Rojin Kabaiş’in ailesinden yeni karar: ‘Annesiyle Van’a gideceğiz, kızım için canım pahasına mücadele edeceğim’

Van'da şüpheli şekilde hayatını kaybeden Rojin Kabaiş'in ölümünün üzerinden 7 ay geçti. Baba Nizamettin Kabaiş, "Çok zaman geçti. Neredeyse unutulacak. Kızımın dosyası karanlıkta kaldı. İlgilenilmediğini düşünüyorum" diyerek Rojin'in annesi ile birlikte ilgili makamlarla görüşmek üzere Van'a gideceklerini söyledi.

Hazal Güven

Hazal Güven - 12punto.com.tr

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1. Sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül’de kaldığı yurttan akşam yemeğini yedikten sonra dışarıya çıktı ve bir daha haber alınamadı. 

Başlatılan arama çalışmalarının 18’inci gününde Rojin’in cansız bedeni, kaybolduğu noktadan tam 24 kilometre uzaklıkta bulundu. Adli Tıp Kurumu tarafından yaklaşık 7 saat boyunca otopsi incelemesi yapıldı ve vücudundan incelenmek üzere 80 numune alındı. Açıklanan otopsi sonucunda Rojin’in ölüm nedeninin ‘suda boğulma’ olduğu bildirildi. 

Ancak Rojin bulunduğunda vücudunda darp izleri vardı. Ailesi üniversiteye kaydolduğu için ne kadar heyecanlı ve mutlu olduğunu defalarca kez anlatsalar da ölümü için intihar söylentileri hızla yayıldı. Gelinen noktada bundan 7 ay önce acı haberi alan ailenin tüm soruları yanıtsız, Rojin’in ölümü ise şüpheli kaldı. 

Baba Nizamettin Kabaiş, Rojin’in ölümünün yedinci ayında 12punto’ya açıklamalarda bulundu. “Zaten ben baştan beri üzerini kapatmaya çalıştıklarından şüpheleniyorum. Her şey ortadaydı ama yetkililer sürekli intiharın üzerinde duruyorlardı” diyen Nizamettin Kabaiş, “Gerekirse ben Van’a gideceğim. Emniyet, savcılık, valilik… Annesi ile birlikte bugün yarın tüm mercileri zorlamak adına gitmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. 

‘ÇOK ZAMAN GEÇTİ, DOSYAYLA İLGİLENİLMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’

Hukuki sürece ilişkin konuşan Nizamettin Kabaiş, “Dosyada gizlilik devam ediyor diyorlar. Dosyanın bir kısmının ele alındığını bir kısmı için ise hala savcılıkta olduğunu söylüyorlar. Çok zor. Zaten ben baştan beri üzerini kapatmaya çalıştıklarından şüpheleniyorum. Her şey ortadaydı ama yetkililer sürekli intiharın üzerinde duruyorlardı” dedi. 

Baba Nizamettin Kabaiş, sözlerine şöyle devam etti: 

“Çok zaman geçti. Neredeyse unutulacak. Karanlıkta kaldı dosyası. İlgilenilmediğini düşünüyorum. Yetkili makamlara ben çok çağrıda bulundum. Üniversite ve öğrenci yurduna giden gazeteciler oldu. İzin verilmedi. Ben o zamanda da söyledim, “bırakın gazeteciler de işini yapsın” dedim. Üniversitenin içine girsinler, müdürle, oda arkadaşlarıyla konuşsunlar dedim. En yakınında kimler varsa onlarla konuşulsun. En azından bir ipucu belki yakalanır. Bugün bir evin içinde bile biri kaybolsa o binayı komple soruşturmaya alacaklardı. Bütün aileyi gözaltına alacaklardı. Bu kız üniversitede kaybolmuş. Burada neden yapmıyorlar? Bunu defalarca söyledim.”

Rojin’in annesi ile birlikte her gün mezarına gidip geldiklerini belirten Nizamettin Kabaiş, "Öyle bir özlemişim ki onu. Rojin için çok acı çekiyorum. Şu an konuşuyorum ama sözler boğazıma düğümleniyor. Bu süreç çocuğuma hakarettir. Darp izleri olduğu halde halen daha intiharda ısrar ediyorlar. Bugün bir üniversite öğrencisi demek belki de ilerinin memuru demek devlet için. Bu kız 4 yıl okuyacaktı, öğretmen olacaktı” ifadelerini kullandı. 

‘ANNESİ İLE VAN’A GİDECEĞİZ’

Soruşturma sürecine tepki gösteren Nizamettin Kabaiş, şunları söyledi: 

“Ne bir gözaltı var, ne kimse görevden alınmış. Görevini ihmal eden kişiyi de görevden almadılar, uzaklaştırmadılar. Çocuğum bir gece boyunca yurda gitmemiş, öbür gün bize haber verdiler. Suçlu olduğu açıkça belli olanlar bile yargılanmadı. Sonuç ne olacak bilmiyorum ama bir haksızlık, hukuksuzluk olursa ben kendimi ortaya atacağım ve kızım için canım pahasına ben mücadele edeceğim. Gerekirse ben Van’a gideceğim. Emniyet, savcılık, valilik… Annesi ile birlikte bugün yarın tüm mercileri zorlamak adına gitmeyi düşünüyoruz."

'ETKİN BİR SORUŞTURMA YAPILMASI GEREKİYOR'

Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümünü başından bu yana yakından takip eden Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Avukatı Aslı Ağar, "Herkesin şüpheli olarak soruşturmadan geçirilmesi lazım. Üzerinin kapatılmaması için savcılık etkin bir soruşturma yapmalı. Bu dosya bu şekilde kapatılırsa başka kadınların can güvenliği ile ilgili de tehdit oluşturacak" dedi. 

12punto'ya konuşan Ağar, şu ifadeleri kullandı: 

"Otopsi raporunda ölümü ‘suda boğulma’ olarak verilmiş ve iki erkeğin DNA örnekleri tespit edilmişti. Sırf otopsi raporunun kendisi bile bu dosyanın dikkatlice, titizlikle ele alınması gerektiğini bize gösteriyor. Etkin bir soruşturma yapılması ve her ihtimalin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Herkesin şüpheli olarak soruşturmadan geçirilmesi lazım. Üzerinin kapatılmaması için savcılık etkin bir soruşturma yapmalı. 

Zamanla yeni deliller de çıkabiliyor. Bu DNA’lar kime ait? Telefonunda intiharla ilgili aramalar yaptığı söyleniyor. Bunları başkası da yapmış olabilir örneğin. Her ihtimali göz önünde tutmak gerekiyor. Bu soruşturmadan ‘intihar’ denilerek vazgeçilmemesi gerekiyor. Bu dosya bu şekilde kapatılırsa başka kadınların can güvenliği ile ilgili de tehdit oluşturacak. Dosyanın sonuna kadar takipçisiyiz."