Sokaklarda yaşayan köpekler uyutulacak mı? İYİ Parti İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir, 12punto'nun sorularını yanıtladı
12punto, ''sokaklarda yaşayan köpeklerin uyutulması'' teklifinin meclise geleceği haberinin basına yansımasının ardından siyasi partilerin, konuya bakış açılarını masaya yatırıyor. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir, konuya ilişkin sorularımıza yanıt verdi.
Ayhan Taşpınarlıoğlu
Ayhan TAŞPINARLIOĞLU - 12Punto.com.tr
Sokaklarda yaşayan köpeklerin, ''toplatılıp uyutulmasını'' içeren teklifin meclise geleceği yönündeki haberler, sıcaklığını korumaya devam ediyor. Bu teklifin meclise geleceği yönündeki haberler hayvanseverleri ayağa kaldırırken insan hayatını tehdit ettiğini öne sürenleri ise memnun etti.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir, konuya ilişkin 12punto.com.tr'nin sorularına cevap verdi.
''KÖPEK TERÖRÜ TABİİKİ VAR''
Sokaklarda yaşayan köpeklerin uyutulmasına yönelik bir teklifin meclise geleceği söyleniyor. İYİ Parti, sokaklarda yaşayan köpekleri bir sorun olarak görüyor mu?
''Köpek terörü tabiiki var. Köpeklerin popülasyonunun artması sebebiyle köpeklerle insanlar arasında ortaya çıkan bir sorunun olduğunu biliyoruz.
''OLUŞTURACAĞINI PEK SANMIYORUM''
Sokaklarda yaşayan köpeklerin uyutulmasına yönelik bir yasanın meclise gelmesi halinde İYİ Parti'nin nasıl bir tavrı olur ve çatlak ses çıkar mı?
Oluşturacağını zannetmiyorum. Partim adına konuşmam çok uygun değil. Ben milletvekiliyim. Parti sözcümüz, genel başkan yardımcılarımız var. Bu konuda henüz oturup bir toplantı yapmadık. Ben sadece kendi fikrimi söyleyebilirim. Uyutulmasına tabiiki karşıyım. Çünkü herşeyden önce insanlığımız gereğince, yaradana olan saygımız nedeniyle karşıyım.
''SOKAKLAR KÖPEK DOĞURMUYOR''
İktidarın süreç yönetimini ve konuyu ele alış biçimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
20 yıldır süren bir iktidardan bahsediyoruz. Son döneme kadar belediyelerin hepsi onların elindeydi. Belediyeler, kısırlaştırmaları ve aşılarını zamanında yapmış olsaydı bu popülasyon bu kadar artmış olmayacaktı. Sadece bu değil. İnternetten hayvan satışları var. İnternete girin, hayvan satışlarını göreceksiniz. Bu sadece hayvanlar açısından değil. Vergilerini ödüyorlar mı, satılan hayvanlar ne amaçla kullanılıyor, bunlar denetleniyor mu, denetleniyorsa kim denetliyor?
Tehlikeli ırklarımız var. Tehlikeli ırklarımız için çok kısa süre verdik. Dedik ki; bu kısa süre içerisinde getirip devlete teslim edersiniz ya da aşıları, çipleri... yaparsınız dedik. Zaten bu tür hayvanları besleyen bir çok insanın parası yoktu. Bunu yaptıramadılar. Dağa, bayıra attılar bu tehlikeli ırkları. Bu tehlikeli ırklar sokak hayvanları ile çiftleşince karışık bir ırk ortaya çıktı. Bu ırk tehlikeli oldu. Bunlar denetlenmedi. Birçok belediye alıyor bir yerden götürüyor başka bir yere.
Sokak köpeği gibi bir tanım olamaz. Sokaklar köpek doğurmuyor. Devletseniz bizim ülkemizde yaşayan bütün canlılardan sorumlusunuz. İnsanla hayvanı karşı karşıya getirmemeniz gerekiyor. Bunların önlemini zamanında almış olmanız gerekiyor. Bunla ilgili 5199. sayılı kanunda siz varsınız. Değişikliği siz yaptınız. Kanun yapmak tabiiki çok önemli ama daha önemlisi o kanuna uymak. Siz devletsiniz, kanun yapıyorsunuz ve bu kanuna sizin belediyeleriniz, il komisyonlarınız, kurullarınız ve valileriniz uymuyorsa tabiki sonuç bu olur.
Ne güzel, çok kolay. 'Biz bu işleri yapmadık, hayvanlar çoğaldı, öldürelim.' Peki öldürelim. Daha önce biz bunu Hayırsız Ada'da yaşadık. İtlaf edildi hepsi. Sorun çözüldü mü, bu bir çözüm mü, sorunu kökünden çözebiliyor musunuz, uyutulmak için kullanılacak iğnelerin dolar bazında alındığını ve bu kadar hayvanı uyutarak öldürmek için maliyetinin besleme kadar zor olduğunun hesabını yapan birisi var mı?
Biz böyle bir kanun çıkarmaya karar verdiğimizde bu kanunu hazırlayanlar kimler? Veterinerler mi, akademisyenler mi, STK'lar mı? Kimlerden bilgi aldınız, neye göre hazırlıyorsunuz? Bunlar çok önemli sorular.
''HABERLERİNİN OLMADIĞINI SÖYLEDİLER''
AKP milletvekilleriyle bu konuyu görüştünüz mü? Böyle bir yasanın çıkabilme ihtimalinden rahatsız olanlar var mı?
Bir kaçıyla konuştum. Haberlerinin olmadığını söylediler. Ben bugüne kadar televizyona hiç çıkmadım. Konuşamayacağım için değil ama bir partinin kurumsallığına inanırım. O partinin sözcüsü, genel başkan yarımcıları varken bir milletvekilinin çıkmasına gerek yok. Ben milletvekiliyim. Asil olan millettir. Ben temsilen ordayım. Onların isteklerini, arzularını, eksiklerini soru önergeleriyle, araştırma önergeleriyle, kürsü konuşmalarıyla meclise taşırım. Televizyonda reklam yapmak değil benim derdim. Aldığım görevi hakkıyla yerine getirmekle sorumluyum. Bunu yaparken hiçbir şeyden çekinmiyorum. Şuan yüzlerce hesap bana saldırıyor. IP'lerini buldum. Hepsi yurtdışından aynı IP'den saldırıyor. 200 küsur troll ordusu var. Hiçbir şey beni inandığımdan çevirmeyecektir.
Tabiki çocuklarımızı önemsiyorum. Tabiiki insanlarımız çok daha önemli. İlk önce ben kendi türümün haklarını savunmakla görevliyim. Ben kendi türümü savunduğum için zaten sokak hayvanlarının da bu şekilde öldürülmemesi gerektiğini söylüyorum çünkü insan vicdanına ve onuruna sığan bir davranış olarak görmüyorum.
Bir kaç vekil var görüştüğüm. İsim vermeyeceğim. Bunları sosyal medyaya ve televizyona taşıyalım dediğim zaman 'çok linçe uğrarız' gibi cümleler kurdular. Milletinden gücünü almış bir vekil hiçbir şeyden korkmamalıdır.''