Terim Fonu olayında Atilla Baltaş'ın avukatından açıklama: 'O kişi müvekkilimdir'
Terim Fonu olayında adı geçen isimlerden iş insanı Atilla Baltaş'ın avukatı Ümit Karadağ bir basın açıklamasında bulundu.
12punto
Terim Fonu olayında iş insan Atilla Baltaş'ın avukatından iddialara ilişkin açıklama geldi. Karadağ, Baltaş'ın mağdur olduğunu belirtirken; "Seçil Erzan’ın Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda; bir kişiden para beklediğini, eğer o para gelmiş olsaydı halen olayın ortaya çıkmayacağını ileri sürdüğü kişi müvekkilim Atilla Baltaş'tır" dedi.
"YASAL YOLLARA BAŞVURACAĞIZ"
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bilindiği üzere son günlerde gündemden düşmeyen Denizbank Levent Şube Müdürü Seçil Erzan; aralarında futbol dünyasının tanınmış isimlerinin de bulunduğu çok sayıda varlıklı kişiyi kendisine teslim edilen paraları zimmetine geçirerek dolandırdığı iddiasıyla yapılan şikayetler neticesi tutuklanmıştı.
Parası alınan kişilerden biri de Müvekkilim iş insanı Atilla BALTAŞ’tır. Soruşturmanın gündeme gelmesinden sonra gerek yazılı gerekse de görsel basında olay ile ilgili gerçeklikten uzak birçok haber yapılmış, müvekkil hakkında bazı kişilerce kötü niyetli, kasıtlı ve asılsız haberler yapılarak süreç baltalanmaya ve müvekkilim yıpratılmaya çalışılmıştır. Özellikle müvekkilimi asılsız ve kasıtlı olarak itham edecek kadar ileri giden ve de haberciliğin amacından uzaklaşarak yapılan bu haberler hakkında en kısa sürede gerekli yasal yollara başvuracağımızı değerli kamuoyu ile paylaşmaktayız.
"AÇIKÇA TESPİT EDİLMİŞTİR"
Müvekkilim Atilla BALTAŞ; restoran ve gayrimenkul ağırlıklı olmak üzere uzun yıllardır gerek kendi gerekse de şirketleri üzerinden çeşitli ticari faaliyetler yürüten itibarlı bir iş insanıdır.
Bahse konu haber içeriklerine; “Atilla BALTAŞ isimli kişi irdelenmeli, paralar onda mı, tefeci mi, Seçil ERZAN’ı kaçırmaya mı çalıştı, “ vb asılsız şüphe ve söylemler yer aldığını üzüntüyle görmekteyiz. Bu nedenle oluşan bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bu açıklamayı yapmak zorunluluğu doğmuştur.
Bilindiği üzre İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davaya konu iddianamede müvekkilin taraf olarak yer almaması nedeniyle bu davada taraf olarak yer alamamaktayız. Basına yansıyan dosya kapsamındaki Banka Müdürü Seçil ERZAN bu mahkemede yapılan ilk duruşmada; savcılığa vermiş olduğu ilk ifadenin Bankanın yönlendirme ve baskıları ile ifade verdiğini söylemiştir. Yönlendirildiği ve baskı altında gerçeğe aykırı olarak verdiği beyanların bir kısmı da müvekkil Atilla BALTAŞ hakkındadır. Banka müdürünün müvekkil hakkında söylediklerinin gerçeklikten uzak olduğu dosya kapsamında açıkça ispat edilmiştir. Bunların gerçek olmadığına ilişkin ayrıntılı açıklamalarımızı yapmak gerekmiştir.
"PARAYI ERZAN'A TESLİM ETMİŞTİR"
1-)Mağdurlardan Arda TURAN’ın dosyasına sunmuş olduğu ve Seçil ERZAN’ın tutuklanmadan önce sadece 1 gün önce kaydedildiği düşünülen ses kayıtlarında Arda TURAN tarafından müvekkilim Atilla BALTAŞ sorulmuş; Seçil ERZAN ise “ o adamcağız ana parasını yarısını 4’de 3’ünü falan almıştır” şeklinde kaçamak ve yine gerçeğe aykırı cevap vermiştir. Sırf bu husus müvekkilin yönlendirilmiş ifadede belirtildiği şekliyle değil şikayete konu dilekçesindeki gibi parasını alamadığını ispat etmiştir.
2-)Müvekkilimin hakkında “Tefeci” gibi söylemler ile ilgili ise; müvekkil Atilla BALTAŞ bahsettiğimiz üzere uzun yıllardır ticaret yapan bir iş insanı olmasına ve birçok banka ile çalışmasına rağmen tek bir bankada dahi faiz getirili hesaba para yatırmamış, faiz geliri elde etmemiştir. Bu hususta bankalardaki gerek şahsi gerekse de şirketleri adına açılan hesapları incelendiğinde kolaylıkla gerçek anlaşılmaktadır. Bu da müvekkilin faiz konusundaki hassasiyetini açıkça ortaya koymaktadır. Şikayet dilekçemizde de belirttiğimiz üzere müvekkil Seçil ERZAN’a parayı faiz getirisi sağlamak için vermemiş, özel kişilere tanınan ve bankanın üst yönetimi ile yönlendirilen sözde Fatih TERİM ile başlayan FON getirisi beklentisiyle vermiştir. Yani müvekkilim sözde Fatih TERİM’e özel oluşturulmuş ve faiz getirisi içermeyen bir kazanç sağladığı şeklindeki söylemlere karşılık söz konusu parayı Seçil ERZAN’a teslim etmiştir.
"DENİZBANK'I BİLGİLENDİRMİŞ VE İHTAR ETMİŞTİR"
3-)Müvekkilim ile diğer mağdurların hiçbiri birbirini tanımamaktadır. Kimsenin yönlendirmesi ile de sözde fona para aktarmamıştır. Bugüne kadarki süreçte banka müdürü Seçil’in birçok kişiye benzer söylemler söylediği ancak kişiye göre farklı söylemler söylediği de ortaya çıkmıştır. Örneğin müvekkilimin faize karşı tutumunu bilmesi ile FON kar payı/Kazancı şeklinde söylemi onu ikna için bir argüman olmuştur.
4-)Müvekkilimin bahse konu olayın ortaya çıkarılmasını ve bankanın olayı öğrenmesini sağlamıştır. Bu anamda gerek bankanın gerekse de başka insanların mağdur olmasına engel olarak telafisi mümkün olmayan mağduriyetlerin önlenmesine büyük katkı sağladığı gözardı edilmiştir. Müvekkilim bu durumu şu şekilde sağlamıştır;
A-) Müvekkil 07.04.2023 tarihinde Bakırköy 63. Noterliği’nin 08488 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile Denizbank A.Ş.’yi bilgilendirmiş ve ihtar etmiştir. Bu ihtarımız soruşturma dosyasında yer almaktadır.
"YÜZDE 253 FAİZ VAADİ İÇERMEDİĞİ BARİZDİR"
B-) Yine 07.04.2023 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde tarafımızca derhal suç duyurusunda bulunularak yasal hakkımız kullanılmıştır. Bu şikayetimizle aynı gün mağdur Bülent ÇEVİKER adına Av. Dr. Hediye ERGİN de benzer nedenle şikayette bulunmuştur. Görüldüğü üzere bankayı bu hususta ilk bilgilendiren müvekkil Atilla BALTAŞ olmuş, diğer müşteki ile yine olayı adli makamlara taşıyan ve olayın ortaya çıkarılmasını sağlayan ilk kişidir. Bu şekilde Denizbank ve Levent Şube Müdürü Seçil ERZAN’a karşı ilk bilgilendirme ve şikayeti yapanın müvekkil Atilla BALTAŞ olmasına karşın kendisinden şüphe edilmesi akılcılıktan uzak bir anlayışın eseridir. Kaldı ki basına yansıyan ve olay öncesi banka içerisinde teslim edilen içerisinde takip cihazının bulunduğu ve banka müdürünce Semih KAYA’ya verilen para çantası da müvekkile aittir. Paranın banka içerisinde teslimine yarar kesin delil de bu şekilde ortaya konulabilmiştir.
5-)Müvekkilin vermiş olduğu paralara karşı almış olduğu belgeler incelendiğinde iddia edildiği gibi %253 faiz vaadi içermediği barizdir. Savcılık dosyasına sunduğumuz belge incelendiğinde; 1.500,000,00 USD (bir buçuk milyon dolar) verilen ana paraya karşılık vade sonunda sadece yaklaşık 23.000,00 USD (yirmi üç bin USD) getiri vadedilmiştir. Bu getirinin yasal sınırlarda kaldığı ve makul olduğu gayet açıktır. Bunları söylerken diğer mağdurların ne şekilde para verdikleri veya iddialarının doğruluğu veya yanlışlığı tarafımızca bilinmemektedir. BDDK raporunda belirtildiği üzere herkesin somut olayı kendi içerisinde değişiklik göstermektedir.
PARAYI VERMESİNİ AVUKATI ENGELLEMİŞ!
6-) Seçil Erzan’ın Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda; bir kişiden para beklediğini, eğer o para gelmiş olsaydı halen olayın ortaya çıkmayacağını ileri sürdüğü kişi müvekkilim Atilla BALTAŞ’tır. Olaydan hemen önce müvekkilime çeşitli bahanelerle acilen fona biraz daha para yatırması gerektiğini söyleyen ERZAN’ın bu isteğini müvekkil kabul etmiş, söz konusu para vekil olarak teslim edilmek üzere vekil olarak tarafıma teslim edilmiş ise de; bizzat vekili olarak tarafım onay vermeyince parayı teslim edememiştir. Bu hususta inisiyatif alabilmemin yegane sebebi neredeyse tüm aileye avukatlık anlamında hizmette bulunmam ve de uzun süredir müvekkil ile oluşan aile düzeyindeki samimi diyaloğumuzdur. Tarafımda oluşan şüphe ise takip cihazı ile paranın Semih KAYA’ya verildiği ortaya çıktıktan sonra oluşmuş, bu doğrultuda müvekkil yeniden ikna edilerek gerekli yerlere bildirim ve suç duyurusunda bulunulmuştur.
Yukarıda açıkladığımız şekilde müvekkil bu olay nedeniyle mağdur olmasına karşın kimseyi itham etmemekle birlikte ‘TEFECİ’ olduğu iddia edilen kişilerle aynı kefeye koyularak zan altında bırakılmasını, şüphelinin özellikle yönlendirildiğini belirttiği beyanlarının doğruymuş gibi değerlendirilerek haber yapılmasını kabul etmek mümkün değildir. Müvekkil aleyhine iddia edilen tüm asılsız beyanlar müvekkilin olayı ortaya çıkarmasına duyulan öfkeden kaynaklı olduğunu düşünmekteyiz. Bu hususta tarafı kim olursa olsun masumiyet karinesine ve kişilerin lekelenmeme hakkına uygun şekilde davranılmasını arzu etmekteyiz.