Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu: ‘Parlamenter monarşi bundan daha iyiydi’

Zafer Partisi Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Azmi Karamahmutoğlu, 12punto YouTube kanalına konuk oldu. Tuncay Mollaveisoğlu ile 12’den programında soruları yanıtlayan Karamahmutoğlu, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

12punto

Zafer Partisi Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Azmi Karamahmutoğlu, 12punto YouTube kanalına konuk oldu. Tuncay Mollaveisoğlu'nun sorularını yanıtlayan Karamahmutoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutukluluk sürecine ilişkin, "Hocanın tutukluluğunun, hukukla hiçbir alakası yok. Dosya bomboş. Hukukçularla konuşuyoruz. Buradan bir suçlamaya sebep olacak herhangi bir şey çıkmıyor" dedi. 

Özdağ'ın sağlığının yerinde olduğunu belirten Karamahmutoğlu, "Ümit Özdağ’a yapılan doğrudan doğruya kişinin özlük haklarından yoksun bırakılması, vatandaşlık haklarının elinden alınmasıdır" ifadelerini kullandı.  

İmralı sürecine ilişkin de konuşan Karamahmutoğlu, "Halen daha ulus devlet anlayışı operasyon masasındadır. Buna cumhuriyetçiler, Atatürkçüler, yurtseverler, milliyetçiler taraf olmamalıdır" dedi. 

Karamahmutoğlu ile gerçekleşen röportaj şöyle: 

"Ümit Özdağ nasıl? Sağlığı yerinde mi?

Sağlığı yerinde. Ziyaretçi sıklığından dolayı dışarıdan haberdar. Tabii makamında, partide olduğu gibi fikren beslenemiyor fakat yine de haberdar oluyor. Fakat böylesi bir geçiş döneminde ülkenin bir siyasi parti genel başkanının kendi partisinin başında olmaması ya da siyaset üretmesinin kısıtlanması acı verici. Ülkesi ve halkı için bir şeyler yapmak isteyen bir insanın bundan yoksun bırakılması üzücü. Ümit Özdağ’a yapılan doğrudan doğruya kişinin özlük haklarından yoksun bırakılması, vatandaşlık haklarının elinden alınmasıdır. 

'TUTUKLANMASININ TAMAMEN SİYASİ OLDUĞUNU BİLİYOR'

Ümit Özdağ, tutuklanmasının nedeninin tamamen siyasi olduğunu biliyor ve bildiğim kadarıyla da hukuki bir savunma yapmayacak. Çünkü zaten dosya bomboş. Böylece hoca içeride yasalar gereği tutulmadığını, politik gerekçelerle tutulduğunu biliyor. 

Hocanın tutukluluğunun, hukukla hiçbir alakası yok. Dosya bomboş. Hukukçularla konuşuyoruz. Buradan bir suçlamaya sebep olacak herhangi bir şey çıkmıyor. Bırakın duruşma tarihini hakimin dosyayı okuduktan sonra tensiple tahliye etmesi gerekirdi. Duruşma tarihini 2 ay sonrasına verdiler. Çeyrek asırdır iktidarda bulunan AKP hükümeti, dini siyasallaştırdığı gibi iktidarda bulunduğu süre içerisinde yargıyı da siyasallaştırdı ve siyasallaşan yargının muhalefetin sırtında bir sopa gibi kullanılmasına bir örnek olarak Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, cezaevine konuldu. Bununla aslında toplumsal muhalefete örnek olsun diye mesaj verilmek istendi. Şu denilmiş oldu; “Bakınız muhalifler arasından en sivri, en köşeli, en sert olanını bile alır mahpushaneye tıkarım ve kimse ses çıkartamaz. 

Saraçhane protestolarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

İlk gün Saraçhane’de otobüsün içindeydim. Ben ve Genel Başkanvekilimiz Ali Şehirlioğlu. Partiyi temsilen gittik. Özgür Özel’e geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Desteğimiz bu şekilde devam etti. Otobüsün üzerinde parti olarak yer almayışımız CHP’nin CHP mitingi olarak yapmış olmasından dolayıydı. Özellikle Zafer Partisi Gençlik Kolları Ankara’daki mitinglerde çok etkiliydi. Şunu gördüm; evet, bu çocuklar, bu nesil, AKP hükümetinden başka hiçbir şey tanımamış bu kuşak, içinde büyüdüğü, varolduğu dünyaya itiraz ediyor. Böyle bir yönetim, rejim altında yaşamak istemiyor. Bunlar anne-baba sözü dinleyen, pırlanta gibi çocuklar. Ama artık yapılan hukuk ihlalleri, hak ihlalleri öyle bir hale geldi ki insanlar empati kurdular, bunu kendilerine yapılmış kabul ettiler. Bu sebeple öğrencisine kadar herkes sokağa inerek itiraz etmeye başladı. 

Özdağ gibi çok sayıda siyasi tutuklu var. Zafer Partisi bu isimler hakkında ne düşünüyor? 

Sayın Erdoğan başlangıçta seçimler kazanarak gelirken siyasetin bütün rakiplerini yenen bir politikacı olarak sunuluyordu. Fakat bu gücünü kaybettikten sonra rakiplerini kural dışı oynayarak oyun dışında bırakmaya başladı. Siz rakiplerinizi yargı marifetiyle etkisiz hale getiriyorsanız buradan bir politik başarı çıkaramazsınız kendinize. Bir başarı hikayesi yazamazsınız. Siz hakkınızda, aleyhinizde seçmen kitlesi oluşturacak olan muhalefeti yapacak olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı siyasetten el çektirerek hapse gönderiyorsanız burada siyasi rakibinizi yenmiş olmazsınız. Örneğin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali bile onu siyasi rakip olarak gördüğü için bu işe başvurduğunu gösteriyor. Diploma iptali ardından yetmediyse diyerek bir de yolsuzluk ve terör dosyalarını getirdiler. Parlamenter monarşi bundan daha iyiydi. 

'HUKUK HERKES İÇİN EŞİT OLMALIDIR'

Sen terör örgütünün kendisiyle otururken hiçbir sorun olmuyor, diğeri siyasal yasal bir partiyle oturduğu zaman onu suçluyorsunuz. Bunu Ümit Hoca içeri girdikten sonra dolaşıma sokmuş olduğu bir kavramla çok güzel ifade etti. Alman felsefeci Gunther Jacobs’un ortaya koymuş olduğu “düşman ceza hukuku” teorisi. Bizim AKP hükümeti bunu aldı ve Türkiye’de uygulamaya başladı. Ekrem İmamoğlu’na da uygulanan bunun aynısı ve diğer siyasi muhaliflere uygulanan da bunu aynısı. 

Demirtaş için de bunu düşünüyor musunuz? 

Demirtaş’ın dosyasına gerçekten hakim değilim. Ama hiçbir özne kullanmadan söylüyorum; hukuk tüm yurttaşlara eşit davranmalıdır. Herkes için eşit olmalıdır. Suçu her ne olursa olsun. Öcalan yakalanıp getirildiğinde bile bir terör örgütünün kurucusu olduğu halde yasalar çerçevesinde yargılandı. Şimdi “eşit vatandaşlık istiyoruz” diyeni haklı çıkarmamak için hukuku eşit uygulamasın. Dolayısıyla Demirtaş’a da, diğerlerine de. Ben böyle bir ülkede yaşamak isterim. Çocuklarıma da böyle bir ülke bırakmak isterim. 

Olası bir seçim ittifakı hakkında ne söylersiniz? 

Ittifak pratikte “bununla olmaz” denilerek gerçekleşiyor. Yani Cumhur İttifakı ile bu işin olmayacağına dair net bir çizgi çekiliyor. Sonra muhalifler kendi arasında tek blok mu olur çift mi olur buna bakıyorlar. Valla benim görebildiğim şu anki iki bloklu muhalif yapının yanına üçüncü blok olabilir. CHP oy yüzdesi itibarıyla muhalefetin başat partisi. Fakat CHP’nin politikalarından hoşnut olmayan, CHP’nin içerisindeki kimlikçi siyasetten rahatsız olan bir kesim var. Yeni nesil, herhangi bir siyasi parti kimliği aidiyeti almamış olan ve dolayısıyla karar alırken geçmişten gelen bir bağnazlık taşımadan çok rahat tercihini yapıyor. Işte o gençlik sayesinde Zafer Partisi üçüncü parti olarak çıkıyor. 18-29 yaş arası gençlikteki yapılan kamuoyu yoklamalarında CHP ve AKP’nin ardından Zafer Partisi yüzde 15’le üçüncü parti olarak geliyor. CHP her ne kadar muhalefetin başat partisi olsa da bu tek başına iktidarı yenmeye yetmiyor. Kendisi yalnızca kendisinin çatısının altında muhalefeti toplayacak şekilde bir yapılanmayı düşünyorsa belki tabelaları toplayabilir fakat seçmenin tamamını oraya taşıyamaz. O sebeple bırakmalı ve su yatağında akmalı. Daha seçime çok zaman var. O zamana kadar her siyasi parti kendi çalışmasını yürütmeli. 

İmralı sürecine Zafer Partisi nasıl bakıyor? 

Halen daha ulus devlet anlayışı operasyon masasındadır. Buna cumhuriyetçiler, Atatürkçüler, yurtseverler, milliyetçiler taraf olmamalıdır. Fakat ne yazık ki şu günkü tabloda gördüğümüz bu gruplardan bu planın içinde olanlar var. Oysa sokaktaki insana mikrofon uzatılarak birincil sorununuz nedir diye sorulduğunda ekonomi, işsizlik diyor. Terör çok daha sonraki sıralarda geliyor. Buna rağmen ekonomiyi konuşmak yerine ülkenin birinci gündemine bunu sokmuş durumdalar. Ve bunlarla birlikte bir anayasa değişikliği konuşuluyor. Devlet Bahçeli de bir anayasa değişikliğinden bahsediyor. Hazırlık yaptığını söylüyor. Neden sen bir anayasa değişikliği hazırladın da dolaba kaldırdın? Böyle bir ihtiyaç var mı? Parti teşkilatında bunlar konuşuldu mu? Milliyetçi seçmenin böyle bir talebi var mı? Halkın böyle bir talebi var mı? 

'ÜMİT HOCA'NIN KABAHATİ TOPLUMU BİLGİLENDİRMEK'

Sen şimdi iki tane terör örgütü mensubunun dayatmasıyla, emperyalizmin kucağına oturmuş bir terör örgütünün dayatmasıyla bunları benden alacağını sanıyorsun öyle mi? Bu o kadar kolay olmayacak. Ben etnisiteleri inkar ediyor değilim. Kullanılan, konuşulan lehçeleri de inkar ediyor değilim. Fakat ulus devletlerde millet vatandaşlık tanımı üzerinden halkın tamamıdır. 

Ümit Özdağ'ın ilk duruşmada serbest kalacağını düşünüyor musunuz? 

Hukuk çevrelerinin, yargı çevrelerinin söylediği bu. Hem görevde olanlar hem de emekli olanlar bunu söylüyor. Öncesinde Pervin Buldan İtalya’da konuşuyor. “Abdullah Öcalan’ın fiziken özgür kalması haziranın ortasını bulabilir” diyor. Hocanın duruşması Buldan’ın bu konuşmasından iki gün sonra haziran ayı olarak açıklanıyor. Açılım sürecine ilişkin Ümit Hoca bir toplumsal muhalefet yaratmasın diye bu yapılıyor. Hocanın kabahati Türk toplumunu bilgilendirmek, uyandırmak. Ümit Hoca’nın kabahati bu. Çıkınca da bu kabahati işlemeye devam edecek. 

Erken seçim bekliyor musunuz? 

Bir öngörüde bulunmak istemiyorum ama Ankara siyasi kulislerinde konuşulan 2027’nin ilkbaharı. 

CHP'nin boykot çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

CHP’nin açıklamasından önce de ben bireysel olarak boykot yapan biriydim. Her yerden alışveriş yapmaz, her yeri izlemez, okumazdım. CHP’nin itirazı doğru bir itirazdı. 12 yaşındaki oğlum bana geçen gün AVM içerisinde “Yemek katına gitmeyelim baba orada Mc Donald’s var” dedi. Oraya kadar sirayet etmiş vaziyette. Boykot da bir eylem biçimidir, yapılır. 

Bahçeli'nin İmamoğlu için yaptığı çağrı hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Ekrem İmamoğlu gibi haksız bir şekilde, tamamen siyasi gerekçelerle 3 ayı aşkındır içeride tutulan bir siyasi daha var. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ. Ve Özdağ, Devlet Bahçeli’nin genel başkan yardımcılığını yapmış bir şahıstır. Ancak Bahçeli, 3 aydır “hazırlayın adamın iddianamesini” demedi. Bunu Devlet Bahçeli’den beklemek bile aslında ayıp. Çünkü yargıya herhangi birinin böyle bir talimat vermesi de doğru değil. Ekrem İmamoğlu için de bu talimatı vermemiş olması gerekir."