Mahkemeden Şafak Başa hakkında kritik karar

İstanbul 12. İdare Mahkemesi, rüşvet iddiasıyla ev hapsinde tutulan İSKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Şafak Başa hakkında önemli bir karar verdi. Mahkeme, Başa’ya yöneltilen suçlamaya dayanak gösterilen işlemin hukuken geçerli bir idari karar olmadığını ve İSKİ’nin yetkisinin bulunmadığını açıkladı.

12punto

19 Mart 2025 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan İSKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Şafak Başa, hakkında çıkarılan rüşvet iddiası nedeniyle ev hapsi kararıyla yargı sürecine alınmıştı.

İddialara göre Başa, Tanpa Madencilik’in bir işlemine yönelik “rüşvet talebinde” bulunmuştu. Ancak şirketin talebine yönelik İSKİ’nin yetki sahibi olup olmadığına ilişkin tartışma, mahkeme kararıyla son buldu.

“İSKİ’NİN YETKİSİ YOK, İŞLEM SADECE BİLDİRİM NİTELİĞİNDE”

İstanbul 12. İdare Mahkemesi, Tanpa Madencilik’in açtığı iptal davasında önemli bir karar verdi. Dava konusu idari işlemin, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığına, sadece “başvurunun sonucunu bildiren” bir yazı olduğuna hükmedildi.

Cumhuriyet’in haberine göre mahkeme kararında şu ifadeler yer aldı:

“İptal davası açılabilmesi için, davacının menfaatini ihlal edecek nitelikte kesin ve yürütülmesi gerekli bir idari işlemin varlığı gereklidir. Oysa bu işlem, yalnızca başvuru sonucunu teyit edici mahiyettedir.”

Ayrıca mahkeme, İSKİ’nin ruhsat veya onay veren bir merci olmadığını da net bir şekilde ifade etti. Bu karar, Başa’ya yöneltilen rüşvet suçlamalarının temelini doğrudan sarsan bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

“SUÇLAMANIN HUKUKİ DAYANAĞI KALMADI”

Şafak Başa’nın avukatı Kerem Donat, mahkeme kararını “somut gerçeklerin yansıması” olarak değerlendirdi. Donat, şu ifadeleri kullandı:

“Suçlama, reddedilen bir işlem için rüşvet talep edildiği yönündeydi. Oysa bu kararla birlikte İSKİ’nin böyle bir işlemde yetkisi olmadığı açıkça ortaya kondu.”

Avukat Donat, ayrıca Tanpa Madencilik’in geçmişte aynı işlem için olumsuz görüş almasına rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığını, ancak 19 Mart’taki operasyonlardan sonra şikayette bulunmasının olayın kurgulu bir iftira olduğunu gösterdiğini vurguladı.