Özel’den ‘ekoseli ceket’ yorumu: Winner ceketini bir kere de biz giyelim dedik, ne olmuş?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın seçim zaferleriyle özdeşleşen ekoseli cekete benzer bir ceket giymesi hakkında konuştu. Özel, "Ceket o kadar da ekoseli bir ceket değil ama görüntüde öyle çıkmış. Bir kere de biz giyelim kime ne zararı var, 47 yıl sonra birinci parti olmuşuz." dedi.

12punto

Gazeteci Fatih Altaylı'nın programına konuk olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başaknı Özgür Özel, "Ceket o kadar da ekoseli bir ceket değil ama görüntüde öyle çıkmış. Bir kere de biz giyelim kime ne zararı var, 47 yıl sonra birinci parti olmuşuz. Ceketin adı winner (kazanan) ceketi... Özel bir mesaj yok ama bir kere de biz giyelim ne olmuş dedik. Artık winner biziz.  Bir başarıyı tek başına lidere mal etmek sosyal demokrat partiye yakışmaz" dedi.

"ÜZMEDİ BENİ"

Özel, "Ceketi alalı 15-20 gün olmuştu. O kadar kareli değil. Ayşe Ateş ile fotoğrafı çektirdikten sonra özel kalemim, 'Ceket böyle çıkmış, sorun olur mu' diye sordu. Bir kere de biz giyelim dedim. Mahsur görmedik. 3 gün boyunca CHP Genel Başkanı'nın üzerindeki winner ceketinin konuşulması üzmedi beni" diye konuştu.

"ALTILI MASA HATAYDI"

CHP Genel Başkanı, muhalefetin “6’lı masa” gibi yeniden bir araya gelebileceği bir masaya gerek duyup duymadığı konusunda da “Biz geçen sefer bir hata yaptık. 6 tane atleti koşu yarışında bellerinden birbirine bağladık. Herkesi birbirine bağladık. Herkes birbirine mani oldu. Oysa sosyal demokrat parti bu kimliğiyle, muhafazakar demokrat parti kendi kimliğiyle, milliyetçi demokrat parti o kimliğiyle koşsaydı gerektiği yerde bir işbirliği tekrar yapabilirdik” diye konuştu.

Özel, “Herkes kendi öz kimliğiyle siyaset yapmalı. Seçim sathı mahaline girildiğinde bu ittifak konuşulmalı diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

SURİYE ÇIKIŞI: GEL BEN ARACILIK EDEYİM

Suriye’yle temas konusunda önümüzdeki günlerde Esad’la görüşebileceği yönündeki sözlerine de açıklık getiren Özel, “Esad, Türk ordusunun Suriye’deki varlığını geri çekmesini ön şart olarak koyduğu için bir temas kurulamıyor görüntüsü vardı. Biz de bu kilitli kapıyı açabilir miyiz diye bir arka kapı diplomasisi üzerinden temas yürütüyoruz. Olumlu da gidiyor. Hatta belki Esad’la görüşmeden önce Dışişleri Bakanı ve Sayın Erdoğan’la görüşme yapabilirim. Sayın Esad’a gidip Atatürk’ün komşularla ilişki için üç altın kuralı vardı: Komşunun toprak bütünlüğüne saygılı ol, komşunun iç işlerine karışma, komşundaki devlet dışı unsurları muhatap alma. Ben bu anlayıştaki bir CHP’nin lideri olarak, sizin toprak bütünlüğünüze saygılı, iç işlerinize karışmayan ama seçimlerin yapılacağı demokrasinin hakim olabileceği, insan haklarına saygılı bir yönetimi komşumuzdan beklediğimiz… İç işlerine karışmamak evrensel yönetim standartlarını talep etmemek demek değildir, onda tüm devletlerin öbür devletler hakkında hakkı vardır. Orada bir soykırım yapamazsın. Ve devlet dışı unsurların tanınmaması. Yani ben senin içindeki bazı örgütleri Kuvâ-yi Milliye olarak görmüyorum. Gel ben aracılık edeyim. Oturalım ve Türkiye’yle bir masaya oturulsun. Bu sığınmacı sorunu ve senin de iç savaş sorununu çözecek adımlar atılsın” açıklaması yaptı.