Mehmet Metiner'den yeni 'açılım' süreci yorumu: 'PKK-DEM ayrıntısı'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısının yankıları sürüyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Bahçeli'nin çağrısı üzerine kendisine teşekkür etmişti. Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner bu yeni sürece dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
12punto
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Öcalan" çıkışı yapan MHP lideri Devlet Bahçeli'ye teşekkürlerini ilettiği grup konuşmasını ele alan eski AKP miletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, "Kadim devlet aklının güncellendiği bir yeni süreçtir bu. Kürtlerin taleplerinin veya Kürtlerle ilgili taleplerin PKK-DEM muhatap alınarak asla konuşulmayacağının altının çizilmesi bu yeni sürecin ruhunu oluşturuyor" dedi.
Erdoğan'ın 30 Ekim Çarşamba günkü AKP grup toplantısında yaptığı konuşmayla son noktayı koyduğunu söyleyen Metiner, "Tarihi bir manifesto sundu. Çözümün de açık adresini gösterdi. Cumhurbaşkanımız Bahçeli’nin yaptığı tarihi çağrının arkasında olduğunu ifade etti. Ama muhatap olarak ne Kandil’i ne de partisi DEM’i görmediklerini alenen duyurdu. En önemlisi elindeki silahı siyasi sonuç devşirmek için kullanan Kandil’e hiç bir çağrılarının olmadığını/olmayacağını ilan etti. 'Bizim muhatabımız doğrudan Kürt kardeşlerimizdir' dedi. Yüzünü doğrudan Kürt kardeşlerine çevirip tarihi bir konuşma yapan Erdoğan 'Size uzattığım eli sımsıkı tutun' dedi" değerlendirmesinde bulundu.
ESKİ TARZ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ OLMAYACAK
Erdoğan'ın sözlerini "Kandil-DEM cephesinin 'Mecburiyet-mahkumiyet' anlayışı üzerine oturttuğu o müzakereci ve pazarlıkçı tutumunu buruşturup çöpe attı" diye yorumlayan Metiner şöyle yazdı:
"Sürecin asla onların öngördüğü doğrultuda olmayacağını, yani eski tarz bir 'çözüm süreci'nin olmayacağını kesin bir dille duyurdu.
Erdoğan-Bahçeli liderliğinde kadim devlet aklına dayalı yeni bir sürecin başladığının ve sürece katkı sağlamak isteyen herkese de kapıların açık olduğunun ifadesiydi bu.
Kapılar, 'Mecburiyet-mahkumiyet' anlayışı ekseninde ortaya konulan şımarıklıklara, tehditlere, dayatmalara, en önemlisi silah marifetiyle siyasi sonuç devşirmeyi amaçlayan tüm arayışlara tamamen kapatıldı.
Silahların koşulsuz bırakılması halinde sorunun çözümünü sağlayacak siyasi kapıların ise ardına kadar açık bırakıldı.Süreç ilan edilen devlet aklının öngördüğü şekilde devam edecek.
Tek şart, silahların koşulsuz bırakılması ve yalnızca siyasetin esas alınması.
Bu bir yeni süreç.
Merkezinde sadece Türkiye aklının olduğu bir süreç.
Sadece Türkiye Kürtlerini değil Suriye ve Irak Kürtlerini de kazanmayı amaçlayan yeni bir siyasal aklın devreye alınması sürecidir bu.
Kadim devlet aklının güncellendiği bir yeni süreçtir bu.
Kürtlerin taleplerinin veya Kürtlerle ilgili taleplerin PKK-DEM muhatap alınarak asla konuşulmayacağının altının çizilmesi bu yeni sürecin ruhunu oluşturuyor.
Bu çok doğru ve isabetli bir siyasal aklın ürünüdür."
NE OLMUŞTU?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bugün kitabın ortasından hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım" diyerek, PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrı yaptı ve "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız. Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız" ifadelerini kullandı. Bahçeli'nin sözleri siyaset kulislerini hareketlendirirken, 1 Ekim'de Meclis'in yeni yasama yılı açılışında DEM Parti'lilerle tokalaşmanın ardından gündeme gelen "yeni bir çözüm süreci mi başlıyor" sorusu daha güçlü şekilde tartışılmaya başladı.