Yenidoğan'da 10.gün sona erdi
Yenidoğan çetesi davasında dün tutuksuz sanıklar savunma yaptı. Savunmalarda, danışmanlık adı altında başlayan sürecin SGK'yı zarara uğratma iddialarına kadar uzandığı ifade edildi. Aynı zamanda sanıklardan Fırat Sarı'nın, ilaçlarda yolsuzluk yaptığından şüphelenen başhekime hakaret edip tehdit ettiği öne sürüldü. Davada 10.gün 7 tutuksuz sanığın yargılanmasıyla kaldığı yerden devam etti.
Nagihan Yılkın
Nagihan YILKIN 12punto.com.tr
Yenidoğan Çetesi davasında 22’si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına dün de devam edildi. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada dün de tutuksuz sanıklar savunma yapmıştı.
Esenler Güney Hastanesi’nin mesul müdür olan tutuksuz sanık Ali Dirik savunmasında, “Fırat Sarı’yı tanımam. Hemşire bulma konusunda sıkıntı çekiyorduk. Fırat Sarı’ya bir doktor aracılığı ile ulaşıldı. Danışmanlık hizmeti adı altında tanışıldı. Bir gün baktım boş ilaç kutuları var. Hemşireleri çağırdım, ‘Bu ilaçları uyguladınız mı?’ dedim, ‘Hayır’ dediler. Fırat Sarı’yı aradım, ‘Bunlar SGK’ya fatura edilmiyor’ dedim. Yolsuzluk orada başladı. Dosyaları incelemeye başladım. Dosyalarda eksiklik vardı. Fırat Sarı’ya eksik dosyaları getirmesini söyledim. Birazını getirdi. İlaçları tarif etmesini söyledim. Tarif edemedi. Hastaneye geldi, tartıştık. Bana ‘Savcı tanıdığım var’ dedi. Bende artık danışmanlık hizmeti almamaya karar verdim. Ben onların hemşirelerini çıkardım” dedi.
‘HAKARET ETMEYE BAŞLADI’
Tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu ise savunmasında şunları söyledi:
“Güney Hastanesi’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Doğum oranlarımız arttı. Doktor ihtiyacımız oldu. Bir arkadaşımın önerisiyle Fırat Bey'i aradım. Konuştuk, birçok hastaneye danışmanlık hizmeti verdiklerini söyledi. Sonra Başhekim Ali Bey’le de tanıştırdık kendilerini. Kabul ettik ve süreç başladı. Bir gün Ali Bey geldi, ‘Danışmanlık şirketinde sıkıntılar var, uyardık bir de siz konuşun’ dedi. Fırat Bey’le konuşmaya başladık ama Başhekimi tehdit etmeye, hakaret etmeye başladı. Başhekimimiz bağırdı, ‘Bir türlü ilacı izah edemiyorsun’ diye. O da ‘Böyle bir şeyi kabul etmiyorum’ dedi. Ben de ‘Tamam artık sizinle çalışmıyoruz’ dedim. Fırat Bey daha önce, ‘Merak etmeyin tanıdıklarım çok. Büyükçekmece’de savcı tanıdığım var’ demişti. Olağanüstü denetimde de savcı Büyükçekmece’den gelince şikâyeti onun yaptığını düşündüm. Akşam kendisini aradım, ‘Şikâyeti sen yaptın değil mi?’ diye sordum. Yoksa Büyükçekmece Başsavcılığı’ndan neden gelsinler. Fırat Sarı ile anlaşmayı bitirmemizin asıl nedeni ilaçlardı. SGK’nın ödemediği ilaçlardı.” İlaçlarla ilgili hastanede bir sorun olup olmadığını soran mahkeme başkanına ise Yurtoğlu, “İspat edemediğinizde şikâyet de edemiyorsunuz”
‘BEBEK VEFAT ÖNCESİ DURUMDAYMIŞ’
Sanık Yurtoğlu savunmasının devamında, “Ayın 16’sıydı, öğlen gibi geldim, hastanede karmaşa vardı. ‘Olağan üstü denetim var’ dediler. Akşam bebek ex olmuş. ‘Neden böyle oldu’ dedim. Esencan Hastanesi’nde riskli bir gebeye devlet hastanesinde yer bulunamamış, doktor Ali Bey aranmış, o da kabul etmiş. Bebek 500 gram doğmuş, vefat öncesi durumdaymış. SGK’yı zarara uğratmak gibi bir çabam olamaz. Çünkü yenidoğan yoğun bakımı öyle çok getirisi olan bir birim değil” diye konuştu. Duruşma bugün saat 09.30’a ertelendi.
Yenidoğan bebek skandalı davasını 12punto muhabiri Nagihan Yılkın takip ediyor.
10.GÜN BAŞLADI
Yenidoğan Çetesi davasında 10. gün başladı.
Bugün geriye kalan 7 tutuksuz sanık yargılanacak.
Duruşma 10.20’de Reyap hastanesi başhekimi Hıdır Yüksel’in savunmasıyla başladı.
Hıdır Yüksel, hakkında "Şüphelinin başhekimi olduğu hastanenin yenidoğan yoğun bakım servisinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği" belirtiliyor.
Hıdır Yüksel oturarak savunma yapıyor:
55 senelik hekimim. Çalıştığım yerde prensip olarak yolsuzluğa sorumsuzluğa sebebiyet vermedim. Doktor Fırat Sarı’yı tanırım. Cansu ve Mehtap’ı tanırım.
Mahkeme Başkanı: İşletme var mıydı?
Hıdır Yüksel: İşletme diye bir durum yoktu.
Mahkeme Başkanı: 112’den gelen sevklerle ilgili bilgin var mı ?
Hıdır Yüksel: Biz kurumsal bir hastaneyiz. Dışardan pek fazla sevk aldığını tahmin etmiyorum.
“YÜZDE 5-10 HİSSEM VAR”
Mahkeme Başkanı:Açıkçası hastanın durumu kötü ve düzeyi yüksek gösterilmeye çalışılıyor diyor denetimde bilginiz var mı?
Sanık: Bana intikal eden bir şey yok.
Mahkeme Başkanı: Siz Çorlu Reyap’ta başhekimlik mi yaptınız?
Hıdır Yüksel: 2017’ye kadar ben yaptım. Sonrasında Esenyurt Reyap’a geçtim. Benden sonra İbrahim Oktay diye bir arkadaşımız mesul müdürlük yaptı. Benim zamanımda yenidoğana bakan arkadaş başkaydı. Ben ayrıldıktan sonra Fırat Bey geldi. (Başhekim ve mesul müdür farkını bilmiyor)
Mahkeme Başkanı: Reyap hastanesiyle bir ortaklığın var mı?
Hıdır Yüksel: Cüzi bir hissem vardır. Yüzde 5-10 arasında.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı Reyap’ta doktor olarak alan kişi kim?
Hıdır Yüksel: İnsan kaynakları araştırmış. Fırat Bey müracaat etmiş. Mesul müdür diplomasıyla birlikte kabul eder.
Mahkeme Başkanı: Ne zaman işe aldınız?
Hıdır Yüksel: 5 sene önce falan işe girdi. Ben görüşmedim. Benim zamanımda da olabilir hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı: Çorlu ve Esenyurt Reyap aynı kişinin mi?
Sanık: Sahipleri kardeştir.
“İL SAĞLIĞIN İNİSİYATİFİNDE”
Mahkeme Başkanı: Sizin kararınızla mı Çorlu Reyap’a gidiyordu Fırat Sarı?
Sanık: İl sağlık müdürülüğü yapmıştır. Onların inisiyatifte olan bir şey.
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın sizinle olan sözleşmesi nasıldı?
Sanık: Onları ben bilemem. Mali konuları ben bilemem.
SGK vekili: Reyap Hastanesi’nde yönetim kurulu üyeliğiniz mevcut mudur?
Sanık: Mutlaka. Her hastanenin bir yönetimi vardır. Yönetim kurulu başkanvekili olarak görünebilirim.
Avukat: Başkan kim?
Sanık: Şirketler hakkında benim bilgim yok.
“FIRAT SARI’YI İL SAĞLIĞA KİM ÖNERDİ?”
Sgk vekili: Başhekim, Fırat sarı’nın il sağlık müdürlüğüne doktor olarak çalışması için teklifte bulunan biziz dedi? Kim Fırat Sarı’yı il sağlık müdürlüğüne önerdi.
Hıdır Yüksel: Yönetim kurulunun imzası değil. İnsan kaynaklarına evrakı gelir diploması gelir. Hekim nasıl çalışır? Evraklarla beraber hekim il sağlık müdürlüğüne gider Çalışma Belgesi alır. Öyle çalışmaya başlar. Ben baştan beri söylüyorum. Özel Hastanelerde doktor çalışması için Çalışma Belgesi almalı. Çalışma iznini İl sağlık müdürlüğünden alır.
Sanık Ali Aksu sanık kürsüsüne geldi.
Ali Aksu, Birinci Hastanesi mesul müdürü olarak çalışıyor.
Hakkında, ‘Şüphelinin hastanenin yenidoğan yoğun bakım servisinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastalarında basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği, bu kapsamda sözleşmeden kaynaklı sorumluluğunu yerine getirmeyip Opara bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işlediği anlaşıldığı, ayrıca Opara bebeğin ölüm saatini ÖBS sisteminden gerçeğe aykırı şekilde doldurulması talimatını vererek resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği’ iddia ediliyor
(Avukatı sağlık sorunları nedeniyle bir süre sonra oturarak savunma yapmasını talep etti ancak şu an ayakta savunma yapıyor.
“BASAMAK KONUSUNDA TÜM HEKİMLER MUTABIK DEĞİL”
Birinci Hastanesi sahibi sanık Ali Aksu savunmasını yapıyor:
“32 yıllık meslek hayatımda binlerce ameliyat yaptım. Böyle bir dosya ile karşınızda bulunmaktan çok üzgünüm.
Bazı hususların netleştiğini düşünmüyorum.
Epikriz nedir? Epikriz hastanın kimlik bilgileri muayene bulguları gibi tüm detayların kaydedildiği evraktır. SGK 8 mart 2017 tarihinde yayımlanan yönetmeliğinde her yoğun bakım basamağı için onlarca kriter olduğu görülmektedir. Sgk özel hastanelerinin tüm faturalarını tek tek incelemektedir.
SGK özel hastane verilerine medula sistemi üzerinden her an erişme yetkisine sahiptir. Zaman zaman da denetimler yapar. Yani basamağı yükseltmek demek ödeme yapılacağı anlamına gelmez. Sonuçta basamak tüm hekimlerin mutabık olduğu bir husus değildir. Bir hekimin 3’ncü basamak dediği hastaya başka hekim 2’nci basamak diyebilir. Bu farklılık yüzünden SGK’da fatura inceleme merkezi bulunmaktadır.
“112’DEN ÇOCUK YOĞUN BAKIM BULUNAMIYOR”
Birinci hastanesi sahibi Ali Aksu: Opara Bebek, 14 Ocak 2024’te Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne öksürük şikayetiyle geliyor. Muayene edildikten sonra evine gönderiliyor. İlk tanılar maalesef uzman görüşünde yer almamaktadır. Tekrar durumu kötüleşince 16 Ocak'ta hastaneye getiriliyor, servise alınıyor. Oksijen tedavisi yapılıyor. Yatışının 8. saatinde kalp durması gerçekleşiyor. İki kez canlandırma işlemi gerçekleştiriliyor.
Arkasından yenidoğan ünitesinde kuvöze konuluyor. Yaşı gereği 6 aylık olduğu için 112’den çocuk yoğun bakım yatağı aranmasına rağmen maalesef bulunamıyor. Acil olarak geldiği için yerimiz yok diye reddedilmesi mümkün değildir.
Burada tekrar uzman görüşüne dönmek istiyorum. Uzman görüşü o kadar hatalı ki, ilk hastanenin adını bile yanlış yazmışlar. Beylikdüzü Medilife Hastanesi yerine Bağcılar Medilife Hastanesi olarak yazmışlar.
OPARA BEBEK İÇİN OTOPSİ TALEBİ
Ali Aksu: Salonda bulunan çocuk uzman hekimlerinden özür diliyorum. Opara Bebek 6 aylık olmasına rağmen sadece 5 kilo. Normalde 7-8 kilo olması beklenir, yani ciddi bir gelişim geriliği mevcut.
Keşke Adli Tıp Kurumu tarafından otopsi yapılma imkanı olsaydı. Sayın heyet, bu dosyanın en büyük eksikliği otopsilerin yapılamamış olmasıdır. Bu aşamadan sonra yapılacak Adli Tıp incelemeleri dahi eksik kalacaktır. Taraflar uygun görürse, Opara Bebek için otopsi talep ediyoruz”
“YÜZDE 30’U DEVLETTE, YÜZDE 70’İ ÖZELDE”
Ali Aksu: Yenidoğan yoğun bakımların yüzde 30’u kamuda, yüzde 70’i özel hastanelerde.
İstanbul’da gece çalışacak nöbetçi çocuk uzmanı hekimi bulmak çok zor gerçekten. Bu nedenle bu kadrolarda danışmanlık hizmeti aldığımız doğrudur. Yetişmiş hemşire, yetişmiş personel teminini de kapsamaktadır.
Bu dava, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde doktor ve hemşirelerin iş birliği yaparak bebekleri öldürdüğü iddiasıyla sosyal medya aracılığıyla kararın verildiği ilk dava olarak kayda geçmiştir. Yargısız infaz yapılmış, insanların haysiyetiyle oynanmıştır. Maddi gerçeğin en kısa zamanda ortaya çıkacağına olan inancım tamdır."
“YAZILI ANLAŞMA YOKTU”
Mahkeme Başkanı: Bu hastanenin ortaklarından mısınız?
Ali Aksu: Aile şirketimizdir.
Mahkeme Başkanı: Siz bunun sahibi misiniz?
Ali Aksu: Yönetim kurulu başkanıyım.
Mahkeme Başkanı: Danışmanlık anlaşması yaptınız mı?
Ali Aksu: Yazılı bir anlaşma değil, sözlü bir mutabakat vardır.
Mahkeme Başkanı: Siz mi görüştünüz?
Ali Aksu: Genel müdürler görüştü. Necdet Bey olabilir, Halis Bey de olabilir.
“100 BİNİN ALTINDA TUTARLAR”
Mahkeme Başkanı: Opara Bebek sizin döneminizde mi?
Ali Aksu: Benim başhekimliğim döneminde olmuştur.
Mahkeme Başkanı: Nasıl yapılmış anlaşma?
Ali Aksu; Bunlar küçük tutarlar olduğu için 100 binin altında olan tutarlar, alt kademe tarafından onaylanıyor
Mahkeme Başkanı: Kim biliyordur?
Ali Aksu: Genel müdürler.
Mahkeme Başkanı: Yazılı sözleşmemiz yok diyorsunuz. Çoğu dosyada sözleşme olmuyor ve bütün sorunlar buradan kaynaklanıyor.
“OPARA BEBEKLE İLGİLİ DAHLİ VARDI”
Mahkeme Başkanı: Sanıklardan kimi tanıyorsunuz?
Ali Aksu: Fırat Sarı’yı iki defa gördüm.
Mahkeme Başkanı: Emine Avcı?
Bizde çalışan Emine Hanım var.Hasta hizmetleri sorumlusu olarak çalışıyor.
Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan?
Ali Aksu: Bir defa gördüm. Opara Bebekle ilgili bir dahli vardı. İşine son verdik.
Mahkeme Başkanı: Yenidoğan ile ilgili kaç çocuk uzmanınız var?
Ali Aksu: Beş çocuk uzmanımız var.
Mahkeme Başkanı: Yenidoğanla kim ilgileniyordu?
Ali Aksu: Şeyhmus Bey ilgilenirdi.
Mahkeme Başkanı: Gece mi, gündüz mü?
Ali Aksu: Gündüz.
Mahkeme Başkanı: Gece?
Ali aksu: doktorlar ve icapcılar
Mahkeme Başkanı: Nöbet listesini kim yapar?
Ali Aksu: Nöbet listesini genel müdür ve başhemşire yapar.
Mahkeme Başkanı: Bu listeler sadece kâğıt üzerinde mi kalıyor, yoksa bir yere kaydediliyor mu?
Ali Aksu: Nöbet listelerine yüzde 90-95 oranında uyulur. Yüzde 5 civarında kendi aralarında değişiklik yaparlar. İcap nöbetleri de uzmanlar tarafından tutulur. Zaman zaman dışarıdan hekimlerden destek istenir.
Mahkeme Başkanı: Yenidoğanda çalışan personel sizin personeliniz mi, danışmanlık şirketinin mi?
Ali Aksu: Hastane bünyesine aittir, şirketle bağlantısı yok.
Mahkeme Başkanı: Gelir-gider işlerini kim yapar?
Ali Aksu: Genel müdürler yapar.
Hastane sahibinden itiraf
“ASGARİ ÜCRET ARTINCA GİDER YÜKSELDİ, HASTA RİCA ETTİM”
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile bir telefon tapeniz var: “Olabildiğince hasta almaya bak.” diyorsunuz.
Ali Aksu: Sanırım Ağustos ayına ait bir tapedir. Asgari ücrete çok yüksek zam geldiği için, buna paralel bir şekilde artırım yapmak zorunda kaldık. Bütçe önüme geldiğinde giderlerin arttığını gördük. Yenidoğan bakımında maaşların çok yüksek olması ve SGK’nın ödediği tutarın çok düşük olması nedeniyle 10 yataklı ünitemize hasta almalarını rica ettim.
Mahkeme Başkanı: Denetimlerde epikrizlerin değiştirildiği iddiaları var, 10 kişilik ekip ile ilgili durum nedir?
Birinci Hastanesi sahibi Ali Aksu: Bu konu tapelerde sık geçiyor. SGK teftişinin yazısı hastanemize geldiğinde, gereğinin yapılmasını söyledim. Ancak hasta sayısının fazla olması nedeniyle ek süre istedik. Yapılan işlem, SGK müfettişlerinin bizden istediklerinin fiziki ortamda sunulmasıdır. Denetim olduğunda hiçbir deliln daha doğrusu hiçbir evrakın eksik olmamasını ister.
Mahkeme Başkanı: Denetim olduğunda tüm hastaneler böyle çalışma yapar mı?
Ali Aksu: Her hastanenin kendine göre bir çalışması vardır.
'Eşimiz, dostumuz değilse gelmez”
Mahkeme Başkanı: Serdorava bebekle ilgili para alınmasıyla ilgili bir durum var
Ali Aksu: Emine hanım bu konuda bana gelmedi. Özel bir durum yoksa bize gelmez eşimiz dostumuz değilse özel bir durum yoksa gelmez.
Mahkeme Başkanı: Gıyasettin’i tanır mısın?
Ali Aksu: 8 yıl önce Bağcılarda bir hastanede çalışan biri olarak tanırdım.
Mahkeme Başkanı: Hasta sevkiyle ilgili bilginiz vae mıydı?
Ali Aksu: Benim bilgim olmaz, müdürlerin bilgisi olur
“112 TARAFINDAN BULUNAMAMIŞ”
Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan’ın kendisini doktor olarak tanıttığı iddiası var.
Ali Aksu: Maalesef bunu tapelerden öğrendim.
Mahkeme Başkanı: Opara Bebek sizin hastaneye geldiğinde kabulü kim yapmış?
Ali Aksu: Normalde kabulü sorumlu hekimin yapması gerekir. Hatta mesai saatleri dışında dahi sorumlu hekimin onayı alınarak işlem yapılır. Ancak bu vakada özel bir durum var. Bebek, çocuk yoğun bakım hastasıydı. Her iki hastanede de kuvöze konmuş. Kritik nokta, bebeğin kilosunun 5 kilo olmasıdır. Çocuk yoğun bakım servisi bulunamadığı için 112 tarafından iki hastane arasında transfer edilmiştir.
Mahkeme Başkanı empati kurduruyor…
“HADDİNİ AŞMAKTIR”
Mahkeme Başkanı: Kendinizi o vatandaşın yerine koyun… Ne düşünürdünüz?
Ali Aksu: Bu kabul edilebilecek bir durum değildir, kesinlikle yanlıştır. Bu olaydan haberim yoktu. Ancak adli bir durum varsa başhekime bildirilir. Bu, haddini aşmaktır.
“KAPININ ÖNÜNE KOYULDU”
Mahkeme Başkanı: Bununla ilgili ne yaptınız. Toplantı, işten çıkarma gibi bir işlem oldu mu?
Ali Aksu: Fırat Bey’i arayıp bunun infial yaratan ve hatalı bir işlem olduğunu söyledim. Hatta Fırat Sarı’nın “Ben toparlar diye düşündüm, keşke Medilife’ta kalsalardı” diye bir tapesi var. Bu olaydan sonra ilgili kişinin iş akdi feshedilmiştir; kapının önüne konulmuştur.
"HARAM PARA İSTEMEYİZ"
Üye hakime: Hastanın taburculuk süresi ile ilgili bir dahiliniz var mı?
Ali Aksu: Biz haram parası girmesini istemeyiz. Biz bu konuda çok hassassız.
'Basın tarafından yargısız infaz yapıldı diyorsunuz...'
Üye hakim: Şeyhmus Çelikle ilgili iddialara (işe gelmiyor, hastalara bakmıyor) ne diyeceksiniz?
Ali Aksu: Çocukların doktor Şeyhmus hakkında söyledikleri gerçeği yansıtmamaktadır. Bilgi eksikliğinden ya da tartışmalardan dolayı olabilir.
Üye hakim: Basın tarafından yargısız infaz yapıldı diyorsunuz. Sormadınız mı anlaşmayla ilgili ayrıntıları?
Tabii ki araştırmaya girdik.
"YURTİÇİ - YURTDIŞI ACENTELER VAR"
Üye hakim: Fırat Sarı'nın da iddiaları var iç denetim yapmadınız mı?
Ali Aksu: Sözlü olarak yapıldığı için içeriği bize aktarılmadı. Fırat Sarı olarak düşünmemek lazım, yurtiçi yurtdışı acentelarla yapılmışlar da var. Fırat Sarı'nın aldığı 60-70 bin falan gözüküyor, vergisini düştüğünde 20-30 gibi bir şey kalıyor. Bununla ilgili şeyler bize gelmez.
FIRAT SARI SORDU
Fırat Sarı: Yenidoğan yoğun bakımdaki düzenlemeyle ilgili bir kararı hemşire verebilir mi?
Ali Aksu: Hemşirenin uyguluyor ya da biliyor olması resmi evrak işleme yetkisi vermez. Ekipriz işlemleri çok ciddi işlemlerdir o yüzden zaten e imzaya bağlanmıştır. E- imza şartı olmadan kimse epikriz yazamaz.
Yenidoğan Çetesi duruşmasına 10 dakika ara verildi.
Duruşmaya verilen ara bitti.
Sanık kürsüsüne Çorlu Reyap Hastanesinde yenidoğan yoğun bakım hemşiresi olarak çalışan Bahar Kanık geldi.
Hakkında “Halime Alkari bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işlediği anlaşıldığı” belirtiliyor.
“MOTİVASYON PARASI ALDIM, DAĞITTIM”
Bahar Kanık: Hakkımda yapılan suçlamaları kabul etmiyorum. 2015-2020 yılları arasında Reyap hastanesinde çalıştım 2 yıl ara verdim. Başka hastanelerde çalıştım. Sonra tekrar 2022 yılında Çorlu Reyap’ta çalıştım.
Sorumlu hemşire Fırat Sarı motivasyon adı altında para dağıtacağını söyledi. Aldık. Sonra sorumlu hemşire olunca ben dağıttım 6 kişiye.
“ÖLÜM SAATİNİ DEĞİŞTİRDİ”
Bahar Kanık, Halime bebekle ilgili savunma yapıyor:
“Bebek 2 aydır hastanede yatan kötü bir bebekti. Ben hastaneye geldiğimde durumu daha da kritikti. Bebeğin durumunu görünce Fırat Sarı’yı aradım. Bize İstanbul’da kötü bir bebekle ilgilendiğini gecikebileceğini söyledi. Bebeğin durumunu gün içinde bildirdim. Sürekli kendisinin söylediklerini yaptık.
Bana bir iki kere dokun dedi ben müdahale anladım. Müdahale yaptım. Damar yolu aşırı kötüleşmişti. En son saçını kazıyarak adrenalin yaptım. Hastaneye gelip müdahale ettiğinde de curosurf denilen ilacı yapmış. Fırat Sarıyla 4 gibi toplantıya çıktık. O sıra bebek eks olmuş. Hekim olmadığı için başlarında arkadaşlar makineye bağlı şekilde bekletmişler. Sonra Fırat Sarı geliyor. Ölüm saatini değiştiriyor. Aileye ulaşıyoruz. Bebeği temizledik ama aileyi bekledik, kefenlemedik. Sonra da denetim geldi zaten.”
“FİŞİNİ ÇEKMEK ŞAKAYDI”
Sarıkaya bebekle ilgili ‘dedemin fişini çek’ tapesi
Bahar Kanık: biz o çocuğu sabahtan akşama kadar müdahale ettik. Sarıkaya bebekle de ilgili maalesef öyle bir şey söyledim. Bir filmle ilgiliydi öyle şaka yapmıştık.
“TALİHSİZ ŞAKALAR”
Mahkeme Başkanı tapeleri soruyor: “en azından ben gelinceye kadar yaşasın ahahah” diyorsunuz.
Sizin çocuğunuz var mı?
Bahar Kanık: Var.
Mahkeme Başkamı: Annesi yerine koyun kendinizi. Bunu duysanız ne hissedersiniz?
Bahar Kanık: Haklısınız, ben de oradaki şakalar gerçekten çok talihsiz keşke yapmasaydık. Biz hemşireler olarak tüm müdahaleleri yaptık. Damar yolu baştan açmak zordur, onu bile yaptık. Eksik bir şey yaptığımız
Mahkeme Başkanı: “Bir tane curosurf varmış keşke bıraksaydınız. Sarıkaya’ya kalsaydı” diyorsunuz. Savunmalarda hem o kadar çok var diyorsunuz. Ama bir tane kalmış sizde de.
Bahar Kanık: Curosurf bizim için çok önemli bir ilaçtı. Karekodla muhafaza edilecek bir ilaçtı. O dönem eczacımız değişmişti sanırım. Curosurf ilacınsipariş vermeyi unutmuş. O yüzden diyorum bunu fırat Sarı’ya
“YOĞUN BAKIMDA İSTEMİYORDU”
Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı yönetime şikayet ettiniz mi?
Bahar Kanık: Ettim, ilk defa o kadar uzun süre kalmıştık. Kendisine de söyledim. 2 saatlik anlaşmam var dedi. Talebimiz üzerine çocuk doktoru geldi ama yoğun bakıma geçirmediler. Sanırım anlaşamadılar. Başlarda Fırat Sarı sıkıntı yapmıyordu. Sanırım onun yoğun bakım doktoru olarak geldiğini duymuş. Ondan sonra izin vermedi. Bazen gizli şekilde doktora gösteriyorduk bebekleri ama ondan da yönetimin haberi vardı.
MOTİVASYON PARALARI
Savcı Kadir Kocakaya: Hemşirelere parayı ne diye dağıtıyordun?
Bahar Kanık:Motivasyon adlı prim
Savcı: Kimden geldiğini söylüyor muydun?
Bahar Kanık:Fırat beyden geldiklerini biliyorlardı
Savcı: Sana gelen paradan yönetimden haberi var mıydı?
Bahar Kanık: Vardı, başhemşirenin.
Savcı: Sadece başhemşire mi?
Bahar Kanık:Evet
Savcı:Kimdi
Bahar Kanık: Hilal Vatansever.
ŞEHİR HASTANESİNDEN SEVK
Savcı Kadir Kocakaya: Halime bebek nasıl geldi?
Bahar Kanık: Tekirdağ Şehir Hastanesi’nden geldiğini biliyorum.
“ÖLÜM SAATİNİ DEĞİŞTİRDİ”
Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı sorumluluktan kaçmak için ölüm saatini değiştirdi diyorsun, açar mısın?
Bahar Kanık: Orada olmadığı için aileye bilgi veremedi. O yüzden ölüm saatini değiştirdi.
SGK avukatı: Motivasyon ücretinin kaynağını kendileri biliyorlar mıydı?
Bahar Kanık: Hastanelerde hemşireler yokluktan şikayetçilerdi. Hastaneye geldiğimde sorumluluğumuz dağıtıyordu. Ben sorumlu olduktan sonra ben dağıttım kaynağını bilmiyorduk.
SGK avukatı: Sorumlu kimdi?
Bahar Kanık: Ümmügül orhan.
SGK avukatı: Ne kadardı?
Bahar Kanık: Bana 15 bin yatırıldı. Ben de kıdeme göre 5-6 kişiye dağıtırdım.
SGK avukatı: Aylık ortalama ne kadar alıyordunuz?
Bahar Kanık: 2-3 bin lira arasında.
SGK avukatı: Ne kadar etkiliyordu hayatınızı?
Soruya itiraz edildi.
TRG Hospital hastanesinde hemşire olarak çalışan Ceylan Çetin sanık kürsüsüne geldi.
Hakkında "Yoğun bakım servisinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği" iddia ediliyor.
“5 İLAÇ EKSİKTİ”
Ceylan Çetin: TRG hospitalist hastanesinde hemşire olarak çalışıyordum.
Curosurf ilacını anlatmak isterim. Temmuz’da danışmanlık hizmeti anlaşması yaptık. Aynı hemşireler devam etti. Ben hasta bakmadım 3 yıl boyunca. Orta alanda ilaç hazırlıyordum. Bir hemşire 4 hasta bakar ben de tedavilerini hazırlarım.
Hasan Basri arkadaşımızı fırat sarının yanında hemşire olarak biliyordum.
Hasan Basri benden curosurf istedi. Başka hastalara götürdüğünü söyledi. Mesaiye geldim 5 tane ilaç eksiği olduğunu gördüm. Onu aradım. Ve dedi ki aldım. Ben de teyit amaçlı sordum. Öyle olduğunu görünce üstüne düşmedim. Herkesin haberdar olduğunu söyledi.
"NEZARETTE ÖĞRENDİM"
Hemşire Ceylan Çetin:Bundan bir ay sonra 20-30 kadar curosurf kaybı vardı ve direkt yönetime çıktım. Murat Mantuşla görüştüm. Fırat Beyin haberi var mı dedim. O da beni azarladı nasıl olur diye. Ben de yönetimin haberi olduğunu zannettiğimi söyledim. O sırada hasanı gördüm. Biraz yüzü aşıktı.
Ben birçok süreci nezarette tutulduğumuz zaman orada öğrendim ilaç sattığını.
Özel sektörde hemşirelerin maaşı çok düşük ben de o yüzden çıktım.
Mahkeme Başkanı: Çağla durmuş ile hesap hareketleriniz var. Nedir?
Sanık: Ev arkadaşımdı. Paraya sıkıştığımda ondan alırdım. Ev tutacakken ben 30 bin lira ondan aldım.
Mahkeme Başkanı: İşletmeyi temmuz 2023’te aldılar dedin detaylar ne?
Sanık: Detaylar hakkında bilgim yok.
Mahkeme Başkanı: Cansu ile tapende. ‘Ayşeyi 3’ncü kata gönderiyorum’ demişsin?
Sanık: Bir yıl oldu hatırlamıyorum.
Mahkeme Başkanı: Çağla durmuşla.. bizim dosyalar var da uyumlu değil ha. Bizde de beslenmeler uyumlu değil diyorsun.
Sanık: Daha önce denetim yoktu. Çok şaşırdım. Hastanın orderlarına bakıp her şeye baktılar. Çarşafların uyumlu olmadığını söyledim. Kimse de daha yazmamıştı.
Mahkeme Başkanı: Çağla diyor ki Kanka bilmiyorum bir şey buldular mı bilmiyorum diyor. Sen de bulurlar her şey apaçık diyorsun.
Sanık: Denetimde 3-4 ekip gelmişlerdi. İnce ince arıyorlardı. Mehmet Bey eşlik etmişlerdi. Bir şey arıyorlarsa mutlaka bulurlar demek istedim.
Mahkeme Başkanı: Kanka ilker hocanın ne işi var diyorsun. Biz de mal çok diyorsun? Yakalayamazlar kanki diyorsun.
Sanık: İşletme mantığını az çok duyduk. Usulsüz epikriz yazımı yapılıyorsa bundan kaçılma ihtimalinin olmadığını kesin fark edileceğini söyledim.
DAVADA 10.GÜN SONA ERDİ
Yenidoğan Çetesi davasında 10. Gün bitti.
Bugün davada 4 sanık dinlendi. Savunması alınmayan 3 tutuksuz sanık kaldı.
Duruşma Pazartesi günü saat 09.30’da diğer tutuksuz sanıkların dinlenmesiyle başlayacak.