayısıyla 12punto’ya önemli açıklamalarda bulundu. 

20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50. yıl dönümü kapsamında, TSK tarafından resmi törenler, anma yürüyüşleri ve şehitlik ziyaretlerinin yer aldığı birçok etkinlik düzenlenecek.      

Kutlamalar kapsamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve kabine üyelerinin yanı sıra siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda milletvekili de KKTC'de olacak. Kurtulmuş'a, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri ve Grup Başkanvekilleri de eşlik edecek.

Kutlamalara, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 174 Kıbrıs Gazisi, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda milletvekiliyle katılacak. Özel'in davetiyle, Kıbrıs Barış Harekatı'nda "Ayşe tatile çıksın" parolasına ilham veren, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in kızı Prof. Dr. Ayşe Güneş Ayata, dönemin Çalışma Bakanı Önder Sav da etkinliklerde yer alacak. Özel, 20 Temmuz’daki kutlama için bugün KKTC’ye gitti. 

Erdoğan ile birlikte ayrıca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal ve BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de KKTC'ye gidecek.

“YENİDEN HAYATA DÖNÜŞ VE KATLİAMDAN KURTULUŞ GÜNÜ”

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılının önemini KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar 12punto’ya anlattı. 

“Büyük bir coşkuyla kutlayacağız” diyerek sözlerine başlayan KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, 20 Temmuz’daki Barış Harekatı’nı “katliamdan kurtuluş” olarak tanımlayıp şunları söyledi: 

“Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan gelecek. Ayrıca parti başkanları, gazilerimiz, çok sayıda komutanımız, hepsi burada olacak. Büyük bir coşkuyla millet olarak 50’nci yılımızı kutlayacağız. Bir kez daha tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum. Kıbrıs Türkü’nün doğum günüdür. Kıbrıs Türkü, Kıbrıs Barış Harekatı’yla yeniden hayata dönmüş, katliamdan bir bakıma kurtulmuş, kendi devletiyle Doğu Akdeniz’de istikrarın teminatı ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte Mavi Vatan’daki hakkımızı, çıkarımızı, hava sahasındaki menfaatimizi koruyan bir Türk devletinden bahsetmekteyiz. Tüm bunları 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nda yazdığımız destana borçluyuz. Bir kez daha memleketimize, milletimize hayırlı, uğurlu olsun. Nice 50’nci yıllara…” 

“FEDERASYON KIBRIS TÜRKÜ’NÜN SONUDUR”

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 12punto’nun tüm siyasi liderlerin de bir arada olacağını hatırlatıp siyasilere mesajını sorması ise üzerine ise şu yanıtı verdi: 

“Ben, Türkiyemizin bütün siyasi liderlerinden, Türkiye’nin bütün kanaat önderlerinden, eski komutanlarımızdan, emeği geçenlerden ve şu anki Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’dan hepsinden Kıbrıs’a yönelik siyasetimizi desteklemelerini rica ediyorum. Çünkü geçmişte 50 yıldan fazla bir süre çalışılan federasyon çatısı altında Kıbrıs’ı birleştirmek, Kıbrıs için bir son anlamındaydı. Türkiye’nin bu bölgen çekilmesi, Doğu Akdeniz’den çekilmesi anlamına geliyordu. Çünkü federasyon metninde ilk cümle sıfır asker sıfır garantiydi. Yani, Avrupa Birliği’ne dahil olacağı için Kuzey ve Güney, Türkiye çekilecek, askeri de çekilecek, garantörlüğü son bulacak ve Türkiye Doğu Akdeniz’deki bütün haklarında çekilip Anadolu’ya yerleşecek. Bu da Kıbrıs Türkü’nün yalnızlığı ve sonu demektir. Onun için federasyon tuzağına bir kez daha düşmemek suretiyle iki devlet şekliyle, nasıl Filistin’de bugün iki devletten söz ediyorlar, biz bunu zaten çoktan talep ettik. Onun için Türkiye’nin iki devletli siyasetin arkasında durmasını gönülden bütün Türkiye’den rica ediyorum.”      

ANNAN PLANI SÜRECİNDE NELER OLDU

Peki, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dikkat çektiği “federasyon tuzağı” neydi?  

Bunu için Annan Planı’nı hatırlamak gerekiyor. 

Annan Planı, Türk ve Rum kesimleri halinde bölünmüş Kıbrıs Adası'nın bağımsız bir devlet olarak birleştirilmesini öneren Birleşmiş Milletler planıydı. Adını, planı ortaya atan BM eski genel sekreteri Kofi Annan'dan almıştı. 

Kasım 2003'te iktidara gelen AKP'nin “Stratejik hedef” ilân ettiği Avrupa Birliği (AB) ile ilk görüştüğü konu Kıbrıs’tı. 

AB, Türkiye ile müzakerelerin başlaması için “Kıbrıs sorununun çözümünü” şart koşmuştu. 

AKP iktidarı, “Çözümsüzlük çözüm değildir... Masadan kaçan taraf olmayacağız...” sloganlarıyla, KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın tüm itirazlarına rağmen Annan Planı'nı destekledi.

Annan Planı ile ilgili olarak 24 Nisan 2004 tarihinde, 20 yıl önce referandum yapılmıştı. 

Öncesinde dönemin Başbakanı Erdoğan, Rumların “Hayır” demesi durumunda, AB ve diğer Batı ülkelerinin KKTC'yle ilgili politikalarını yenilemeleri ve ambargonun kaldırılmasının gerekeceğini söyledi. 

Referanduma sayılı günler kala “Hayır” için çalışan merhum KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Erdoğan arasındaki tartışmalar şiddetlendi.

Denktaş'ın Türkiye'de Annan Planı'nı anlatmasına Erdoğan, “Ne anlatacaksan, Kıbrıs'ta anlat” sözleriyle tepki gösterdi. Denktaş ise, “Başbakan Kıbrıs meselesinde kandırılmıştır” dedi.

Referandum yapıldı, KKTC “Evet”, Rumlar “Hayır” dedi.

Erdoğan, “Güney Kıbrıs'ın kaybettiğini” savunup, bundan sonraki süreçle ilgili “Ben, uluslararası camiada artık Kıbrıs Türklerine bugüne kadar yapılan tecrit politikalarının, bugünden itibaren bittiğine inanıyorum” dedi.

Ancak, öyle olmadı.

KKTC, “Evet” dediği halde Avrupa Birliği sözlerini tutmadı... 

KKTC siyasetinde Annan Planı referandumunda yaşananların federal temele dayalı bir çözümün mümkün olmadığı görüşünü öne çıkardı.