SBK, Fatih Altaylı’nın yayınına çıkacağını açıkladı... Altaylı: Benim şu an bilgim yok
Ne söyleyeceği merakla beklenen ve hakkında yakalama kararı bulunan Sezgin Baran Korkmaz Fatih Altaylı’nın yayınına çıkacağını açıkladı. 12punto’ya konuşan Fatih Altaylı da ekibinin Sezgin Baran Korkmaz tarafıyla görüştüğünü ancak nasıl sonuçlandığına dair kendisine şu an için bir bilgi verilmediğini söyledi.
Masum Gök
Masum GÖK-12punto.com.tr/ÖZEL
Türkiye’de hakkında yakalama kararı bulunan ve şu an ABD’de yaşayan Sezgin Baran Korkmaz X sohbet odasında Cuma günü Fatih Altaylı’nın Youtube kanalına çıkacağını açıkladı.
12punto’ya konuşan Fatih Altaylı “Daha önce de söylemiştim. Tüm sorularımı soracağım bir bant yayını olursa böyle bir program yapacağımı söylemiştim. Emre Bey görüşmeleri yürütüyordu. Hangi aşamada bilmiyorum. Bana Cuma günü bir yayın olacağı bilgisi verilmedi. Tekrar söylüyorum; bütün sorularımı soracağım bir bant yayını olursa böyle bir program yaparım” dedi.
Fatih Altaylı daha önce de Sezgin Baran Korkmaz’ın kendi YouTube kanalına çıkmak istediğini köşesinde yazmıştı. Fatih Altaylı o yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’den gittikten sonra Avusturya’da gözaltına alınan, ABD ve Türkiye’nin iade talepleri sonrası ABD’ye iade edilen ve orada “sahte belgelerle ABD devletini soymak” olarak özetleyebileceğimiz bir suçtan ötürü ABD’li ortakları ile birlikte yargılanan ve serbest bırakılan Sezgin Baran Korkmaz.
Korkmaz benimle ikinci kez temas kuruyor.
Hiç karşı karşıya gelmediğim ve hiç elini sıkmadığım SBK, Avusturya’da iken beni aramış ve Veyis Ateş’in Türkiye’de hakkındaki tutuklama kararını kaldırtmak için kendisinden 10 milyon dolar rüşvet istediğini söylemişti.
Ben de bunu yazmıştım ve bu yazı Veyis Ateş’in din dersi öğretmenliğinden geçiş yaptığı medyadaki varlığının sonu olmuştu.
Sezgin Baran Korkmaz bu kez benimle bir görüşme yapmak istiyordu.
Arzusu, benimle bir program yapmaktı.
Bir süre önce şans eseri süsü verilerek CNN Türk ekranlarına çıkarılmıştı ve daha sonra bunun organize bir iş olduğu anlaşılmıştı.
Dahası, birkaç zamandır ortalıkta bir liste dolaşıyordu ve bu listede Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’deki imajını düzeltmek için kullanabileceği gazetecilerin de isimleri ve bu işin bedeli de yer alıyordu.
Tüm bunları bildiğim için görüşme talebine çok da olumlu yaklaşamadım.
Gazeteci olarak konu ilgimi çekse de, kirli gazetecilerle iş tutma anlayışı nedeniyle Korkmaz ile aynı kareye girmek istemiyordum.
Ve niye onca gazete, gazeteci varken benimle görüşmek istiyordu.
Yanıtladı.
Bir üst düzey medya yöneticisi ‘Altaylı ile görüş. Ona anlat derdini. Onun satın alınamayacağını herkes bilir.’ demişti.
‘Niye o medyada bir yayın değil de, ben’ diye sordum.
Bunun net yanıtı yoktu ama RTÜK korkusu da etkenlerden biriydi.
‘Bir şartla sizinle görüşürüm’ dedim.
‘Eğer Türkiye’de parasal ilişkide olduğunuz gazetecilerin isimlerini açıklar ve otelinizde aylarca misafir ettiğiniz gazeteci ve siyasetçilerin isimlerini kamuoyu ile paylaşırsanız görüşebiliriz’ dedim.
‘Sizinle yapacağımız görüşmede tüm bunları ve fazlasını açıklamaya hazırım’ dedi.
Bir yandan gazeteci olarak çok istediğim bir yayın olur.
Diğer yandan mesele o kadar pis ve kirli ki, elim ayağım kirli görünür diye çekiniyorum.
Yine de dürüst açıklamalar yapacağından emin olsam her şeyi göze alırım da, emin olamıyorum.
Acaba bu görüşmeyi yapmalı mıyım!
Tüm bu sohbeti kaybolan mesaj modunda yapmış olması da midemi bulandırmıyor değil.”