Pestisitli gıda tehdidi: Sağlığımız tehlike altında.. Pestisiti temizlemek mümkün mü?

Türkiye’de sebze ve meyvelerde tespit edilen yüksek pestisit kalıntıları hem insan sağlığını hem de ülkenin ihracat imajını tehdit ediyor. Uzmanlar, bilimsel temizlik yöntemleri ve çözüm önerileriyle tüketicileri bilinçli seçimler yapmaya çağırıyor.

12punto

Tarımda verimliliği ve zararlılarla mücadeleyi artırmak amacıyla yaygın olarak kullanılan pestisitler, günümüzde gıda güvenliği alanında büyük bir tartışma konusu haline geldi. Pestisit, zararlı böcek, mantar ve diğer istenmeyen organizmaları yok etmek için uygulanan kimyasal maddelere verilen isim olarak tanımlanıyor. Dünya genelinde yaygın şekilde tercih edilen bu kimyasalların bilinçsiz ya da aşırı kullanımları insan sağlığı açısından ciddi riskler doğuruyor.

Türkiye'de pestisit kullanımı, hem iç piyasadaki tüketicilerin sağlığını hem de uluslararası ticareti yakından ilgilendiriyor. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar ve Tarım Bakanlığı verileri, ülkede kullanılan pestisit miktarının her geçen yıl arttığını, özellikle bazı bölgelerde dünya ortalamasının üzerine çıktığını ortaya koyuyor. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri, pestisitlerin denetimsiz kullanımının hem toprağı hem de su kaynaklarını tehdit ettiğine dikkat çekiyor.

TÜRKİYE'DE PESTİSİT SORUNU VE İHRAÇTA YAŞANAN İADELER

Yüksek pestisit kalıntısı sorunu, sadece iç tüketimde değil, ihracat alanında da sorunlara neden oluyor. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere çeşitli pazarlara gönderilen Türk sebze, meyve, narenciye ve kuru yemiş ürünleri, sık sık yapılan analizlerde izin verilen üst limitlerin üzerinde pestisit kalıntısı tespit edildiği gerekçesiyle iade ediliyor. 2023 yılında AB ülkelerinden 150'den fazla parti ürünün geri çevrilmesi, uluslararası arenada Türkiye’nin gıda güvenliği imajını zedeledi.

İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği yetkilileri, limanlarda sıkı denetimlerin arttığını belirtirken, üreticilerin bilinçli pestisit kullanımı konusunda eğitilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ise denetimler ile cezai yaptırımların artırıldığını, çiftçilere yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının sürdüğünü açıkladı.

Meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntılarına karşı hem tüketiciler hem de ihracatçılar için güvenli ve etkin arındırma yöntemleri araştırılmaya devam ediyor. Bilimsel çalışmalar, en yaygın uygulamalardan birinin karbonatlı suyla yıkama olduğunu gösteriyor.

Özellikle elma, armut, üzüm gibi kabuklu meyvelerin önce sirkeli veya karbonatlı suda 10-15 dakika bekletilip ardından bol suyla durulanması, yüzeydeki birçok pestisitin etkin bir şekilde uzaklaştırılmasına yardımcı olabiliyor. Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü uzmanları, karbonatlı suyla yıkamanın çoğu yüzey aktif pestisiti uzaklaştırabildiğini, ancak bazı sistemik yani bitkinin içine işleyen kimyasallarda tam başarıya ulaşmanın mümkün olmadığını belirtiyor.

Alternatif yöntemler arasında tuzlu suyla yıkama, özel gıda temizleyici solüsyonlar ve bol akarsuda ovalayarak yıkama da yer alıyor. Gıda güvenliği kuruluşları, özellikle yapraklı sebzelerin kat kat ayrılıp yıkanmasını ve mümkünse kabukların soyulmasını öneriyor. Bununla birlikte Tarım Bakanlığı ve uluslararası kuruluşlar, hiçbir temizleme yönteminin yüzde yüz garanti sağlamadığının altını çizerek, esas çözümün tarımda kontrollü ve denetimli pestisit kullanımı olduğunu vurguluyor.

Tüketicilerin güvenli gıdaya ulaşabilmesi için etiket okuma alışkanlığı edinmesi ve güvenilir üreticileri tercih etmesi öneriliyor. Gıda güvenliğiyle ilgili endişelerde Tarım ve Orman Bakanlığı, il/ilçe tarım müdürlükleri ve çeşitli tüketici derneklerine başvuru yapılabiliyor. Uzmanlar, tüketicilerin ürün seçiminde doğal ve organik sertifikalı ürünlere yönelmesini, ürünleri tüketmeden önce mutlaka bol suyla yıkamasını ve gerek duyulduğunda karbonat ya da sirke gibi doğal malzemelerden yararlanmasını tavsiye ediyor.

Pestisitli gıdaların yol açtığı sağlık risklerinin ve ihracat iade vakalarının azaltılması için sorunun takipçisi olunması, üreticiden tüketiciye kadar tüm tarafların sorumluluk bilinciyle hareket etmesi büyük önem taşıyor. Tarımda sürdürülebilirlik ve güvenli gıda arzı için kontrol ve eğitim çalışmalarına hız verilmesi, ülke ekonomisi ve toplum sağlığı açısından vazgeçilmez görülüyor.