Alzheimer tedavisine bir adım daha... Yeni gen keşfi klinik araştırmalar için umut ışığı oldu!
Bilim insanı Prof. Dr. Çağhan Kızıl'ın da aralarında yer aldığı bilim ekibi ABD'de yaptığı çalışmalarda Alzheimer riskini azaltan bir gen keşfetti. Prof. Dr. Kızıl, “Yaptığımız çalışma Alzheimer’in genetik riskini ortaya koymak açısından oldukça önemli. Milyonlarca insan hastalıktan korunabilir” dedi.
12punto
ABD Columbia Üniversitesi’nden Prof. Dr. Richard Mayeux, Prof. Dr. Badri Vardarajan ve Prof. Dr. Çağhan Kızıl’ın liderliğinde yapılan bir çalışma, Alzheimer riskini yüzde 71 azaltan bir genetik değişimi ve bu değişimin etki mekanizmasını ortaya çıkardı.
Ekipte bulunan Türk bilim insanı Prof. Dr. Çağhan Kızıl, yapılan çalışmanın Alzeimer’in genetik temelini anlamaya yönelik olduğunu belirterek "Çeşitli toplumlardan ve etnik gruptan gelen 11 bin kişi üzerinde yaptığımız çalışmada kan örneklerinden tüm genom dizilimi çıkarttık, genetik değişikliklere baktık. Bu çalışmayı özellikle Alzheimer için genetik risk faktörleri yüksek kişilerde gerçekleştirdik ve bu kişilerden Alzheimer olmayanlarda ‘Koruyucu başka genetik özellikler var mı?’ sorusunu yönlendirdik. Bulduğumuz gen ve oradaki ufak bir değişikliğin korumayı sağladığını gördük" dedi.
HER 4 SANİYEDE BİR KİŞİ ALZHEIMER TEŞHİSİ ALIYOR
BirGün'den Sibel Bahçetepe'nin haberine göre; Demansın en yaygın görülen türlerinden biri olan Alzheimer ile ilgili Columbia Ünivertesi’nde yapılan son çalışmaya göre, Alzheimer’dan yüzde 71 gibi önemli bir oranda koruyan bir gen keşfi bilim dünyasında da heyecan yarattı.
Çalışmayı BirGün’e anlatan Kızıl, demans tipleri arasında yüzde 70 gibi oranla en çok görülen Alzheimer’in giderek artan bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre 50 milyona yakın insanın Alzheimer ile yaşadığını anlatan Kızıl "Ortalama yaşamın artması ile birlikte Alzheimer’in artacağını biliyoruz. 2050 yılındaki projeksiyon hasta sayısının 100 milyonu geçeceği yönünde. Her 4 saniyede bir kişi Alzheimer teşhisi alıyor" diye konuştu.
Kızıl, Alzheimer’i yüzde 71 oranında azalttıklarına ilişkin bulunan gen çalışmasına yönelik ise Kızıl, şu bilgileri verdi: "Bu çalışma, hastalığın toplumdaki yayılımını ve temelini anlamak üzerine bir genetik epidemiyoloji çalışmasi. Üç laborotuvarın ortak bir projesi. Yani Alzheimer’in genetik temelini araştıran, çeşitli toplumlarda, etnisitelerde Alzheimer’e yol açan genetik değişikliklere anlamaya yönelik bir çalışma olarak başladı. Çeşitli insanlardan, popülasyonlardan kan örnekleri alınıp bu insanların genom dizilimine bakıldı."
"RİSK GRUBUNDAKİ İNSANLARIN ALZHEİMER OLMADIKLARINI GÖRÜYORUZ"
Çalışmaya farklı bir yerden bakarak ilerlediklerini anlatan Çağhan Kızıl, "Alzheimer’e yol açan ya da hastalık riskini artıran belli genetik değişimler var, bunu biliyoruz. Bazı değişiklikler eğer sizin DNA’nızda iki kopya halindeyse neredeyse 100’e yakın 70-80 yaşın üzerinde sizin Alzheimer olmanızı sağlıyor. Fakat çok ilginç olarak bu genetik riske sahip insanların bazılarının Alzheimer olmalarını beklerken olmadıklarını görüyoruz. Bir nevi hastalığa karşı dirençliler. Biz şöyle bir soru sorduk ‘Acaba bu insanlar az olmalarına rağmen kendi içlerinde koruyucu bir mekanizma mı geliştirmişler?’ Bulduğumuz gen ve oradaki bir değişiklik, bu sorunun yanıtını bize evet olarak verdi" değerlendirmesini yaptı.
ZEBRA BALIĞI MODELİ
Araştırmada zebra balığının da kullanıldığını anlatan Kızıl "Zebra balığı bir omurgalı canlı ve genetik olarak insana çok yakın. Bulgularımızı deneysel yollarla test etmek için de zebra balığındaki Alzheimer modelimiz ile çalıştık. Zebra balığı modelleri üzerinde yapılan deneyler, fibronektin seviyesinin, Alzheimer hastalığına yol açan amiloid plaklarının temizlenmesini nasıl kolaylaştırdığını gösterdi. Fibronektin geni zebra balığında da var, aynı insandakİ gibi kan damarlarının etrafında bulunuyor. ‘Genin aktivitesini bloke edersek Alzheimer’i azaltabilir miyiz?’ sorusunu sorduk ve balık genomundan bu geni çıkardık. Bunun sonucunda gördük ki Alzheimer ile ilişkili patolojik etkenlerin beyinden temizlenmesi artıyor, sinir hücrelerinin ölmesi azalıyor ve beyin kendisini daha iyi koruyor. Bu bulgu, keşfettiğimiz genetik varyasyonun neden insan beyinlerini Alzheimer’dan korunduĞunu bize anlatıyor" dedi.
TEDAVİ GELİŞİMİ İÇİN UMUT
Alzheimer’de bazı koruyucu etkenlerin olduğunun bilindiğini anlatan Dr. Çağhan Kızıl, "Alzheimer’i yaratan beyindeki plakları çoğumuz biliyoruz. ‘O plakları yaratan mekanizmayı durdurursak plak oluşumunu önleriz ve Alzheimer olmayı önleriz’ fikri uzun süredir biliniyor. Fakat bizim bakış açımız biraz daha farklıydı. Bu bulduğumuz gen Alzheimer’in oluşmasında değil aslında ona karşı direncin geliştirilmesinde ve ona karşı durulmasıyla ilgili" dedi. Alzheimer’in gelişiminin 20-30 sene içinde olduğunu belirten Kızıl, özetle şunları kaydetti: "Bu süreç içinde yavaş yavaş plaklar birikiyor ve başka proteinler de birikiyor. Bunların beyinden temizlenmesi gerekiyor. Ne kadar etkili temizleyebilirsek Alzheimer’in ortaya çıkma sürecini o kadar uzatmış oluyoruz ve dolayısıyla koruyuculuk sağlamış oluyoruz. Aslında bizim bulduğumuz protein, bu plak oluşma sürecini ve plakların birikme ve temizlenmesi sürecini olumsuz etkileyen yani onu yavaşlatan bir protein. Bulduğumuz genetik değişiklik bu proteini etkisiz hale getiriyor. Ya da etkisini biraz azaltıyor diyebiliriz, dolayısıyla Alzheimer oluşturan ya da onu daha da şiddetli hale getiren bir mekanizmanın önüne set çekmiş oluyoruz. Bu doğal olarak bazı insanlarda var. Şanslı insanlar diyebiliriz; Azheimer’e karşı kendilerini koruyabiliyorlar. Biz Alzheimer’a karşı koruyucu mekanizmaları öğrenerek bu korkutucu hastalığa karşı bir tedavi geliştirebileceğine inanıyoruz." dedi.
"UMUT VERİYOR"
Kızıl, şunları kaydetti:
"Araştırma, fibronektin genindeki özel bir mutasyonun Alzheimer riskini önemli ölçüde azaltabileceğini gösterdi. Fibronektin, kan-beyin bariyerinin çevresindeki koruyucu katmanın bir parçası. Normalde Alzheimer hastalarında, bu bariyerde aşırı fibronektin birikiyor, hastalığın ilerlemesine katkıda bulunuyor. Keşfedilen genetik varyasyon, bu aşırı birikimi engelliyor, böylece beyin hücrelerini koruyor. Fibronektin çok olduğunda temizlenme etkili yapılamıyor. Koruyucu varyasyon, bu noktada beyin temizlenmesini daha etkili hale getirerek ve beyindeki diğer patolojik süreçleri de azaltarak Alzheimer’a karşı bir koruma sağlamış oluyor. Çalışma, Alzheimer’e karşı korunmanın mümkün olduğunu belirttiği için klinik araştırmalara umut veriyor."