Silivri’de Ümit Özdağ alarmı!..

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ’ın tutuklanmasının ardından verdiği, “Tek endişem rahmetli Kaşif Kozinoğlu’na yapılan suikast benzeri bir suikasta uğramaktır” mesajından sonra Silivri Cezaevi’nde sıkı tedbirler alındı.

Müyesser Yıldız

Müyesser YILDIZ / 12punto.com.tr 

Bu sabah Silivri Cezaevi’ne giden Ümit Özdağ’ın kardeşi Av. Savaş Özdağ, izlenimlerini ve ağabeyinin mesajlarını 12punto ile paylaştı.

Ümit Özdağ’ın yorgun, uykulu, ama çok iyi ve moralli olduğunu belirten Av. Savaş Özdağ, ağabeyinin Kaşif Kozinoğlu mesajlarının ardından cezaevi yönetiminin ciddi güvenlik tedbirleri aldığını, örneğin Özdağ görüşme yapacağı zaman görüşme kabinlerinin bulunduğu koridorun kapısının kapatılarak başka görüşmelere izin verilmediğini, sadece kendilerinin olduğunu söyledi. Sorumuz üzerine, Ümit Özdağ’ın Kaşif Kozinoğlu mesajını vermesinin sebebini konuşmaya zaman kalmadığını belirten Av. Özdağ, ağabeyinin talebini de şöyle aktardı:

“Sürecin hukukla ilgisi yok. Bu nedenle işin magazinel yönü değil, bu yönüyle ilgilenilmesini istedi.”

“Tutuklanmasına Engel Bir Halin Bulunmaması” Ne Demek?

Av. Savaş Özdağ’la süreçteki hukuksuzlukları da konuştuk.

Sulh Ceza Hakimliğinin tutuklama gerekçesinde, dosyadaki bilgi ve belgeler sıralandıktan sonra, “şüphelinin tutuklanmasına engel bir halin bulunmaması” gibi bir ifadenin kullanıldığına dikkat çeken Av. Özdağ bunu şöyle yorumladı:

“Ağabeyim milletvekiliyken, ağır cezayı gerektiren suçüstü hali hariç gözaltına alınıp tutuklanamazdı. Artık milletvekili değil ya, adeta bilinçaltları sürçmüş, ‘Artık milletvekili değilsin, tutuklayabiliriz.’ demeye getirmişler.”

Av. Özdağ, AİHM’de aleyhimize çıkan kararların büyük bölümünün tutuklama gerekçelerine ilişkin olduğunu, bu yüzden CMK’nın 100 ve 101’inci maddelerinin defalarca değiştirilerek tutuklamada somut olgu şartının getirildiğini hatırlatırken de şunları kaydetti:

“Ağabeyimin tutuklandığı suçlama katalog suçlardan değil. Ama kuvvetli suç şüphesi ve kaçacağına yönelik somut olgunun varlığından söz edilerek tutuklandı. Büyük, küçük; ülkeyi yönetme iddiası taşıyan bir partinin genel başkanının, devletin koruma verdiği bir adamın kaçacağının somut olgusu nedir?”

Av. Özdağ’ın vurguladığı bir diğer nokta şu oldu:

“Ağabeyim Cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alındı. Bu suçlamadan tutuklanamayacağı anlaşılınca, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’ suçlamasını gündeme getirdiler. Ama bu durumda başka soruşturma numarası verilip ayrı bir dosya açılması gerekirken ilk dosya üzerinden işlem yapıldı. Bu, usülü tamamen çiğnemektir.”

Av. Özdağ son olarak, “Bunun anlamı, muhalifleri sindirmek için hukuku eğip bükmek, ‘Ben yaptım oldu’ demektir. Mücadeleye devam edeceğiz. Çok daha güçlüyüz. Herkes konuştuğunda kimseyi alamayacaklar.” dedi.

SON DAKİKA TUTANAĞI

Ümit Özdağ’ın tutuklanması kararındaki bir başka ayrıntıya da biz dikkat çekelim.

Bilindiği gibi, Özdağ’a yöneltilen suçlamalardan birisi de 30 Haziran-3 Temmuz 2024’te Kayseri’de Suriye uyruklu olduğu belirtilen bir kişinin, küçük yaştaki bir kız çocuğu taciz ettiği iddiası üzerine yaşanan olaylara yol açması.

O dönemde ve sonrasında iktidar medyasının bazı suçlamaları dışında bu konuda Ümit Özdağ hakkında herhangi bir işlem yapılmamış veya suç duyurusunda bulunulmamışken, dün Özdağ gözaltındayken hazırlanan bir raporla Özdağ’ın suçlandığı görüldü.

Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü tarafından olayların üzerinden 7 ay geçtikten sonra, 21 Ocak 2025, yani dünkü tarihle düzenlenen rapora, Özdağ’ın tutuklanma kararında aynen şöyle yer verildi:

“Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan 21.01. 2025 tarihli rapordan da anlaşılacağı üzere 30/6/2024-3/07/2024 tarihinde Kayseri'de meydana gelen olaylarda 25 emniyet personeli ve bir itfaiye personelinin yaralanmasına neden olunduğu ve olayların oluşumunda şüphelinin ve şüphelinin mensubu olduğu partiye müzahir şahıslar tarafından yapılan paylaşımlar neticesinde gerçekleştiği belirtildiği, bu doğrultuda somut tehlike unsurunun da gerçekleştiği anlaşılmakla...”