Saadettin Tantan'dan çarpıcı 'Bahçeli' yorumu: "Sinan Ateş olayını Bahçeli de dahil olmak üzere kimse örtemez"

Eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, usta gazeteci Tuncay Mollaveisoğlu ile 12'den programının konuğu oldu. Tantan, Türkiye'nin gündeminden düşmeyen Sinan Ateş cinayeti ve Ayhan Bora Kaplan dosyasına ilişkin çarpıcı yorumlarda bulundu. Tantan, Sinan Ateş cinayetine ilişkin, "Sinan Ateş olayını Bahçeli de dahil olmaz üzere kimse örtemez" ifadelerini kullandı.

12punto

Usta gazeteci Tuncay Mollaveisoğlu'nun hazırlayıp sunduğu 12'den programının bu haftaki konuğu eski İçişleri Bakanı Saadettin Tantan oldu. 

Mollaveisoğlu'nun, "Sedat Peker'in ifşalarıyla başlayan ve Ayhan Bora Kaplan davasıyla birlikte yeniden ortaya çıkan devlet-mafya ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Tantan, "Siyasi iktidarın niyeti ülkeye hizmet etmek mi yoksa kendine hizmet etmek mi? Halkın arasında böyle sorular da geliyor. Bu tip olaylara bakıldığında da özellikle bugünkü İçişleri Bakanı'nın çalışmaları halk nezdinde kabul görüyor" yanıtını verdi. 

"O CİNAYETİ KİMSE KAPATAMAZ"

Tantan, son dönemde Ayşe Ateş'in ifadeleriyle yeniden gündeme taşınan Sinan Ateş dosyasına ilişkin, "Sinan Ateş, Allah rahmet eylesin. Hanımı da çok güzel konuşuyor, takip ediyor. Türk halkına mal olmuş o cinayeti kimse kapatamaz. Kamuoyu sahiplendi ve de hepimiz sahiplenmiş vaziyetteyiz. O mutlaka aydınlanacak kimse örtemez üstünü" ifadelerini kullandı.

Mollaveisoğlu ve Tantan arasındaki söyleşi şöyle:

-O cinayette bir iktidar perdesi yok mu?

-İktidar, kamuoyuna yansımasın diye sürekli örtmeye çalışıyor. Örtemiyor dikkat edin. Çünkü kamuoyu vicdanı var. Kamuoyu vicdanını örtemez, yalanlarla kapatamazsınız. Dini kullanarak hiçbir şey yapamazsınız. 

-Bir iddianame hazırlandı. Neredeyse olayı örtmek, faillerini gizlemek üzerine bir iddianameydi.

-Gizleyemiyorlar ama.

-Kim koruyor? Kim örtüyor? 

"SİNAN ATEŞ OLAYINI BAHÇELİ DAHİL KİMSE ÖRTEMEZ"

-Kimse örtemez. Sayın Bahçeli bir şeyler söylemek istiyor ama söyleyemiyor. Herkes bilir ki ülkücü hareketin lideri dışında konuşamaz, hareket edemez. Ülkücü hareket ülkeyi sahiplenir diye bir ideolojik görüş oluşmuş ama kalmadı artık. Halkın nezdinde güvenini kaybetmiş bir hareket partisi var. O bakımdan Sinan Ateş olayını Bahçeli de dahil olmaz üzere kimse örtemez. Biz de onun takipçisi olacağız.  

AYHAN BORA KAPLAN DOSYASI VE "ÖRGÜTLÜ DEREBEYLİĞİ" KAVRAMI

-Bir de Kaplan dosyasını konuşmak isterim. Bu iki dava Türkiye siyasetini şekillendiriyor. Kaplan dosyasına da baktığımızda emniyetle yargıyla siyasetle, mafyanın iç içe olduğunu görüyoruz. Orada korunup, kollanmış bir mafya lideri var. İçişleri Bakanlığı'nda koltuk değişimi yapılıyor. Soylu gidiyor Yerlikaya geliyor ve Ali Yerlikaya ile birlikte her gün bir mafya operasyonunu izliyoruz. Dünyanın bütün organize suç örgütü liderleri Türkiye'de. Türkiye'yi merkez edinmişler gibi bir durum var. Bunlara karşı da Ali Yerlikaya'nın operasyonlarını görüyoruz. Kaplan operasyonu da bunlardan biriydi. Kaplan'a operasyon düzenleyen eminyet müdürlerine de operasyon düzenlendi. Böyle oyun içinde oyun. Siz nasıl görüyorsunuz?

-Örgütlü suç derebeylerine karşı Türkiye'nin acil olarak güvenlik mimarlığını inşa etmesi gerekiyor. Yeni dünya düzeninde güvenlik mimarların bir suçla mücadelede bir ülkenin mücadelesi mümkün değil. Ona göre istihbarat teşkilatları şöyle, Kolluk güçleri böyle, silahlı kuvvetler böyle yapılanmalı diye görev tanım ve tarifleri bakımından böyle kararlar alınıyor. Türkiye bu kararlar çerçevesinde görüyor ama uygulamaya sokmuyor. Mesela OECD'nin mali eylem gücü gibi yaptık yapıyoruz, yapacağız diye sürekli uygulamaya sokmamaları gibi. O bakımdan özellikle suya karşı yapılan, özellikle içme suyu, dere suyu gibi herhangi bir suya karşı acil cezalık suç kabul ediliyor biliyor musunuz? Suyun kirlenmesine karşı yapılan her türlü eylem terör suçuna giriyor. 

-Bir fabrika zehrini suya akıtırsa ağır cezada mı yargılanır? Terör suçu gibi 

-Terör suçu gibi evet. 

-Ateş'le ilgili çok net konuştunuz. Hanımefendinin de içi rahat olsun dediniz. 

-Bora Kaplan'da orada örgütlü suçlardan 2 yapılanma var. Biri aidiyet duygusu bakımından örgütlü suçun lideri ve onun akrabalarına yönelik ekibin dikey ve yatay yapılanması oluyor. Yatay yapılanma kimler kullanacaksa oraya monte ediliyor. İşte X ilde falan yapılanma içerisinde onlar geçici kullanım ayakları. Bora Kaplan'da onlar var mı var. Peki bunlar zaman içerisinde kullanılan isimler orada kimleri kullanmış; polisi, hakimi, yargısı var. O yapılanmada onu kim ortaya çıkaracak; Cumhuriyet savcısı. Kim destek verecek? Polis ve jandarma. Kim onun örgütlü suçun derebeyliği kavramını uluslararası anlamda kabul etmek istemiyorsa Cumhurbaşkanı buna müdahale edecek. 

SOYLU VE YERLİKAYA ARASINDA KAVGA MI VAR?

-Örgütlü suçun derebeyliği yakıştırmasını Cumhurbaşkanı istemiyorsa bu yapılarla mücadele etsin diyorsunuz. Özgür Özel'in bir açıklaması vardı. "Her suçluyla fotoğrafı olan bir bakandı" diyor Süleyman Soylu için; Soylu'nun ilişki içinde olduğu birçok yapıya Ali Yerlikaya'nın operasyon yaptığı görülüyor. Bu da içeride bir kavgaya neden olmuş gibi bir algı da var. Burada bir çatışma var mı? Siz nasıl görüyorsunuz?

-Biliyorsunuz Türk milletinin en önemli özelliği arşivcilik. Özellikle Erdoğan'ın Habur olayından sonra o arşiv hep tutulageldi. Bugün dosyalar, mahkemeler kurulsa o arşiv ortaya çıkacaktır. Ondan kimsenin şüphesi olmasın. Her şey kayıt altındadır. Çatışma ortamına getirmemek gerekiyor. Soylu bir siyasetçi olduğu için, herkes fotoğrafa girmiş olabilir. 

Siyasetçinin en büyük zaafı, halkın arasında gezerken illegal birisi fotoğraf çektirip hava yapmak isteyebilir. Belki de paraya ulaşmak için kullanabilir. Bunun en güzel örneğini Dubai'deki Sedat Peker anlattı. 

Geçmişte istihbarat teşkilatının kullandığı hiçbir eylemi olmayan bir sürü Türkiye'yi kurtaran PKK'ya Asala'ya karşı mücadele ediyor diye bir sürü isimler var. Onların hiçbiri devletin yanında yer almadı. Devletin esas sahipleri; istihbarat teşkilatı mensupları ölümü göze alarak o mücadeleyi verdiler. Onlar sahipsiz isimler. Gerek silahlı kuvvetlerinde, gerek kolluk güçlerinde gerek istihbarat teşkilatında adını altın harflerle yazdırmış çok nitelikli vatanperver insanlar var. Bunların isimleri gizleniyor.

OPERASYONLARIN ARKASINDA NE VAR?

Bakan Ali Yerlikaya'nın operasyonlarına ilişkin Tantan; sözlerine şöyle devam etti:

-Orada polis teşkilatı, jandarma teşkilatı, vatandaş güvendiği adrese gidin bilgisi sunar. O bakımdan vatandaş da bilgi aktarabilir. Orada ben onu görüyorum. O bilgi akışında operasyonları yapıyor. 

Bu operasyonların arkasında güvene dayalı bir bilgi akışı var.

ASIL BİLEK GÜREŞİ ERDOĞAN İLE SOYLU ARASINDA MI?

-Aslında Süleyman Soylu'yla Ali Yerlikaya arasındaki bilek güreşi Recep Tayyip Erdoğan'la Soylu arasında mı?

-Bakan dediğiniz zaman Tayyip Erdoğan gelir. Soylu da bir siyasetçi olarak; verdiği emirleri yerine getirmiş olamaz mı öyle düşünemez miyiz? Çünkü adrese teslim bazı bilgilerin örtülmek istendiği kamuoyuna yansımadı mı? Şu anda Recep Tayyip Erdoğan, sokağa inse halkı arkasına alsa yolda yürürken örgütlü suç derebeylerlerini paramparça yapar. Bir tanesi canlı gezemez ama yapmıyor, yapmak istemiyor.

HİZBULLAH TERÖR ÖRGÜTÜ YETKİLİLERİNİ KİM AFFETTİ?

Tayyip Erdoğan'ın en büyük özelliği suç dosyalarından hoşlanıyor. Okşuyor onları, Hizbullah terör örgütü yetkililerini kim affetti. Neyi kullanarak affetti? Ondan önce mahkemeleri kullandı. Bunlar kabul edilebilir mi? Özgürlük ve demokrasiyle, adalet ve güvenlik altyapısıyla kurulmuş bir devlet bunu kabul edebilir mi? Mümkün değil.

-Emniyet ve yargıda mafya ile ilintili isimler olduğu kadar, yine emniyet ve yargının içinde tarikat ve cemaat yapılanmasının da olduğu aşikar. Bu çeşitli kareler kamuoyuna yansıdı. Bu da çok tehlikeli değil mi? 

-Onun tehlikesini FETÖ operasyonlarında gördük. Fetullah Gülen, IQ'su yüksek ne kadar genç varsa; okullar aracılığıyla gençler alındı, eğitildi. Her düzeyde eğitildi. O gençlerin beyinleri yıkandı. Aynısını Irak'ta da gördük.

Tantan ayrıca, Menzil şeyhinin sözlerini hatırlatıp, "af makamı" olduğu sözlerini hatırlattı.

MENZİLCİLER

Mollaveisoğlu'nun Menzilcilerin devletin, yargının ve bakanlıkların içinde olduğunu hatırlatması üzerine Tantan sözlerine şöyle devam etti:

-Onları kim kullanıyor o zaman. Geniş halk yığınlarıyla uğraşmaktansa bir kişi üzerinden ülke yönetiminde onların kurumsal yapılarına egemen olan güç kim olabilir. Küresel yapı mı? O tehlike var Türkiye'de. Devletin arşivinde olduğu için ifade ediyorum; Hala bazı özelikle bu yapıların maddi varlıkları ortaya çıksın diye müthiş bir çalışma yaptırmıştık. O çalışma bakanlıkta var. İlgili kurumlarda var. Yapıyı önlemek için çalışabilirler. 

SIĞINMACI MESELESİ

-Suriyeliler, Milli Güvenlik tehdidi olarak görülüyor. Afganistan'da Amerika adına savaştıkları çok belli olan o savaşçıların Türkiye'nin dört bir yanına dağılması bir milli güvenlik sorunu olarak görülüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Bizim sınırımız nereden geçiyor. Avrupa Birliği'ne girecek olan bir Türkiye'nin sınırı neresi? Yunanistan mı İran mı? Şimdi Yunanistan oldu, başlangıçta İran'dı. 

"TÜRK KİMLİĞİNDE RAHATSIZ OLAN BİR İKTİDAR"

-Avrupa Birliği'nin, Batı'nın güvenliği İran'dan başlıyor diyorsunuz. Ortadoğu'dan Batı'yı ayıran sınır olarak görülüyordu. Şimdi sınır Yunanistan'a kaydı. 

-Türkiye'de Türk kimliğinden rahatsız olan bir iktidar var belli. Türk kimliğinden rahatsız olan bir küresel yapı var. Saka ve İskitlerden bu yana, Hunlardan bu yana Türk kimliğinin olmadığı bir yer yok.

-Suriyeli göçü aslında Türkiye'yi Türk kimliğinden uzaklaştıran bir planın parçası mı?

-Suriyeliler gelmeden o konteynerlerin yapılması, tesadüfi değil. Özellikle adrese teslim Afganistan'da yetişen o silahlı güçlerin İran, Amerikan düşmanı gibi gözükenlerin Türkiye sınırına taşınması hayra alamet mi? Türkiye'nin de onu kabullenmesi ve sahiplenmesi; çoban sürülerinde faydalanması. Afganların Türkiye'de yuvalanması, küçük orta kobilerin iş vermesi, sermaye biriktirmeleri tesadüfü değil.

-Tehlike olarak görüyor musunuz?

-Batı'nın Türk kimliğininin büyümemesi karşı tavrı var. Türk kimliğini kimse ortadan kaldıramaz. Türkiye'nin acil olarak geri kabul anlaşmasını yırtması gerekiyor. 

Tantan sözlerini 12punto ailesinin güçlü kadrosuna vurgu yaparak ve her türlü desteği vermeye hazır olduğunu söylerek bitirdi. 

Söyleyişi Youtube üzerinden izlemek için tıklayınız.