CHP'den komisyon ismi önerisi geldi

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Meclis’te yarın ilk toplantısını yapacak olan "Terörsüz Türkiye" komisyonunun ismine itiraz etti. Emir, “Demokrasi ve adalet vurgusu içermeyen bir isim, toplumsal mutabakatı temsil edemez” diyerek, yeni isim önerilerini “Demokrasi, Adalet ve Toplumsal Mutabakat Komisyonu” olarak açıkladı.

12punto

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulması planlanan “Terörsüz Türkiye” komisyonu henüz çalışmalarına başlamadan tartışma yarattı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, partisinin bu komisyona vereceği desteği açıkladığı basın toplantısında, komisyonun adının değiştirilmesi gerektiğini savundu.

“Terörsüz Türkiye” ifadesinin tek taraflı bir yaklaşım içerdiğini vurgulayan Emir, “Bizim için demokrasi ve adalet vazgeçilmezdir. Bu iki kavramın yer almadığı hiçbir başlık, toplumsal uzlaşıyı temsil edemez” dedi. Emir, CHP olarak komisyona verdikleri isim önerisinin  “Demokrasi, Adalet ve Toplumsal Mutabakat Komisyonu.” olduğunu söyledi. 

22 İLDE SAHA ÇALIŞMASI BAŞLIYOR

Murat Emir, komisyonun nasıl çalışacağına dair de bilgi verdi. CHP'nin bu süreci sadece Meclis çatısı altında değil, sahada da takip edeceğini belirten Emir, örgütle birlikte 22 ilde kapsamlı bir çalışma yürütüleceğini söyledi. Emir, “108 milletvekilimizle birlikte halkın içinde olacağız. Komisyonun ne yapacağını, neleri yapmayacağını açık açık anlatacağız” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Meclis bünyesinde kurulan ve ilk toplantısını yarın yapacak komisyona ilişkin de şunları söyledi:

"Bir komisyon gerekliliği, özellikle Kürt sorunu ve Türkiye’deki demokratikleşmenin önündeki sorunların tespiti ve çözümü için asıl işlev görmesi gereken yerin TBMM olduğunu, milli iradenin temsilcilerinin yani milletvekillerinin ve aynı zamanda söyleyecek sözü olan herkesin; sivil toplumun, derneklerin, şehit yakınlarının, gazilerin, üniversitelerin, kanaat önderlerinin gelip konuşacağı ve toplumsal mutabakatı en geniş şekilde bulacağımız, herkesin tatmin olacağı ve toplumsal yaraları değişmeyeceğimiz, onaracağımız bir sürecin ancak ve ancak Meclis çatısı altında; şeffaf, dürüst, açık, halkın göz önünde yapılabileceğini öteden beri söylüyoruz. Komisyon önerisi bizimdi ve biz zaten bu konuda çalışmaları olan, hazırlığı olan bir parti olarak da bu komisyona girmekten elbette ki çekinmeyiz ve bu komisyonda görevimizi yapacağız. Ancak bu komisyonun nasıl çalışacağı son derece önemlidir. Eğer amaç gerçekten Türkiye’nin silahların bırakıldığı, terörün sonsuza dek yok edildiği, demokrasinin yeşertildiği, özgürlüklerin genişletildiği, Anayasa’nın çiğnenmediği, AYM kararlarına uyulduğu bir süreci başlatacaksak bunun yeri bu komisyon olmalıdır ve bu ancak bu komisyonda konuşularak yapılabilir. Ama bunun için öncelikle komisyonun adından başlayarak nasıl çalışacağı, gündemini nasıl belirleyeceği, kararlarını nasıl alacağı ve nasıl şeffaflığı sağlayacağı bizim için son derece önemlidir ve kırmızı çizgilerimizdir.

Biz ilk şart olarak eşit temsiliyet ve nitelikli çoğunluğu önermiştik. Nitelikli çoğunluk konusunda olumlu bir yaklaşım olduğu sözünü alarak bu komisyona ilk adımımızı atıyoruz. Ancak şunun anlaşılması lazım: Defalarca söylediğimiz, her gün söylediğimiz, açıklıkla söylediğimiz, kapalı kapılar ardındaki muhataplarımıza toplantılarda söylediğimiz ama kamuoyuna açık olarak da her zaman ifade ettiğimiz şu gerçekliklerin bir kez daha altını çizmek isterim: Komisyonun adı çok önemlidir. Bu komisyonun adında ‘demokrasi’ ve ‘adalet’ mutlaka olmalıdır. Çünkü demokrasi ve adalet olmaksızın Türkiye’deki kardeşliği, toplumsal barışı inşa etmemiz, kalıcı bir şekilde yerleştirmemiz olanaksızdır. Türkiye’nin bütünü için, 86 milyon için, tüm illerimiz için tabii Kürt sorunu gören, tespit eden, anlayan, çözümüne dönük demokratik adımlar atmaktan çekinmeyen ama bütün bunları yaparken tüm Türkiye’ye de demokrasi öneren, tüm Türkiye’deki demokrasi çıtamızı yükseltmeyi öneren, aynı zamanda içinde bulunduğumuz 19 Mart yargı darbesini bertaraf edecek, aynı zamanda AYM kararlarının ihlal edilmesini ortadan kaldıracak, seçilmişlerin cezaevinde tutulmasını ortadan kaldıracak bir süreci başlatmak zorundayız.

Bunu bir yasaya, bir amaca, bir ajandaya bağladığınızda bu komisyon amacına ulaşamaz. Tam da bu nedenle adından başlayarak komisyonun amacı da doğru tarif edilmelidir. Komisyonun amacı mutlaka Türkiye’de adaleti, demokrasiyi, özgürlükleri yeniden yeşertmek olmalıdır. Bunları yaptığımız zaman toplumsal barışımızı ve kardeşliğimizi onarabiliriz. Başka türlü olacak işler Türkiye’de yaraya merhem olmaz ve boşuna zaman sarf etmiş, çaba sarf etmiş oluruz ve Türkiye Allah korusun şu durumundan geriye giderse de çok daha olumsuz sonuçlarla karşılaşır. Bu nedenle herkesin sorumlu ve aklı başında davranmasını bekliyoruz."