Ekrem İmamoğlu'nun milletvekillerine gönderdiği kitapçığın içeriği belli oldu: İşte operasyonların perde arkası...
Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturmada iddianame beklenirken, İmamoğlu geçtiğimiz hafta CHP milletvekillerine “İBB Kumpas Davası” başlıklı bir kitapçık gönderdi.
12punto

Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, operasyon sürecini anlatan bir kitapçık gönderdi.

Kitapçıkta, soruşturmanın başlangıç sürecine ilişkin kritik bir ayrıntı yer aldı. Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in 8 Ekim 2024’te göreve başladığı, yalnızca 10 gün sonra, 18 Ekim 2024’te ise “İBB kumpas soruşturmasının” başlatıldığı bilgisi verildi.

İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı aday adaylığı için resmi başvurusunu yaptıktan kısa süre sonra, 19 Mart’ta toplu gözaltıların başlatıldığına dikkat çekildi. Kitapçıkta, dosyadaki kısıtlılık kararına rağmen soruşturmanın ayrıntılarının iktidara yakın medya organlarına servis edilmesi eleştirildi.

Eski Medya AŞ Genel Müdürü Fatoş Pınar Türker ve Fatih Keleş’in oğlu Mustafa Keleş’in “rüşvet” suçlamasıyla tutuklamaya sevk edildikleri, ancak sevke konu olmayan “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandıkları belirtildi. Bu durumun, dosyadaki hukuki çelişkilerin başlıca örneği olduğu vurgulandı.

“EKREM İMAMOĞLU ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ” TANIMI
Kitapçıkta yer alan en dikkat çekici noktalardan biri, soruşturma belgelerinde geçen “Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü” ifadesi oldu. Bu tanımın savcılık tarafından tercih edildiği ve kamuoyunda algı yaratma amacı taşıdığı belirtildi.

Soruşturmadaki en önemli nokta “delil yetersizliği” olarak tanımlandı. İddiaları kanıtlamaya yönelik somut delillerin ortaya konamadığı, bu nedenle “etkin pişmanlık” stratejisinin devreye sokulduğu kaydedildi.

HTS kayıtlarına dayandırılan bazı suçlamalarda ise adı geçen kişilerin hiçbir zaman aynı anda bir arada olmadıklarının ortaya çıktığına dikkat çekildi. İhale dosyalarının ilgili kurumlarca savcılığa gönderildiği, ancak hangi ihalede, hangi miktarda yolsuzluk ya da rüşvet gerçekleştiğine dair somut bir bilgiye yer verilmeden tutuklamaların yapıldığı belirtildi.

Kitapçıkta şu ifadeler yer aldı:
“Dosya kapsamında hemen hepsi gizli veya husumetli tanıklara dayanan asılsız, mesnetsiz suçlamalarla ilgili tek bir somut belge bulunamamıştır. Buna rağmen, iddiaların kapsamlı olduğu algısını yaymak amacıyla sözde örgüt ‘sistem’ adıyla markalanmış, iktidara yakın medya organlarında gerçekle ilgisi olmayan yayınlar yapılmıştır.”

Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan kişilerin aylardır tecrit altında tutuldukları, tehdit ve psikolojik baskıya maruz kaldıkları da kitapçıkta dile getirildi. Tutukluların cezaevine nakledilirken ve cezaevinde yaşadıkları zorluklar da raporda ayrıntılı şekilde yer aldı.