Yerine kayyum atanan Ahmet Özer'in tutukluluğuna itiraz edildi
Yerine kayyum atanarak cezaevine gönderilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutukluluğuna itiraz edildi. CHP heyeti ve Ahmet Özer'in kızı avukat Seraf Özer, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı.
12punto
30 Ekim günü gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen ve yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutukluluğuna itiraz edildi.
Yapılan itiraz başvurusunun ardından CHP İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Murat Bakan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, CHP İstanbul il yöneticileri ve Ahmet Özer'in kızı avukat Seraf Özer, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
Açıklamada konuşan CHP'li Murat Bakan, şu ifadeleri kullandı:
“İktidarın seçim dönemlerinde nasıl bir kampanya dönemi yürüttüğünü düşünürsek bu komik bir tutuklama gerekçesi. Aslında hesabında hiçbir zaman varolmamış, hiçbir zaman sahip olmadığı bir paranın hesabı soruluyor. Hayatının hiçbir döneminde Ahmet Özer’in hesabında 36 bin dolar olmamış. 50 milyonluk bir para transferi olmamış öyle bir para da olmamış. Yani çok kolay bir incelemeyle anlaşılabilecek bir şey tutuklamaya konu edildi. Esenyurt’taki derneklerin bir araya gelerek yaptıkları bir festival de suçlamaya söz konusu. Ne sanatçıların tespitinde belediye başkanının bir dahli var ne de bununla ilgili Esenyurt Belediyesi’nin kasasından bir kuruş para çıkmış. Kaymakamın açtığı, katıldığı festivalden dolayı bu da bir tutuklama gerekçesi yapıldı.
(Remzi Kartal suçlaması) Hemşehrisi olan, geçmişte milletvekilliği yapan, buradan tanıdığı, görüşmenin içeriğine dair bir bulgunun olmadığı, söz konusu görüşmenin çok eskide yapıldığı biliniyor. Aynı dönemde, 12-13 sene kadar önce AK Parti Milletvekili Hüseyin Yayman da kendisiyle görüşme yapıyor. Daha dün parlamentoda bir konuşma yaptı Yayman, “Ben akademisyen olarak görüştüm” dedi. Bu da trajikomik bir şey. Bir AK Partili milletvekilinin akademisyen olarak Remzi Kartal’la görüşmesi normal, herhangi bir suçlama sebebi değil. Ama hemşehrisi ve aynı aşiretten olduğu Remzi Kartal’la yine bir akademisyen olan, 38 tane kitap yazmış, düşünmekten başka hayatta başka hiçbir şey yapmamış bir politikacının görüşmesi suç sayılıyor.
'YARGININ BAĞIMSIZLIĞI BİR KEZ DAHA AYAKLAR ALTINA ALINDI'
Ahmet Özer’in 694 tane farklı görüşme yaptığı iddia ediliyor. Hiçbirimizin vatandaşın GBT’sini sorgulama, sabıka kaydını alma hakkımız yok. Yaptığımız her görüşmenin hangi suçtan yargılandığını ya da yargılanmadığını bilemeyiz. Özellikle biz politikacılar günde yüzlerce telefon görüşmesi yapıyoruz. Bu iddia da bir tutuklama gerekçesi olamaz.
Bir diğer suçlama da makam odasında ele geçirildiği söylenen bir mizah dergisi. Avukatların eşlik etmediği, dijital materyaller alınırken bunların imajının alınmadığı, delil toplanma işleminin her aşamasının hukuka aykırı olarak bunu da bir delil olarak dosyaya koymuşlar ve tutuklama gerekçesi olmuş.
Avukat arkadaşlarımız tüm bu tutuklama gerekçelerini ortadan kaldıran dilekçeyi delilleriyle birlikte sundular. 3 ayrı üniversitedeki hukuk fakültelerinde görev yapan değerli hocalarımızdan 38 sayfalık Yargıtay içtihatlarının da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının da içinde olduğu mütalaayı da dosyaya sunduk.
Bu tutuklama hem bir cezalandırma hem de kamuoyunda Ahmet Özer’in suçluluğuna kanaat getirilsin diye yapılan bir şey. İktidar hukuk devletini, demokrasiyi, yargının bağımsızlığını bir kez daha ayaklar altına almıştır. Bu ülkede büyük baskı altında olsalar da vicdanlı savcılar var. Bu tutuklamayı itiraz dilekçesine bakan bir vicdanlı hakimin hukukun gerektirdiğini yapacağını ve Ahmet Özer’in tutukluluğunu kaldıracağını umuyoruz.”