TTB Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap açıkladı: M Çiçeği virüsü nasıl tespit ediliyor?

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) acil durum ilan ettiği M Çiçeği (Mpox) hakkında değerlendirmelerde bulundu. Azap, hastalık belirtilerine dikkat çekerken; "Paniğe gerek olacak bir durum değil. Bu Covid benzeri bir pandemi yapmayacak" dedi.

Burak Demirbaş

Burak DEMİRBAŞ-12punto.com.tr/ ÖZEL

Dünya Sağlık Örgütü, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden çıkan ve birçok Afrika ülkesinde görülen M Çiçeği (Mpox) virüsüne ilişkin yaptığı toplantı sonrası acil durum kararı aldı. Karar sonrası Pakistan, İsveç, Filipinler gibi ülkelerde ilk vakalar görülmeye başladı. Türkiye'de de Sakarya ve Kocaeli'de 2 şüpheli vaka görülürken vakaların M Çiçeği olmadığı açıklandı.

Hastalığa ilişkin belirsizlikler ve bilinmeyenleri Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap 12punto'ya anlattı.

'KOLAY BULAŞAN BİR HASTALIK DEĞİL'

Prof. Dr. Azap, virüsün tespitine ilişkin şunları aktardı:

"Bu hastalık belirtisiz seyretmiyor. Mutlaka kişide ateş, eklem ağrısı, lenf bezlerinde şişme ve o su çiçeğine benzer kabarcıklar ortaya çıkıyor. Hiçbir şikayeti olmayan birisinin tarama amaçlı, "bende var mıdır?" diyerek test yaptırmasına gerek yok. Kolay bulaşan bir hastlalık da değil; solunum yoluyla bulaşmadığı için aynı ortamda bulunmakla bulaşmıyor. Hasta kişiye yakın temasla bulaşıyor"

'KABUKLARDAN ÖRNEK ALINIYOR'

DSÖ'nün acil durum ilanı sonrası uçak seferleri incelendiğinde Afrika ülkelerinden Türkiye'ye uçak seferlerinin devam ettiği görülürken, Türkiye'de konuya ilişkin bir eylem planı olup olmadığı yönündeki soruya ise Prof. Dr. Azap, "Bakanlık bir rehber oluşturdu. Hastlalık belirtisi gösteren kişilerden alınacak örnekler var. Özellikle ciltteki o kabarcıklardan. Onların kabuklarından örnek alıp doğru şekilde referans laboratuvara ulaştırmak gerekiyor. Ulaştığı zaman bir PCR testi ile tanı konulabiliyor. Şüpheli vakalar için de uygulanan yöntem bu" yanıtını verdi.

'HER DÖKÜNTÜ M ÇİÇEĞİ DEĞİL'

Azap, testlerin ve örneklerin belirtiyle beraber alındığına dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nün referans laboratuvarı Ankara'da var. Ona bağlı çalışan bölge (7) laboratuvarları var. Oraya hekimlerin göndermesi gerekiyor. Belirtiler ortaya çıkınca örnek almak mantıklı. O döküntülerden alıyoruz örnekleri. Her döküntü de bunun M Çiçeği olduğu anlamına gelmiyor. Özellikle riskli bir temas varsa bu kişileri olası vaka kabul ediyoruz. 

KİMLER RİSKLİ VAKA?

Son 3 hafta içinde hastalığın görüldüğü bir ülkeden ülkemize giriş yaptıysa ya da son 3 hafta içinde hastalık belirtilerini taşıyan birisiyle teması olduysa.

TTB Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, özellikle aşı karşıtlığının salgınlarla mücadelede büyük bir engel oluşturduğunu ifade ederek, "Eninde sonunda maymun çiçeği aşılaması yapılacak. Devlet şimdiden aşı karşıtlarını susturmalı" ifadelerini kullananan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'ın sözlerini ve olası aşı rezervi ihtiyacını şöyle yorumladı:

'AŞININ RİSKLİ GRUPLAR İÇİN HAZIR OLMASI GEREKİYOR'

"Bu aşı toplumun geniş kesimlerine yapılan bir aşı değil. Sadece risk grubuna uygulanan bir aşı. Covid'deki gibi belli aralıklarla bu aşıyı yaptırma zorunluluğu olmayacak. Dünyada da böyle olmayacak. O yüzden ülkelerin tüm nüfuslarına yetecek düzeyde bir aşı üretip stoklaması söz konusu değil. Bizim elimizde de riskli gruplara uygulanmak üzere elimizde hazır olması gerekiyor. Bir de bu hastalıkta kuluçka süresi uzun olduğu için temas sonrasında temas etmiş olan kişilere yapıldığında da bu aşı hastalık gelişmesini engelleyebiliyor. O yüzden de elimizde bulunmasında fayda olan bir aşı" 

'COVİD BENZERİ PANDEMİ YAPMAYACAK'

Prof. Dr. Alpay Azap sözlerini şu sözlerle noktaladı:

"Paniğe gerek olacak bir durum değil. Bu Covid benzeri bir pandemi yapmayacak. DSÖ'nün acil durum ilan etmesinin sebebi ülkeleri, sağlıkçıların ve sağlık otoritelerinin dikkatini bu hastalığa çekmek ve bununla ilgili gerekli önemleri şimdiden almalarını ve eylem planlarını hazırlayıp hastalığı takibe almalarını ve verileri de DSÖ ile paylaşmalarını sağlamaktır