Ekrem İmamoğlu'ndan 'Kürtçe' çıkışı: 'Sorumluluk kabul ediyorum...'
Yaklaşan yerel seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kendi özüme, Türklüğüme hayranım, kendi dilime çok tutkuluyum, hâl hatır soracak kadar Kürtçe öğrenmeyi sorumluluk kabul ediyorum" açıklamasını yaptı.
12punto
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2024'teki yerel seçimlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
T24'ten Murat Sabuncu'ya konuşan "Kürt seçmenle kurmaya çalıştığınız ilişki üzerinden de iktidar tarafından eleştiriliyorsunuz. Bu ne hissettiriyor size?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi;
"Üzülüyorum tabii. Çünkü yanlış bir duyguyla, yanlış bir milliyetçilik tarifiyle insanların kutuplaşmaya dönük bir sürecin parçası olması isteniyor. Bu sağlanıyor da ve bu çok kötü, çok tehlikeli bir şey. Şu anda belki de Türkiye'deki en tehlikeli noktalardan birisi."
"TÜRKLÜĞÜME HAYRANIM, KENDİ DİLİME ÇOK TUTKULUYUM"
"Ben kendi özüme, Türklüğüme hayranım yani kendi dilime çok tutkuluyum. Tarihime tutkuluyum" diyen İmamoğlu, "Orta Asya’ya kadar ben nasıl bir etnik kökenin parçasıyım diye baktığımda hayranlıkla bakarım. Diline de öyle bakarım, sözüne de şarkısına da yaşam biçimine de âşığım diyebilirim. Yani geçmişinden bugüne Alpaslan’dan Fatih Sultan Mehmet’e, Kanuni’ye bütün tarihî akış içerisinde hayranlıkla okuduğum, takip ettiğim bir sürecin ferdi olduğumun bilincindeyim" ifadelerini kullandı.
"BU TOPRAKLARDA YAŞAYAN HER İNSANIN DUYGUSUNA HAYRANIM"
İmamoğlu şöyle devam etti;
"Ama bir o kadar da bu topraklarda yaşayan her insanın duygusuna da hayranlık duyarım. Yani her etnik kökenden insanın da diline, tavrına, durumuna, duruşuna, kültürüne de hayranlık duyarım. Zaten Türkler tarih boyunca ayrıştırarak büyümemiş, bütünleştirerek büyümüş. Selçuklu döneminde de aynısı olmuş, Osmanlı döneminde de aynısı olmuş. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken de aynısı olmuş. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken Mustafa Kemal Atatürk de aslında özünde öyle bir başlangıç yapmış. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi Türk diye tariflemiş. Bu manada ben meseleyi çok net ifade ediyorum. Şu anda 86 milyon insanımız var ve bu 86 milyon insanımız bu milletin bir parçası. Bir kişi ne bir dirhem az ne bir dirhem fazla. Bu manada insanına suçlayıcı, hatta o kadar ileri gidiliyor ki vatan haini, terörist diyecek kadar ileri giden her türlü tutum ve tavra elbette ki karşıyım. Kaldı ki dönem dönem biz bile buna maruz kalıyoruz. Yani sadece bir Kürt vatandaşımız için geçerli olan bir şey değil. Kendisine oy vermeyeni terörist ilan eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Ama bu millet buna cevap verecektir. Bu milletin birlikte verdiği çok ciddi sınav vardır. Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, kurtuluş mücadelesi, devletin kuruluş mücadelesi. Yani Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi, 1920’de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi birlikte verilen büyük mücadeleler vardır. Milletin şu anda da bu ayrışmayı kutuplaşmayı kendine siyasal strateji gören insanlara ciddi bir cevap vereceğini düşünüyorum."
“HÂL HATIR SORACAK KADAR KÜRTÇE ÖĞRENMEYİ SORUMLULUK KABUL EDİYORUM”
İmamoğlu Kürtçe öğrenip öğrenmediğiyle ilgili bir soruyu ise, "Yani öğreniyorum demeyeyim, birkaç kelimeyi aklımda tutmaya çalışıyorum. Ama elbette Kürtçe bilen çalışma arkadaşlarım var. Özellikle saha gezilerimde mutlaka onlar yanımda oluyor. Bazen hiç Türkçe bilmeyen Kürt vatandaşlarımızla karşılaşıyoruz. Özellikle kadınlarda daha çok oluyor ya da yaşı oldukça yukarıda olan Kürt vatandaşlarımız da oluyor. Onların da duygularını anlamak istiyorum açıkçası. Ve gerçekten kendime sordum ben niye hiç Kürtçe bilmiyorum? En azından merhaba diyecek kadar, bir nasılsın diyecek kadar onun halini hatırını soracak kadar. Bunu açıkçası öğrenmeyi de kendime sorumluluk olarak kabul ediyorum" şeklinde yanıt verdi.