Son Dakika... CHP'de kayyum heyeti yeniden İl Başkanlığı'na geldi: Arbede çıktı
Gürsel Tekin’in 30 kişilik listeyle giriş yaptığı eski İstanbul İl Başkanlığı’nda yine arbede çıktı. Milletvekilleri yanlarındaki danışman ve yöneticilerle birlikte engellenirken, Ali Mahir Başarır “Bu ancak sıkıyönetimde olur, utanç verici bir manzara” diyerek tepki gösterdi.
12punto
CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum olarak atanan Gürsel Tekin ve beraberindeki heyet yeniden İstanbul İl Başkanlığı binasına geldi.
Tekin'in binaya gelmesinin ardından yeniden arbede çıktı.
Gürsel Tekin ve kayyum heyetinin Emniyet'le 30 kişilik bir liste paylaştığı biliniyor. Bu isimlerin dışında kimsenin binaya alınmaması talimatı verildiği ifade ediliyor.
KAYYUM HEYETİ BİNADA
Binanın kapı kısmında CHP'li milletvekilleri var. Emniyet güçleri milletvekillerinin girmesine izin veriyor ancak yanlarında herhangi bir danışman veya PM üyesinin girmesine izin verilmiyor.
Özgür Karabat binaya girmesine rağmen beraberindeki CHP'liler binaya alınmadı ve araçların girişine izin verilmedi.
15 dakika önce atanan heyet binaya girebilmişti ancak şu anda burası eski İstanbul İl Başkanlığı diyoruz, CHP liderinin çalışma ofisi haline getirilmişti.
Ali Mahir Başarır şu açıklamalarda bulundu:
"Sadece bir kayyum atanmadı. Parti yöneticilerinin, parti meclis üyelerinin, yüksek disiplin kurulu üyelerinin ilçe başkanlarının girişi yasaklanıyor.
Bu, ancak sıkı yönetim, dönemlerinde askeri mahkemelerin alacağı bir karardır. Mahkeme sadece, hukuksuz olarak, buraya 5 kişilik bir kayyum heyetine, bir karar verdi.
Mahkeme, buraya şu girebilir, bu girebilir diye bir karar vermedi. Bundan vazife çıkartan iktidar, siyaset kurumuna, fiilen el koymuştur şu dakikadan itibaren. Hiçbir polisin, burada, şu girecek, bu girecek diye yöneticilere bir ayrım yapmaya hakkı yoktur.
Utanç verici bir manzaradır. Burası, polis okuluna dönmüş vaziyette. Her katta polisler var. Neden? Neden soruyorum bunun sebebi nedir? Neden? Gürsel Tekin burada, siyah minübüsüyle buraya kadar geliyor, ben Meclis'in bana vermiş olduğu kırmızı plakayla, meclisin aracıyla arabamla buraya gelemiyorum.
Benim korumamı alırken polis, yakın koruma, devlet vermiş, alırken zorluk çıkartıyorlar. Olmaz. Ben buradan, İçişleri Bakanlığı'na sesleniyorum. İstanbul Valisi'ne sesleniyorum. Emniyet müdürüne sesleniyorum.
Bunu yapmayın, polisle bizi karşı karşıya getirmeyin. Buradan polisi çekin. Çekin. Ben bu polisle tartışmak istemiyorum. Gerçekten tartışmak istemiyorum. Hiçbiriyle tartışmak istemiyorum. Bizi bu insanlarla karşı karşıya getirmesinler. Burada durmaktan polis de hoşlanmıyor biliyorum. Ben de onlarla tartışma yapmaktan hoşlanmıyorum.
Ne işi var polisin burada? Ne işi var ya? Allah aşkına bakın. Toplamda tüm alana baktığınız zaman, 10 kilometrelik alan, kurtarılmış bölge olarak ilan edilmiş, polisler konulmuş. İlçe başkanları, seçilmiş ilçe başkanları gelemiyor. Ve şurası bu dakikadan sonra il binamız değil. Şu an bariyerlerle etrafımızı çevirdiler.
O yüzden ilçe başkanlarını alın. Arkadaşlar. Bakın ilçe başkanlarını alın. Parti yöneticilerini alın, böyle bir hakkınız yok, yok, yok. Eğer diyorsanız ki vali böyle bir emir verdi, onu bilelim. Onu da söylemiyorsunuz. Bir karar da göstermiyorlar. O yüzden fiili bir durum var. Biz buradayız. Burası, dediğim gibi bu dakikadan sonra il binası değil. Kayyum, Gürsel Tekin'in de, burada olmasına, gerek hiç yoktu zaten. Lütfen, o da gitsin, nerede görev yapacaksa, belirtilmiş, o kanunsuz görevini orada yapsın, daha fazla burada, partilisini, ilçe başkanını, insanları provoke etmesin"