TİP İstanbul vekili Kadıgil'den 'maden yasası' tepkisi: Halkın bir devleti yok

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TBMM'de yaptığı basın toplantısında, "Meclis Genel Kurulu'nda son iki gündür bu ülke işgal edilse bile karşılaşmayacağımız kadar büyük bir rezillikle karşı karşıyayız. Bu elimde gördüğünüz sıra sayısı 215 olan altında sözde AKP milletvekillerinin imzası olan bir işgal bir sömürü yasası ve hatta bir kapitülasyonlar rejimi getirdiler" dedi.

12punto

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, "Biz şu anda devleti olmayan bir halkız. Bu ülkede kimlerin devleti var? Bu ülkede kadın katillerinin devleti var. Bu ülkede otel patronlarının devleti var. Bu ülkede maden şirketlerinin devleti var. Bu ülkede özel hastane sahiplerinin devleti var. Tarikatlerin, cemaatlerin devleti var. Bu ülkede devlet olmayan kim? Biziz. Halk, işçiler, kadınlar, çocuklar, zeytin ağaçları, nehirler, ormanlar, bu ülkenin gerçek sahipleri. Ama bizim bir devletimiz yok" diye konuştu.

"YÜZDE İKİSİNİ DEVLETE VERECEKLER"

Meclis'in kapısının önünde üç gündür açlık grevinde kadınların olduğunu hatırlatan Kadıgil, "Şu anda orada İkizköy'ün muhtarı Necla 60 yaşında açlık grevinde. 63 yaşında Ayşe teyze açlık grevinde. Fatsa'dan Mehmet açlık grevinde. Bu insanlar 20 gündür Ankara'da Meclis'in dibindeki bir parkta nöbetteler ve son üç gündür yemeyi içmeyi bıraktılar. Bunun sebebi bu insanların hayatının birazdan bu akşam burada elini kaldırıp indiren AKP milletvekilleri tarafından sona erdirilecek olması. Bu insanların varlık amacının, bu insanların yıllardır baktıkları zeytinlerin sökülüp yerine maden şirketlerinin yerleştirilecek olması" diye konuştu.

Kadıgil, hiçbir mahkeme kararına ve ÇED raporuna gerek kalmadan her yeri "talan" edecek bir yasanın getirildiğini belirterek "Peki bu yasadan devletin karı ne olacak? Yer altındaki bir varlığın yüzde ikisini ya da üçünü o da hesaplamasının bunlara ait olduğunu düşünerek söylüyorum. Devlete verecekler. Geri kalanı kime gidecek? Geri kalanı maden şirketlerine gidecek. Yerli yabancı işbirliklerine gidecek ve dedim ya bu yasanın altında böyle AKP vekilleri imza atmış ben gerçekten utanıyorum. Vallahi utanıyorum bunların yakasındaki milletvekili rozetinden" dedi.

"UTANMADAN SAVUNMAYA DEVAM EDİYORLAR"

Kadıgil, şunları kaydetti:

"Limak Holding ve İC Enerji tarafından kurulan bir şirket var. YK Enerji adı. Bu YK Enerji, Özelleştirme İdaresi Daire Başkanlığına bir dilekçe sunuyor. Bu dilekçede şikayet ediyorlar, Birol Ergüven ve Murat Bayer imzasıyla. Resmi bir dilekçe. Ne diyorlar bu dilekçede? 'Zeytinlerin korunması hakkındaki kanun, idari yargı süreçleri neticesinde verilen yürütmeyi durdurma kararları, kamulaştırma işlemleri üzerindeki denetim mekanizmaları ve çevresel koruma hükümleri bizim işimizi zorlaştırıyor' diyorlar. Kim diyor? Limak diyor. Kim diyor? İC Enerji diyor. Bunun üzerine ne yapıyor bu ülkeyi yönetenler? El pençe divan durdukları o şirketlerin önünde bu teklifi alıyorlar. AKP milletvekilleri altına imzasını atıyorlar. Dışarıda köylüler açlığı göze almış bir şekilde bedenlerini açlığa yatırmış bir şekilde buna karşı çıkarken buradaki vekiller utanmadan bu şirketleri savunmak için devam ediyorlar. Kendilerine ait olmayan, maden şirketlerine ait olan bir şey için bu ülkeyi yakıp yıkmaya devam ediyorlar. Buradan herkesin vicdanına sesleniyorum. Meclis'in kapısının önünde oturuyorlar. Tek bir dilekleri var biliyor musunuz? Numan Kurtulmuş'un ya da bu kanlı yasada bu işgal yasasında parmağı olan herhangi bir AKP'li yetkilinin bir zahmet dışarıya çıkıp onları insandan sayıp konuşmasını bekliyorlar. Bunu yapan bir AKP'li bulamıyoruz. Numan Bey çünkü çok meşgul. Diğer AKP'liler çok meşgul. Şirketlere hizmet etmekle Cumhur İttifakı'nın bütün milletvekilleri şu an çok meşgul. O yüzden köyden gelenlerle ilgilenemiyorlar."

BAŞ İLE KURTULMUŞ KOMİSYONA İLİŞKİN GÖRÜŞTÜ

TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ın bugün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'la görüştüğünü söyleyen Kadıgil, "Bu görüşmenin asli mahiyeti elbette ki tutsak tutulan Hatay Milletvekilimiz Can Atalay'in durumuydu ve komisyonla ilgili de görüşmelerde bulunduk ama hala açıklıkla tam olarak şöyle olacak, böyle bir komisyon olacak, böyle toplanacak, bu şekilde karar alınacak gibi bir bilgi bize ulaşmadığı için bu konudaki yaklaşımımızı açıklamak için erken buluyoruz. Sadece kural olarak başından beri bu işin çözüm yeri Meclis'tir diyoruz. Bunu demeye devam edeceğiz" dedi.

"BİZ ŞU ANDA DEVLETİ OLMAYAN BİR HALKIZ"

"Bir saray rejimi yangınında yaşıyoruz biz şu anda ve Recep Tayyip Erdoğan'ın elindeki o bidonu almadıkça dört tarafımızdaki bu yangınlar devam edecek" diyen Kadıgil, şunları kaydetti:

"Bizim şu anda tek bir derdimiz var. Bu anlattığım bütün tablonun tek bir adı var devletsizlik. Biz şu anda devleti olmayan bir halkız. Bu ülkede kimlerin devleti var? Bu ülkede kadın katillerinin devleti var. Bu ülkede otel patronlarının devleti var. Bu ülkede maden şirketlerinin devleti var. Bu ülkede özel hastane sahiplerinin devleti var. Tarikatlerin, cemaatlerin devleti var. Bu ülkede devlet olmayan kim? Biziz. Halk, işçiler, kadınlar, çocuklar, zeytin ağaçları, nehirler, ormanlar, bu ülkenin gerçek sahipleri. Ama bizim bir devletimiz yok. Çünkü saray rejimi bu devleti aldı ve şirketlere verdi. O yüzden şu anda bizim artık tek bir görevimiz var devletimizi bu elinde yangın bidonu olanlardan kurtarmak ve bu kokuşmuş rejime bir son vermek. Bunun da tek yolu bazılarının sandıktan kaçmayı bırakması ve ilk fırsatta önümüzdeki ilk adımda erken seçime gidip bu rejimden kurtulmak sevgili dostlar."