CHP Sözcüsü Deniz Yücel: Cin fikirleri olan Sayın Erdoğan ülkeyi batırdı

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin MYK gündemine ilişkin olarak, "Erdoğan itibardan tasarruf etmeyecek diye bu ülkede insanlar pazar tezgahlarından çürük meyve, sebze topluyor. Satmak AKP'de o kadar alışkanlık haline geldi ki satmadan duramıyorlar. Şimdi de Erdoğan'ın hayallerini satıyorlar. Sayın Erdoğan'ın hayalim dediği şehir hastanelerini Arap yatırımcılara satıyorlar." dedi.

12punto

31 Mart'te yapılacak yerel seçimler için Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) aday mesaisi sürüyor. CHP’nin bugün toplanacak olan Parti Meclisi’nde (PM) belediye başkan adaylarını belirleme sürecini büyük ölçüde tamamlanması bekleniyor.

MYK'nın toplantısına ilişkin olarak CHP Sözcüsü Yücel, basın toplantısı yaptı. Yücel, şunları söyledi:

"Bir kilo etin fiyatı 500 TL. En ucuzunu alayım deseniz bile bir kilo peynirin fiyatı 300 lira olmuş. Kira artışlarını, elektrik, doğalgaz faturalarını söylemiyorum bile. Sayın Erdoğan itibardan tasarruf etmeyecek diye bu ülkede insanlar pazar tezgahlarından çürük meyve, sebze topluyor.

"ARTIK YETER DİYELİM"

Emekliler de bu ülkenin vatandaşı, emeklilerin de bakmakla yükümlü oldukları aileleri var. Emeklileri yok sayan, onları açlığa, yoksulluğa mahkum eden anlayışı reddediyoruz. Emeklilere sesleniyorum. Gelin, bu anlayışı sandığa gömelim. Sizlere açlığı, yokluğu ve yoksulluğu reva gören bu anlayışa sandıkta ders verelim. Emekli yakınlarına sesleniyorum. yıllarca emek verip sizleri büyüten, okutan meslek sahibi yapan hayata hazırlayan annelerinize, babalarınıza, büyüklerinize bu yokluk ücretini reva gören anlayışa 'artık yeter' diyelim. Biz emeklilerin haklarını savunmaktan, yaşadıkları mağduriyeti dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz.

"SADECE EMEKLİLER EZİLMİYOR"

Çok iyi biliyorsunuz; ülkede ağır ekonomik koşullar altında ezilenler sadece emekliler değil. Toplumun tüm kesimlerinde yoksulluk derinleşiyor. Yapılan araştırmalar gıda fiyatlarındaki artışın açlık riskini günden güne arttırdığını gösteriyor. Açlık sınırı 17 bin 2 TL'lik asgari ücreti geçti. Son bir haftadır konuşulan Merkez Bankası Başkanı ve ailesinin pembe dizi kıvamındaki maceraları. MB Başkanı göreve geldiği günden bu yana para politikalarından yana gafları ve aile, kendisi için sağlanan ayrıcalıklarla gündeme geldi. 

"CİN FİKİRLERİ OLAN SAYIN ERDOĞAN ÜLKEYİ BATIRDI"

Her zamanki gibi AKP kendi istikbalini ülke istikbalinden önde tutuyor. Merkez Bankası demişken dün politika faizi 250 baz puan arttırıldı ve yüzde 45'e yükseltildi. Ne demişti Erdoğan? Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselmez. Göreceksiniz enflasyon da faizle bierlikte düşecek.

Bunu defalarca söyledi. En son 14 Mayıs seçimlerinden kısa bir süre önce bir kez daha söyledi. Ne faiz düştü ne enflasyon düştü.

Bu sözler söylenirken faiz yüzde 8 buçuktu, enflasyon yüzde 45 buçuk. 9 ayda faiz de enflasyon da düşmedi. Aksine fırladı. Faiz sebep enflasyon sonuç gibi cin fikirleri olan Sayın Erdoğan, ülkeyi batırdı.

"ŞEHİR HASTANELERİNİ ARAP YATIRIMCILARA SATIYORLAR"

Bir ülke düşünün vatandaşları hastalıktan kırılıyor, doktora gitmek için ise randevu alamıyor. randevu alsa bile ilaç bulamıyor. bir yandan TTB, ameliyathaneler doldu, virüs günden güne yayılıyor açıklamaları yapıyor. Diğer yandan; AKP'li rektörden randevu almak için torpil yaptırıyorum açıklaması geliyor. Acil servislerin kırmızı alanlarında boş sandalye kalmadı.

Vatandaşlarımız eczanelerde muadil ilaç bile bulamıyor. Tüm dünya virüs alarmı verirken AKP çöken sağlık sistemi konusunda üç maymunu oynuyor. -Yurttaş ne şehir hastanelerinden ne de kamu hastanelerinden randevu alamıyor.

Sistem kilitlenmiş durumda. Sistem işlemiyor. Satmak AKP'de o kadar alışkanlık haline geldi ki satmadan duramıyorlar. Şimdi de Erdoğan'ın hayallerini satıyorlar. Sayın Erdoğan'ın hayalim dediği şehir hastanelerini Arap yatırımcılara satıyorlar. Körfez'den bir Arap yatırımcıyla şehir hastanesi satışı için görüşmeler devam ediyor.

"ÖZGÜR ÖZEL'E VERİLEMEYEN İZİN HAMZA DAĞ'A NEDEN VERİLDİ?"

Vatandaşların siyasi duruşlarına göre farklı muamele yapan siyaset anlayışının bir örneğini de geçtiğimiz günlerde İzmir'de yaşadık. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in genel başkan seçilmesinin ardından 7 Kasım 2023'te Manisa programı için İzmir'e ilk gelişinde onu büyük bir heyecan ve coşkuyla karşılamak isteyen parti örgütümüz ve İzmirli hemşerilerimiz için İzmir İl Başkanlığımız Adnan Menderes Havalimanında bir hazırlık yaptı. 

Genel Başkanımızın vatandaşlara seslenmesi için platform desteği istedik ancak İzmir Valiliği 'güvenlik' gerekçesiyle izin vermedi. Ancak 20 Ocak'ta yaşanan bir olayla çifte standartı gördük. Türkiye Cumhuriyeti'nin ana muhalefet genel başkanına verilmeyen izin AKP'nin belediye başkan adayına verildi. 

İzmir Valiliği'ne soruyorum. Özgür Özel'e verilemeyen izin Hamza Dağ'a neden verildi? Siz devletin mi valisisiniz yoksa iktidarın mı? Eğer AKP'nin valisiyim diyorsanız bunu cesurca ve mertçe söylemeye cesaretiniz var mı? Parti devlet kafasıyla yandaş gibi hareket eden İzmir Valiliği bu konuyla ilgili derhal bir açıklama yapmak zorunda.

"AKP HALK OTOBÜSÜNÜ STÜDYOYA ÇEVİRMİŞ"

İstanbul'u kaybetmeyi içine sindiremeyen AKP, Sayın Ekrem İmamoğlu'nu karalamak için bir halk otobüsünü stüdyoya çevirmiş, oyuncular ayarlamış, bir senaryo yazmış ve sanki halk otobüsü arıza yapmış, vatandaş mağdur olmuş gibi bir film çekiyor. Amaç ne? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni ve Sayın İmamoğlu'nu karalamak.

"AKP İKTİDARINI DA HALK AFFETMEYECEK"

Üçüncü ve dördüncü sınıfa giden öğrenciler manevi danışmanla görüşecek, ev ödevleri yapılacak, öğrenciler öğle namazını kılıp evine dönecek. Eğitim etkinliklerini ve değerlendirme toplantılarını lüks otellerde yapanlar çocuklara gelince namaz kıldırıp evlerine gönderiyor. Çocuklar için ceplerinden para harcamak akıllarından geçmez. Diyanet üzerinden eğitimi dizayn etme çabalarından artık bıktık. 

Çocuklarımızı aklın ve bilimin ışığında laik sistemden uzaklaştırarak toplumsal yapıyı istediğiniz şekle sokma çabanızın farkındayız. Çekin kirli ellerinizi çocuklarımızın üzerinden. çekmezseniz ne olur? Onu da size merhum Uğur Mumcu'nun sözleriyle anlatayım. 

'Her kim ki din sömürüsünü kullanır belki bir süre yayarlı olur ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar. Halk affetmiyor.' Dini şatafatla birleştiren makam arabalarına alet eden AKP iktidarını da halk affetmeyecek. 'Ben Atatürkçüyüm, ben Cumhuriyetçiyim, ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım, ben insan hakları savunucusuyum, ben terörün karşısındayım, ben yobazların düşmanıyım. Öyleyse vurun, parçalayın. Her parçamdan benim gibiler beni aşacaktır, çıkacaktır' diyen Uğur Mumcu'yu rahmetle, minnetle anıyorum."

Konuşmasında 2022’nin 30 Aralık’ında uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in cinayetine de değinen Yücel, şunları söyledi: 

"Sokak ortasında katledilişinin üzerinden tam bir yıl geçti. Yine aynı senaryo... Fail belli, faile kalkan olanlar belli. Meçhul olan tek şey ise AKP'nin adaleti. "

"İLGEZDİ'NİN İSTİFASIYLA İLGİLİ BİZE ULAŞAN BİR BİLGİ YOK"

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Yücel, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin istifa ettiği iddialarına yönelik şöyle konuştu: 

"İstifa tek taraflı beyandır. Bize ulaşan böyle bir bilgi yok. İstifa ettiği iddia edilen Sayın İlgezdi'den bunu teyit edebilirsiniz."

"TBMM'DE TEMSİL EDİLEN HER PARTİ İLE GÖRÜŞÜRÜZ"

"DEM Parti ile temaslarınız ne boyutta" ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in DEM Parti ve CHP görüşmelerini hedef alan sözlerine dair sorulara Yücel, şöyle yanıt verdi: 

"Biz daha önce de söyledik. Biz, TBMM'de temsil edilen her siyasi parti ile görüşürüz. DEM Parti de TBMM'de temsil edilen bir partidir. bu demokrasinin gereğidir. Ancak onların belli seçim çevrelerinde belli illerde, ilçelerde aday çıkarıp çıkarmamaları kendi kararları ve tercihleridir. Bu konuda bize düşen bir söz olmaz. Akşener'in sözleri de kendisini bağlar."