Organizasyon Türkiye'de: ‘Vor v zakone’ akını başlar mı?

Rusya-Ukrayna savaşı, Rus gri piyasa kaçakçılarını ve hacker’ları Türkiye’ye taşıdı. Kriminolog Federico Varese, ‘vor v zakone’ olarak bilinen üst düzey suçluların, savaş nedeniyle Türkiye’ye gelebileceğini söyledi. Vorlar, Türkiye’yi ana merkez haline getirmeseler de, lojistik merkezi ve geçiş üssü olarak kullanıyor.

Utku Beycan

Utku Beycan - 12punto.com.tr

'Vor v zakone(kanun hırsızı)' ismiyle bilinen ve Sovyet coğrafyasından dünyaya yayılan mafya yapılanmaları, Türkiye'deki faaliyetlerine devam ediyor. Vorların faaliyetlerini yayınlayan ‘primecrime.ru’ sitesinin haberlerine göre, 2025 yılında Türkiye’de iki vor öldü, iki vor ise yakalandı. Ek olarak Ali Yerlikaya, B.P. isimli vorun Antalya’da yakalandığını duyurdu.

KİM BU VORLAR?

Vorlar, başta ‘vorovskoy mir(hırsızlar dünyası)’ olarak bilinen suç kültürünün yargıçları olarak tanımlandı. Genel olarak, Stalin’in Gulaglarında şekillendi. Devletle işbirliğinin yasak olduğu bu kültürün temsilcileri çalışma kamplarında kendi argosunu(fenya), kanunlarını, dövmelerini oluşturdu. İlginç ritüelleri bulunan bu kültürde iki vor, kefil oldukları bir kişiye törenle taç giydirerek(şotka) onu vor olarak atayabilir. Son derece sert kuralları ve disiplini olsa da(rütbeye aykırı bir dövme yaptırmak bile ölüm cezasıyla sonuçlanabilirdi) vorlar, varlıklarını sürdürmek için bu kuralları kimi zaman gevşetti veya tekrar sertleştirdi.

TÜRKİYE, VORZAKONLAR İÇİN GEÇİŞ ÜSSÜ

Oxford Üniversitesi'nde kriminoloji profesörü Federico Varese, 12punto’ya e-mail üzerinden verdiği demeçte Türkiye'yi vorlara karşı uyardı. Varese, şu ifadeleri kullandı:

"Son yıllarda Türkiye'de, vorların ve diğer Sovyet sonrası organize şebekelerin varlığı hakkında birçok vaka ve rapor belgelendi. Mevcut kanıtlara göre Türkiye, bu gruplar için tam bir merkezden ziyade bir lojistik üs ve geçiş noktası."

İSTANBUL, İZMİR, ADANA VE GAZİANTEP KİLİT MERKEZ

Global Initiative Against Transnational Organized Crime tarafından yayınlanan ve Varese’nin hatırlattığı bulgulara göre, özellikle Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan'ı bağlayan rotada, Gürcü ve Rus vor şebekeleri bulunuyor. Bu şebekeler silah kaçakçılığı, uyuşturucu, kara para aklama ve insan kaçakçılığı yapıyor. İstanbul, İzmir, Adana ve Gaziantep, hem yerli hem de yabancı mafya tarzı grupların kilit merkezleri olarak görülüyor.

SAVAŞ, VORLARI TÜRKİYE'YE ÇEKEBİLİR Mİ?

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi de, Türkiye'deki Rus suç örgütlerine dair vakalar bildirdi. Vakalar arasında sözleşmeli cinayetler ve kara para aklamayla bağlantılı kişiler yer alıyor. Varese, bu raporlara göre stratejik konumu nedeniyle Türkiye'nin, bir komuta merkezinden ziyade transit ve finansal operasyonlar için bir üs olduğunu söyledi.

Öte yandan Varese, vorların Türkiye'de varlıklarını arttırma ihtimaline karşı uyarıda bulundu; "Türkiye'nin vorzakon için birincil karargah işlevi gördüğünü söyleyemem ancak Türkiye elverişli bir geçiş noktası. Savaş, bazı vorları Rusya'dan çıkarabilir ve Türkiye, onların oraya gelme olasılığını göz önünde bulundurmalıdır" dedi.

TÜRKİYE'DEKİ FAALİYETLER

Varese, Sedat Peker'in iddialarında ismi geçen, Lotu Quli lakaplı Azeri vor Nadir Salifov'un öldürülmesini hatırlattı. Salifov'un 2020'de Antalya'da öldürülmesi, Sovyet sonrası suç örgütlerinin hem Türkiye'deki varlığını, hem iç rekabetlerini gözler önüne sermişti.

Türkiye, diğer bazı vorları da yakından tanımış olsa da 'yasal hırsız' geleneğinden oldukları kamuoyuna fazla yansımadı. Paramount Otel'e çöken Özbek Botır Rahimov, PKK'ya silah satan Kürt kökenli Gürcü mafya Aslan Usoyan, Beşiktaş'ta öldürülen Azerbaycanlı Rövşan Caniyev bunlardan bazılarıydı.

2023 RAPORU: YURTDIŞINDA MERKEZ ARAYAN VORLAR, TÜRKİYE VE BAE’Nİ TERCİH EDİYOR

2023’te, Global Initiative Against Transnational Organized Crime tarafından yayınlanan bir diğer rapora göre Rusya-Ukrayna savaşı, çeteleri farklı ortaklarla yeni bağlantılar geliştirmeye itti. Kremlin’in bir uzantısı gibi görünmekten kaçınan, yurtdışında yeni merkezler ve güvenli limanlar arayan Rus suçlular, Türkiye ve BAE’ni giderek daha fazla tercih etmeye başladı. Rusya’nın vorlar üzerindeki baskısı, bu durumu perçinledi.

2020’de, Volgograd’dan gelip Antalya’da toplanan üst düzey suçlular yeni bir lider seçti. Savaş, Türkiye’de benzer Rus suçlu faaliyetlerini arttırdı. Şimdi ise İstanbul ve Antalya’daki bazı gösterişli restoranlar, Sovyet coğrafyasından baronların(yerel suçluların katılımıyla) anlaşmalar ve toplantılar yaptığı, taç giydirme törenleri organize ettiği yerlere dönüştü. Örnek olarak Ocak 2023’te Trabzon’da öldürülen Gürcü vor Revaz Lordkipanidze, altı yıldır Türkiye’de bu tarz ritüeller düzenletiyordu.

Yine de, raporda Cengiz Erdinç’ten aktarılan bir bilgiye göre, “Rusça konuşan mafya Türkiye’yi güvenli bir liman olarak görüyor. … Burada üslenseler de faaliyetlerini burada yürütmüyorlar. Bu yüzden genellikle dokunulmuyorlar ve hesaplaşmaları da Türk mafyasıyla değil.”

“GRİ PİYASA KAÇAKÇILARI” DA TÜRKİYE’DE

Çetelerin yanında, Rusya’da “gri piyasa” kanallarını kullanan fırsatçı ticari yapılar da Türkiye’de faaliyet gösterdi. Rapora göre savaş sırasında iş insanları Ermenistan, Kazakistan, BAE’nin yanında Türkiye’den de, mikroçipli ev aletlerini Rusya’ya taşıdı. Bu cihazlardaki parçalar Rusya’nın insansız hava araçlarının ve füzelerinin yapımında kullanıldı.

Rusya’nın üst düzey bilgisayar ekipmanları eksiği de benzer yöntemlerle kapatıldı. Çipleri yeniden programlamaya uygun olan eski oyun konsolları, ikinci el sitelerinden veya yardım mağazalarından alındı. Bu konsollar Belarus veya Türkiye-Sırbistan üzerinden Rusya’ya sokuldu.

“RUS PROGRAMCILAR, TÜRK SİBER SUÇ ORTAMINI CANLANDIRDI”

Rapor, savaş sırasında Ermenistan, Gürcistan, İsrail ve Türkiye benzeri ülkelere yönelen iş insanlarının ve suçluların, bir “suç diasporası” yaratıp yerel çetelerle gerilimlere yol açabileceğini de belirtmişti. Türkiye’de bu durumun belli ölçüde yaşanmaya başlandığının yazıldığı raporda: “Örnek olarak savaşta Türkiye’ye akın eden Rus bilgisayar programcıları, Türk siber suç ortamını canlandırdı. Yerel hacker’larla işbirliği yapan Ruslar, çevrimiçi pazarı on milyonlarca yeni çalıntı kişisel veriyle doldurdu. Ruslar gerekli teknik becerileri sağlarken, Türkler özellikle Almanya’daki bağlantılarını kullanarak çalıntı verileri pazarladı. Böylece Ruslar yerel yeraltı dünyasına yeni yetenekler kazandırdı, aynı zamanda istikrarsızlaştırıcı bir güç de olabilirler.”