Ankara Tabip Odası: Sağlıkta kemer sıkma politikalarına hayır
Ankara Tabip Odası (ATO), muayene katılım bedellerine gelen fahiş zamma tepki gösterdi. Yayımlanan açıklamada, "Sağlıkta kemer sıkma politikalarına hayır! Muayene katılım paylarına yüzde 500 zam yaparak hiçbir sorunu çözemezsiniz" ifadelerine yer verildi.
12punto
Muayene katılım bedellerine yüzde 200 ila 540 arasında zam geldi. Zamma tepkiler çığ gibi büyüyor. İstanbul Tabip Odası'nın (İTO) ardından bir açıklama da Ankara Tabip Odası'ndan (ATO) geldi.
ATO tarafından yapılan açıklamada, "Sağlık sistemindeki sorunları kemer sıkma politikaları uygulayarak, sağlık hizmetlerini ücretlendirerek, yüksek zamlarla çözemezsiniz. Kar-zarar hesabı, kamu yararının önüne geçiyorsa orası artık bir işletmeye dönüşmüş demektir!" ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
"Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz koşullarında milyonlarca insan daha fazla yoksullaşırken, muayene katılım paylarına yapılan zamlar nedeniyle hanelerde sağlığa ayrılan pay daha fazla artacaktır. TÜİK’in 2023 Sağlık Harcamaları İstatistiklerine göre hane halkları tarafından tedavi, ilaç gibi çeşitli amaçlarla yapılan cepten sağlık harcaması 2023 yılında –bir önceki yıla kıyasla yüzde 97.2 artarak– 220 milyar 914 milyon TL’ye ulaşmıştır. Kişi başına sağlık harcaması 2022 yılında 7 bin 141 TL iken, 2023 yılında yüzde 104,2 artarak 14 bin 582 TL’ye yükselmiştir. Bu zamlar, asgari ücretle geçinmeye çalışan, işsiz, emekli dar gelirli hanelerde mutlak ve göreli yoksullaşmayı hızlandıracak başlıca etkendir. Aralık ayı verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 21 bin TL, bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyetinin 27 bin 365 TL’ye yükseldiği, buna karşılık asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğu bir dönemde muayene katılım paylarına yapılan zamlar sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanmasına yol açacaktır.
'KABUL ETMİYORUZ'
Sağlık politikalarındaki adaletsizliği ve eşitsizliği memur, işçi ve emeklilere yapılan zam oranlarıyla karşılaştırarak görmek mümkündür. Yapılan zamlar sosyal adaletsizliği ve hizmete erişimdeki eşitsizliği derinleştirecektir! Bir yandan kişi başı hekime müracaat sayısı ile övünürken, diğer taraftan kurumlara başvuruyu sınırlandırma çelişkisi, akılcılıktan ve bilimsellikten uzaklaşan sağlık politikalarındaki başarısızlığın ifadesidir. Hekimler olarak bizler; kamu yararını gözetmeyen, keyfi düzenlemelerle yapboz tahtasına dönüştürülen, kötü sağlık yönetiminin faturasını halka, hekimlere ve sağlık çalışanlarına çıkarmayı rehber edinmiş Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın dayattığı bu hedefleri ve stratejileri kabul etmiyoruz. Sağlık sistemindeki sorunları kemer sıkma politikaları uygulayarak, sağlık hizmetlerini ücretlendirerek, yüksek zamlarla çözemezsiniz. Kar-zarar hesabı, kamu yararının önüne geçiyorsa orası artık bir işletmeye dönüşmüş demektir!"
ATO'dan şu öneriler geldi:
* Eşit, ücretsiz, hizmete erişimde adaleti gözeten, hizmet sunumunda niteliği önceleyen başka bir sağlık sistemi mümkündür.
* Sağlıkta finansman modeli genel vergilerle oluşan genel bütçe sistemi olmalıdır.
* Sağlığa ayrılan pay en az yüzde 10 olmalıdır. Kamu sağlık hizmetlerinde ücret tarifesine son verilmelidir.
* Sağlıkta Dönüşüm Programına son verilmelidir.