Psikiyatr Dr. Kenan Eren açıkladı: 'Kadın cinayetlerinin gerçek nedeni...'
Psikiyatr Dr. Kenan Eren, toplumda şiddetin artışını ve kadın cinayetlerini değerlendirerek, bu tür olayların yalnızca psikiyatrik vakalarla açıklanamayacağını, kültürel ve toplumsal normların büyük etkisi olduğunu vurguladı.
12punto
Psikiyatr Dr. Kenan Eren, son dönemde artan şiddet olayları ve kadın cinayetlerine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 12punto ekranlarında usta gazeteci Tuncay Mollaveisoğlu'nun sorularını yanıtlayan Eren, şiddetin temelde yalnızca psikiyatrik vakalarla açıklanamayacağını, toplumsal öğrenilen kalıplar ve değerlerin büyük rol oynadığını ifade etti.
Eren, özellikle gençlerin taraf olduğu cinayetlerde madde bağımlılığının etkisinin görüldüğünü belirterek, "Bu tip olayların psikiyatrik vakalarla açıklanması doğru değil. Toplumda öğrenilen, kültürel olarak aktarılan değerler, toplumsal normlar bu tür olayların temelinde yer alıyor. Şiddet, psikiyatri olgularından çok toplumsal ve sosyolojik dinamiklerle ilişkilidir" dedi.
'KADIN CİNAYETLERİNİN GERÇEK SEBEBİNİ KİMSE KONUŞMUYOR'
Kadın cinayetlerinin Türkiye'de olağanüstü bir sıklıkla gerçekleştiğini belirten Dr. Eren, "Kadın cinayetlerinin gerçek nedeni bu ülkede tartışılmıyor. Kadın cinayetleri, sadece kadın oldukları için işleniyor. Bu cinayetlerin temelinde, kadının toplumda nasıl tanımlandığı yatıyor. Kadın, toplumsal olarak nasıl tanımlanıyorsa, bu cinayetler de o tanıma dayanıyor" şeklinde konuştu.
Dr. Eren, özellikle "namus" kavramının, toplumda kadınlara yönelik şiddetin artmasında etkili olduğunu belirtti ve "Namus kavramı, toplumsal olarak yanlış bir biçimde şekilleniyor. Toplumun, kadını nasıl tanımladığı ve kadına nasıl bir rol biçtiği, şiddetin nedenlerini oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
'KADINA ŞİDDET TOPLUMUN ÖĞRETTİKLERİYLE BAĞLANTILI'
Kadına yönelik şiddetin sebeplerine dair önemli tespitlerde bulunan Dr. Eren, şiddet ve cinayetlerin psikiyatrik hastalıklarla ilişkisini de değerlendirdi. "Psikiyatri olgularının yalnızca bir kısmı suç işliyor. Örneğin şizofreni ya da ağır psikoz hastalarından bazıları şiddet uyguluyor, ancak bu tür vakalar oran olarak çok düşüktür. Cinayetlerin ve şiddetin esas kaynağı, toplumda öğrendiğimiz davranış kalıplarına dayanıyor" dedi.
'TOPLUMUN ÖĞRENDİKLERİNİ DEĞİŞTİRMEDEN ŞİDDET ÖNELENEMEZ'
Eren, toplumsal şiddet ve cinayetlerin önlenmesi için toplumsal değerlerin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. "Toplum olarak şiddete ve kadına yönelik olumsuz tutumları değiştirmeden, bu şiddeti önlemek mümkün olmayacak. Bu değerler, çok küçük yaşlardan itibaren ailelerden, okullardan ve çevremizden öğreniliyor. Bu nedenle toplumsal normların değiştirilmesi için daha fazla farkındalık yaratılmalı" dedi.
KADINI TANIMLAYAN METİNLER ŞİDDETİ TETİKLİYOR
Dr. Eren, kadının toplumsal tanımını etkileyen metinlerin ve kültürel ögelerin şiddetin temel sebeplerinden biri olduğunu belirtti. Dr. Kenan Eren "Kadın, küçük yaşlardan itibaren toplumda belirli kalıplarla tanımlanıyor. Kadın hakkında yazılan metinler, duyduğumuz sözler ve örnek aldığımız davranışlar, kadına nasıl yaklaşmamız gerektiğini şekillendiriyor. Bu da kadına yönelik şiddeti artırıyor" dedi.
'KADINA ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN TOPLUMUN DEĞERLERİNİ SORGULAMAK GEREK'
Son olarak, Dr. Eren, kadına yönelik şiddetin toplumsal bir sorun olduğuna ve bu sorunun sadece psikiyatri tedavisiyle çözülemeyeceğine dikkat çekti. "Şiddet, psikiyatri olgularından çok toplumsal bir sorundur. Toplumun değerlerini sorgulamalı ve değiştirmeliyiz. Çünkü şiddet toplumdan öğrenilen bir davranış biçimidir ve bu davranış biçimi, bireylerin şiddete başvurmasına yol açmaktadır" diyerek, toplumsal farkındalığın önemini vurguladı.