İnsülin direnci: 40-50 yaş arasındaki kişilerde görülen bu hastalığa dikkat!
Yemek sonrası salgılanan insülin direnci yurttaşların yaşadığı problemlerin başında yer alıyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ender Arıkan, "Ülkemizde artık sıkça rastlanıyor. Sağlıksız yaşam tarzının da etkisiyle artık genç yaşlarda da kapıyı çalan insülin direnci özellikle 40-50 yaş arasındaki bireylerin yüzde 40’ında görülüyor. O yüzden düzenli uyku şart" deyip çeşitli uyarılarda bulundu.
12punto
Son yıllarda sağlıksız beslenme alışkanlığı ve hareketsiz yaşam tarzı derken vücutta yağ dokusunun arttığını, bu yağlardan salgılanan zararlı kimyasal maddelerin kanda şeker oranını düzenleyen insülin hormonunun etkisini bozduğunu ve insülin direncine yol açtığını belirten Prof. Dr. Ender Arıkan, “Çok ciddi bir sağlık sorunu olan insülin direnci tedavi edilmediği taktirde diyabet ve kalp ve damar hastalıkları gibi hayati riske yol açabilen hastalıklara zemin hazırlıyor. İnsülin direnci sendromunda ilaç tedavisinin mutlaka yaşam tarzı değişiklikleri ise desteklenmesi gerekir” dedi.
'AKDENİZ TARZI' BESLENME
Günümüzde işlenmiş gıda, yağlı, şekerli ürünler ve karbonhidrat tüketiminin sürekli arttığını bunun da ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini belirten Prof. Dr. Ender Arıkan “Yapılan araştırmalar; Akdeniz diyetinin, yani lif içeriği bakımından zengin meyve, sebze ve salata ağırlıklı beslenmenin en sağlıklı beslenme biçimi olduğunu gösteriyor. Beslenmenin mutlaka Akdeniz tarzı beslenmeye dönmesi gerekir” diyor.
'HER GÜN YÜRÜYÜŞ YAPMALI'
Modern çağda giderek yaygınlaşan hareketsiz (sedanter) yaşam biçimi pek çok hastalığa davette bulunuyor. Günlük olarak belli bir tempoda spor yapmak ise metabolizmayı canlı tutuyor. İnsülin direnci sendromuna karşı ise haftada en az 5 gün yapılmak kaydıyla 30 ila 45 dakikalık tempolu yürüyüş yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arıkan “Yürüyüş her yaş grubunun basitçe yapabileceği egzersiz türü olsa da faydalarına odaklanmak, bunu alışkanlık haline getirmek için çaba harcamak gerekir” diye konuşuyor.
'TUZ TÜKETİMİ AZALTILMALI'
Özellikle ülkemizde çok yaygın olan aşırı tuz tüketiminin hem insülin direncini uyararak hem de iştahı artırarak metabolizmayı olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Ender Arıkan sözlerine şöyle devam ediyor: “Tansiyon hastalarının büyük bir kısmı da tuza duyarlıdır. Günlük tuz tüketimimizin, ihtiyacımızın neredeyse 4-5 katı olduğunu göz önünde bulundurunca tuzu azaltmanın çok olumlu sonuçlara yol açacağı açıkça görülmektedir.”
İDEAL UYKU SAATİ
Uykunun, periyodu, süresi, derinliği ve kalitesi bakımından mutlaka değerlendirilmesi ve düzenlenmesi gerekiyor. Gece 23:00 ile sabah 07:00 arasında uyanık olmanın, artan stres hormonuyla birlikte insülin düzeyinde artışa neden olduğunu belirten Prof. Dr. Arıkan “Kaliteli bir uyku gece saat 23.00 ila sabah 07.00 saatleri arasında süren, belirli bir derinliğe ulaşan ve biyolojik ritimlerimizin tam olarak kurulduğu bir uyku olmalı. Sağlıklı bir uykuya engel olan hipopne veya apnenin varlığının da araştırılması gerekiyor” diyor.
STRESİ YÖNETMEYİ BİLMELİ
Günümüz koşullarında hemen hemen herkesin yaşamının bir parçası haline gelen stres, anksiyete ve kaygı bozuklukları vücutta insülin direncini artırırken, artışın sürekli olması halinde kişiyi kalp ve damar hastalıkları, obezite ve diyabet açısından da tehdit ediyor. Bu nedenle stresi yönetmeyi öğrenmek, gerekirse uzman desteği almaktan kaçınmamak gerekiyor.
'İDEAL KİLO' VURGUSU
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ender Arıkan “Yapılan çalışmalar; aşırı kilonun vücutta insüline karşı direnç oluşmasına neden olduğunu, özellikle bel çevresi kadınlarda 80’in, erkeklerde ise 94’ün üzerinde olunmasının insülin direncine yol açarak, ardından diyabete ve kalp damar hastalıklarında artışa davetiye çıkardığını ortaya koymaktadır” diyor.