Ekrem İmamoğlu seçim maratonunu başlattı: Onların adayını hiç merak etmiyorum

31 Mart 2024’teki yerel seçimlerde yeniden aday olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim çalışmalarına başladı. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen aday tanıtım toplantısında konuşan İmamoğlu, “İstanbul’u yeniden kazanacağız” dedi.

12punto

Türkiye 31 Mart 2024’te yerel seçimler için sandık başına gidecek.

Yerel seçimlerde en çok merak edilen kentlerin başında İstanbul geliyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bugün İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’nde aday tanıtım lansmanını gerçekleştirdi.

Yeniden aday olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu "Tam yol ileri" sloganıyla seçim çalışmalarını başlattı.

CHP Genel Başkan Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de lansmana katıldı. 

 

 

 

Kürsüdeki ilk konuşmaya CHP İstanbul İlçe Başkanı Özgür Çelik başladı.

Çelik konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

"Bugün hep birlikte yeniden yola çıkacağız. İstanbul 2019'dan bu yana eşitlikçi, halkçı bir yönetim anlayışıyla yönetiliyor. Sayın İmamoğlu yönetiminde 4.5 yılda çok büyük işlere imza atıldı. Tüm engellere rağmen bu mücadele gerçekleşti. Hep birlikte büyük bir demokrasi mücadelesi verdik.

Büyükşehir Belediye Başkanımız metro, ulaşım, çocuk kreşleriyle, burslarla, anne kartlarla İstanbul halkına hizmet etmeye devam ediyor. Yeşil alanlar imara açılmak yerine yaşam alanlarına dönüşüyor. Bu seçimde yine eşit şartlarda yarışmayacağız. Onlar yine tüm kamu kaynaklarını kullanacaklar. Basın ve medya kuruluşlarıyla halkı kutuplaştıracak. Onlar yine sahte broşürlerle işler yapacak. CHP düzen kurmuş, devlet kurmuş yegane siyasi geleneğin adıdır. Mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız!"

Kürsüdeki konuşmasını sonlandıran Çelik sözü Genel Başkan Özgür Özel'e devretti.

Özel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle;

"16 milyon mutlu İstanbul'un değerli temsilcileri hepiniz hoş geldiniz. Bugün şehirlerin sultanı İstanbul'da, Napolyon’un bana dünyayı verseniz ona başkent yaparım dediği şehirde, Fatih Sultan Mehmet’in çağ açıp çağ kapattığı şehirde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ülkenin zineti dediği şehirde beş yıldır hizmet veren Ekrem İmamoğlu’nun yeniden beş yıl hizmet vermesi için bir aradayız.

ÖZEL'DEN ANAYASA VURGUSU

Bir ülkenin olabilmesi için o ülkenin ordusunun sınırlarını koruması ve bir sözleşmesi olması lazım. Bir sözleşmemiz var. Hepimizin üzerinde mutabık olduğu bir anayasamız yok ama ilk dört maddesinde mutabık olduğumuz bir anayasamız var. O anayasa, değiştirilene kadar hepimizi bağlıyor. Eğer siz o anayasanın bir maddesini yok sayarsanız başka birinin de başka bir maddeyi yok sayma tartışmasını kabul edersiniz. Anayasa’nın 153’üncü maddesi Anayasa Mahkemesi’nin kararını bağlayıcı olduğunu söylerken birisinin talimatıyla beş kişi Anayasa’nın o sayfasını yırttı attı.

Bu, başka birisinin Anayasa’nın 75’inci maddesini yok saymasını kabul etmek olur. Başka birisi gelir Anayasa’nın 101’inci maddesini atar. O, Cumhurbaşkanı’nın olmaması demektir. Yani birileri gelmiş devletin çivisini çıkarmaya çalışmaktadır.

CHP LİDERİ ÖZEL, ATALAY VE KAVALAYA'A SELAM GÖNDERDİ

Burada iki büyük ailenin temsilcileri var. Birisi Cumhuriyet Halk Partisi ailesidir, diğeri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir. Bu iki ailenin ortak bir çocuğu var: Tayfun Kahraman. Burada Tayfun Kahraman nezdinde, Can Atalay’ı, Osman Kavala’yı, Çiğdem Mater’i selamlamak isterim.

'AKM'Yİ YIKIP YERİNE AVM YAPMAYIN'

Bu insanlar her biri temsil ettikleri meslek grubu yöneticileri olarak Gezi Platformu’nda yer aldılar. Bu insanlar dönemin başbakanıyla görüşmek istediler. Gezi’de bir kişinin daha burnunun kanamaması için çaba sarf ettiler. Bunun için altı madde istediler. Ne istiyorlardı: Ağaçları kesmeyin diyorlardı. Gezi Parkı’nı kesip yerine Topçu Kışlası yapmayın, AKM’yi yıkıp yerine AVM yapmayın, gençleri nezarethaneye atmayın diyorlardı.

Bugün Gezi Parkı yerinde duruyorsa Mücella Yapıcı sayesinde, Can Atalay sayesinde, Mine Özerden sayesinde duruyor. Bugün AKM, AKM olarak duruyorsa arkadaşlarımız sayesinde duruyor.

'MAHKEME SALSA DA SALMAM DİYOR'

Şimdi diyorlar ki bunlar bize darbe yapmaya çalıştılar. Mahkeme salsa da salmam diyor. Her şeye ben karar veririm diyor. Ama İstanbul’un iki güzide takımı 100’üncü yılın son derbisini oynayacak. Alıp onları Riyad’a götürüyorlar.

Sanki bilmezmiş gibi onlar gelince Anıtkabir’e gitmiyorlar. Sanki bilmezmiş gibi senin bir adım önüne gelip ‘Merhaba asker’ diye Türkçe selamlamaktan yani Türkçe’yi saygıyla ağzına almaktan imtina eden birinin ne yapacağını bilmezmiş gibi İstanbul’un, İzmir’in Türkiye’nin hak ettiği son derbiyi götürüyor ve orada Gazi Mustafa Kemal’i utanmadan pazarlık konusu yapmaya niyetleniyorlar sonra biz çıkıp her şeyden sen sorumlusun da bu konuda neden sorumlu değilsin diye sorduğumuzda açıklama yaptırıyorlar.

'HADSİZLİĞİN SORUMLUSU DA SENSİN ERDOĞAN'

Cumhurbaşkanımızın bu konuda bir dahli yok, bunu kulüplere sorduk biz yaptık diye. Dahlin yoksa Gezi’den de elini çek, dahlin yoksa bu milletin evlatlarından elini çek. Yok her şeyi sen biliyorsan o maçı da oraya sen götürdün, o Suudi Arabistanlıları istemeyiz, İstiklal Marşı’nı okutmayız diyecek hadsizliğin sorumlusu da sensin Recep Tayyip Erdoğan.

'SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ GETİREN PARTİYİZ'

Biz bu ülkeye önce bağımsızlığı getiren partiyiz. Sonra bu ülkeye çok partili rejimi, parlamenter rejimi getiren partiyiz. Sonra bu ülkeye sosyal devlet anlayışını ve sosyal belediyeciliği getiren partiyiz. Türkiye’de yerel yönetimler tarafından ilk kez ortaya konulan kentsel dönüşümden toplu konut projelerine, metrodan metrobüse, hafif raylı sistemden biyolojik arıtma tesislerine kadar bugün bir çoğu bu salonda olmayan Cumhuriyet Halk Parti’li sosyal demokrat belediye başkanlarının ve onların inanmış kadrolarının eseridir. İstanbul’da ilk metronun temeli 1991’de Nurettin Sözen tarafından, İzmir’de Yüksel Çakmur tarafından atılmıştır.

'BİZ HORTUMLARI KESECEĞİZ, İSRAFI KESECEĞİZ'

Biz geldiğimizde israfı keseceğiz, hortumları keseceğiz, küçük bir sınıfa hizmet yerine hizmeti 16 milyona yayacağız demiştik. Birileri yüzde 89 garibandan vergi alıp, godamandan yüzde 11 vergi alırken halen vergiyi tabana yaymaktan bahsededursun biz hizmeti tabana, hizmeti İstanbul’a, hizmeti 16 milyon kişiye yayıp bir takım çıkar çevrelerinin artık İstanbul’un kanını emmesine mani olduk."

Özel konuşmasının ardından sözü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na bıraktı.

İMAMOĞLU'NA COŞKULU KARŞILAMA

Salondaki katılımcılar İmamoğlu'nun sözü alacağı sırada 'İstanbul yeniden İmamoğlu'na' diyerek sloganlar attı.

İmamoğlu'nun öne çıkan açıklamaları şöyle:

"Mustafa Kemal Atatürk, 10’uncu yıl nutkunda şöyle der: Az zamanda büyük ve önemli işler yaptık. Ve ardından şöyle devam eder: Fakat asla yaptıklarımızı asla kâfi görmeyiz. Çünkü çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Hazır mıyız İstanbul? Aziz Atatürk’ten aldığımız ilhamla az zamanda büyük ve önemli işler başardık. Bunca engele rağmen başardıklarımız bize güven ve cesaret veriyor.

'2019 YILINDA KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM BAŞARDIK'

Sizlerin iradesiyle 2019 yılında köklü bir değişim başardık. Sizlerin desteğiyle biz başardıkça onlar 25 yılda yaptıklarını her gün ama acemice her gün hararetle bizim dört buçuk yılımızla kıyaslamak zorunda kaldılar. İnanın bu başarı hepimizin başarısıdır. Tüm inancımla söylüyorum, İstanbul olarak başarmaya devam edeceğiz.

'İSTANBUL'U YENİDEN KAZANACAĞIZ'

31 Mart 2024’te sizlerin iradesiyle İstanbul’u yeniden kazancağız. Ve Allah’ın izniyle daha büyük işler başaracağız. Çünkü engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik tecrübe kazandık. Artık küçüldükçe küçüldü o engelleme refleksleri. Toza dönüştü görmüyoruz onları artık. Başarıya nasıl ulaşacağımızı artık çok daha iyi biliyoruz.

'İSTANBUL 16 MİLYONUN, İSTANBUL HERKESİN'

Artık İstanbul senin. O, ‘İstanbul benim’ diyen tek kişiden kurtuldu. İstanbul 16 milyonun, İstanbul herkesin. Bizim devraldığımız belediyede metro projeleri tamamen stop etmişti. Bazıları bir buçuk yıldır duruyordu. Bazıları 2016, 2017’de ihale edilmesine rağmen hiç başlanmamış haldeydi. İştirak şirketleri vergi borcuna batırılmış ve ihale yasaklısıydı. Bugün o parlak isimleriyle tekrar Türkiye’nin markası haline gelen iştiraklerimiz ne yazık ki İBB’nin bile ihalesine giremiyordu.

'BELEDİYENİN KASASINDA SADECE ALTI MİLYON VARDI'

Kasasında sadece altı milyon lira bırakılmış bir belediyeydi. Altı milyon lira ne demek biliyor musunuz 2019’da? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir saatlik bile gideri değildi.

'MİLLETÇE FAKİRLEŞTİK'

Tabii enflasyon, döviz kurları ve işsizlik aldı başını gitti. Milletçe fakirleştik. Biz de İBB olarak gerçekten fakirleştik. Yürüttüğümüz her projenin bedeli dört kat beş kat bu dönemlerde artıyor oldu. İhaleler iptal edildi.

Artan krizden dolayı hükumetin çıkardığı bir genelgeyle yüzde 15’in altında olan müteahhitler tek tek işleri iptal ediyorlardı. Her yürüttüğümüz projenin maliyeti artarken israfı bitirdiğimiz için biz bu zor dönemde bile onların ürettiği işlerin iki katını onların harcadıkları bütçenin yarısına bitirmeyi başardık.

'6 MAYIS'TA ÇIKARTTIĞIMIZ O CEKETİ HİÇ GİYMEDİK'

(Ekrem İmamoğlu ceketini çıkarıp kollarını sıvadıktan sonra) Sayın Genel Başkanım, biz 6 Mayıs’ta çıkarttığımız o ceketi hiç giymedik.

İlk kez bizim dönemimizde 300 bin üniversiteliye burs, 350 bin ilk ve ortaöğretim öğrencisine eğitim desteği verdik. Hani yıllarca dediler ya CHP bizim burs vermemizi engelliyor. İki türlü yalan söylüyorlar. Birisini söyleyeyim: Hayır, engellemiyorlar. Burs verdiler. Ama nasıl verdiler? Onlar çok şanslı insanlara burs verdiler.

Bazı insanlara 200 bin dolar, 150 bin dolar verip sonra onları milletvekili ve parti yöneticisi yaptılar. Biz ise sadece bu yıl 100 bin kişiye kişi başı yedi bin 500 liradan 750 milyon lirayı anasının ak sütü gibi milletin evlatlarına verdik.

Türkiye’de iktidar olana kadar da giymeyeceğiz! İstanbul'un daha yeşil olması için de çalıştık. Yeni yeşil alanlar ilave ettik. Depreme dayanıklı yapılaşma süreçleri hızla başladı.

'BEN ADAYI MERAK ETMİYORUM'

Ben hiç aday merak etmiyorum. Siz niye merak ediyorsunuz? Özetle yeni bir hizmet yeni bir fayda sunmadığımız, geçmişte aldığı hizmetin kalitesini ve miktarını arttırmadığımız tek bir yurttaşımız kalmadı. Bütün bunlar Türkiye tarihinde benzeri görülmemiş adil, halkçı ve demokratik uygulamalarla oldu. İstanbul'un koruyucusu, muhafızı olma bilinciyle hareket ettik. 2019'da biz seçilmemiş olsaydık neler olurdu, herkes bir düşünsün.

Halka çevrilmiş kaynakları, israf düzeni temsilcilerinin ceplerine akmaya devam ederdi. Halkçı belediyecilik yerine, ben yaptım oldu belediyeciliği devam etseydi çevreyi talan etmeye devam ederlerdi.

'YANGIN SÖNDÜRMEK İÇİN TENSİP ARAYAN...'

Sayın Genel Başkanım, bu maç işine değindiniz. Şunu söylemeden gidemeyeceğim. Bir bakanın açıklaması şöyleydi: Sayın cumhurbaşkanımızın tensipleriyle yangını söndürmek için araçları harekete geçirdik. Yangını söndürmek için tensip arayan akıl buradan kalkacak iki takımı Suudi Arabistan’a götürecek. Allah aşkına kim inanır buna?

'İSTANBUL'DA HİZMET ZİYAFETİ BAŞLAYACAK'

İstanbul’da hizmet ziyafeti başlayacak. Sizlerin kararlı iradesi görüldükten sonra iktidar artık daha fazla vatandaşla inatlaşamayacak. Biz de hiçbir siyasi hesaba kapılmadan evet hükumetle birlikte daha çok ve daha yakın çalışacağız. Bunun başka bir yolu yok. Hiçbir iktidar ülkenin en büyük şehrinin açık ve net iradesini yok sayamaz, sayamayacak. Yok sayarsa millet de onları yok sayacak, gönderecek. O yüzden bizimle birlikte çalışacaklar.

Bu şehir yaşayan herkesin şehri olacak. Gayrimüslimlerin de şehri. Bu şehir, Kürtlerin de şehri. Bu şehir bu şehirde yaşayan Caferilerin de şehri. Boşnakların da şehri. Aynen 86 milyon vatandaşımızın şehri olduğu gibi. Bu şehir Romanların şehri. Bu şehirde yaşayan herkes bu şehrin sahibi olacak.

'BAŞLADIĞIMIZ İŞİ YARIM BIRAKMAYIZ'

Sefaköy-TÜYAP-Beylikdüzü metro hattı. Kredisi hazır, projesi hazır. Bir imza bekliyor. Seçim boyunca o imzayı atana kadar ben sayın Cumhurbaşkanı’nı ve bütün yetkilileri, dört milyon insanın yaşadığı Bakırköy’den Beylikdüzü’ne, Büyükçekmece’den Avcılar’a, Küçükçekmece’den Başakşehir’e herkese şikayet edeceğim. Bir mürekkep bir kalem. Ne kefaret istiyoruz ne bir şey! Sadece onay. İlk dönemimizde İstanbul’un yaratıcılığını açığa çıkaracak projelere kabul ediyorum ki istediğimiz kadar ağırlık veremedik. Yeni dönemde öncelikle hedeflerimiz arasında bu da var. Dünyanın yaratıcı sermayesinin bir kısmını İstanbul’a akması için hep birlikte çalışacağız. 2027 Avrupa Oyunlarını ve iddia ediyorum ki biz attığımız temeli yarım bırakmayız. Başladığımız işi yarım bırakmayız. 2036 Olimpiyatları’nı İstanbul’a biz getireceğiz!"