CHP'li Günaydın'dan Akşener ve Can Atalay yorumu: 'Bu sözleri duyan oldu mu?'

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Günaydın tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Günaydın şunları aktardı:

Yargıtay 3. Ceza Dairesi ve Anayasa Mahkemesi arasında kabul edilemez diyaloglar. Numan Kurtulmuş geçmişte, Mustafa Şentop'un durumuna düşmemek için hak ihlali kararını bekledi. 

"BEKİR BOZDAĞ'IN MUKTESEBATI BELLİ"

Meclis mahkeme kararlarını okuma mercii midir? Bu duruma düşmemek için okutmadı. Bu karar Yargıtay'dan bir ayar olarak TBMM duvarlarına çarptı. Sadece Meclis Başkanı değil bütün milletvekillerinin buna karşı çıkması gerekiyordu. AKP, MHP grubunun herhangi bir kaygısı, üzüntüsü olmadı. Peki Meclis Başkanı ne yaptı? Yargıtay kararında direnince, yani Anayasa'nın 153. maddesi açıkça ihlal edilince Meclis Başkanı ne yaptı? 'Öyle bir zamana denk getirelim ki, Bekir Bozdağ burada Başkanvekili olsun ben de aynı zamanda yurt dışında olayım' dedi. Bu 'mükemmel' zamanlamayı yaptınız. Siz de BAE'desiniz. Peki soruyorum. Bekir Bozdağ'a bir şey sorma gereği duymuyorum. Bekir Bozdağ'ın muktesebatı belli, bugün yapmak zorunda oldukları belli. Peki Numan Kurtulmuş, siz bu kararı okutunca BAE'de saklanırken sorumluluktan kaçmış mı oluyorsunuz?

"SEN AKP'NİN EMİR ERİ MİSİN?"

Dün saat 14.45'te Başkanlık Divanı arkasında toplantı yaptık. Ben bu kararı okutacağım dedi. Dedik ki; ne anlatıyorsun bize, siz bunu Meclis açılmadan 5 dakika evvel söyleyerek bir oldu bittiye mi getirmeye çalışıyorsunuz? Peki AKP'nin Grup Başkanvekili saat 11.30'da televizyon kanallarında kararı okutacağız deme yetkisini nasıl alıyor? Sen AKP Grup Başkanvekili'nin emir eri misin? Yoksa Başkanvekili misin?  Bu sorular ağır sorulardır. Bu sorular altında kalınmaması lazım. Bütün bunlara rağmen kararı okutacağını ifade etti.

KAPALI OTURUM TARTIŞMALARI

Kapalı oturum tarışmaları yapıldı. Biz 5 dakikada oldu bittiye getirilecek bir konuyu, TBMM'de 2.5 saat tartışmada ve Türkiye'nin siyasi gündeminde tutmaya çalıştık. Kapalı oturum açık oturuma dönünce usül tartışmaları yapıldı. TİP bir konuşma yapabildi.

"YARGITAY'IN BÖYLE BİR HAKKI YOKTUR"

TİP'e bir söz daha vermeyecek bir siyasi nezaketsizliği burada görüyoruz. Yargıtay'ın Meclis'e yazı yazma yetkisi var mı? Bu sefer Yargıtay ne yapıyor? Meclis'e talimat veriyor. Yargıtay'ın böyle bir hakkı yoktur. 

"BU SÖZLERİ DUYAN OLDU MU?"

Katibe Yargıtay'ın kararını verdi ve okutulmasını istedi. Bu sözleri duyan oldu mu? Basılı ve görsel medyaya ulaştı mı? O sırada milletvekillerinin gürültüsü arasında katip üyenin okuduğu karar duyulmadı. Dolayısıyla hukuken okunmuş bir karar yoktur. Biz bugün açılacak TBMM oturumunda bu okumanın gerçekleşmediği ve okumanın hukuken yok sayılmasına yönelik usuli itirazımızı Meclis Başkanlık Divanı'na sunacağız. Meclis Başkanlığı'nın tavrını da göreceğiz. 

Başkanvekili Bekir Bozdağ, çalışmalar sonrası gürültüler ve yuh sesleri arasında; 'çalışma imkanı bulamadığımı gördüğümden Genel Kurul'u kapatıyorum' diyor. İç tüzük 68'de ne diyor eğer sükunet sağlanamazsa önce ara verir, sağlanamazsa Meclis'i kapatır diyor. 

Dolayısıyla ortada açık bir hukuksuzluk vardır. Daha açık bir şey söyleyelim. TBMM'de yasama faaliyetinde bulunması gereken Şerafettin Can Atalay Silivri'de hükümlü durumdadır. Derin bir Anayasa krizidir. Bu çerçeve Türkiye'yi Anayasal bir hukuk devleti olmaktan çıkarmıştır. 

Ayarını bozduğunuz kantar, gün gelir sizi de tartar. Biz Türkiye'nin böylesine bir kaosun içerisinde olmasını istemiyoruz.

Günaydın ayrıca, İYİ Parti lideri Akşener'in İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik bilboardlarının engellendiği iddialarına da yanıt verdi.

"İYİ PARTİ GEREKLİLİKLERİ YERİNE GETİRİR, KENDİNİ TANITIR"

Günaydın şunları aktardı:

Biz muhalefete muhalefet etmeme tavrımızı sürdürüyoruz. İYİ Parti nerede duracağına kendisi karar verir. Artık halkımız milletimiz, partiler arasındaki anlaşmalardan bıkmış durumda. Bir Türkiye İttifakı'nın yürütücüsüyüz. Biz olanı biteni halkımıza gösteriyoruz. Halkımız zaten bunu fark ediyor. 

Bir afişin nasıl asılacağına ilişkin ilkeler, kurallar ticari ilişkiler bellidir. Bu ticaretin ilkelerini yerine getiren, özel sektör tarafından yönetilen çok sayıda outdoor ortamına, afiş ortamına asar. Ne Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Ne İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ne İznmir Büyükşehir Belediyesi'nin; Ankara, İstanbul ve İzmir'in bütün outdoorlarını ve afişlerini kontrol etme durumu yoktur. 

İYİ Parti de bu gereklilikleri yerine getirir. Kendisini tanıtır.