İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan iktidara Gaziosmanpaşa ve Beykoz ve Tuzla eleştirisi: '62 milyonluk ihale yapılmış'

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2. kez İBB Başkanı seçilmesinin ardından açıklamalarda bulundu. El değiştiren Tuzla'daki ihale sürecin eleştiren İmamoğlu ayrıca Beykoz ve Gaziosmanpaşa'daki yeniden sayım kararını da eleştirdi. İmamoğlu ayrıca, Kanal İstanbul'a ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

12punto

31 Mart Yerel Seçimleri'nde yüzde 51.15 oy oranıyla Cumhur İttifakı'nın AKP'li Adayı Murat Kurum'a 11 puanın üzerinde fark atan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Mazbata töreninde konuştu

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"OYLAMANIN SONUCU ORTADADIR"

"Bu seçim Türkiye siyasi tarihinin en önemli kırılmalarından birisidir. Ve artık geriye dönüş olmaz. Demokrasi bir ker uyandı mı, özgürlük bir kere hayat buldu mu ondan kimse kaçamaz. Geri dönüş çabaları nafile çabalar olur. Hatırlayın 31 Mart 2019 gecesi AA’nın veri akışını kesmesiyle başlayan süreçte ne yazık ki bir anlayışla mücadelemiz vardı. O anlayış makamları ya da bir seçim bölgesini, İstanbul’u kendi mülkü gibi gören bir anlayış Tabi bu anlayışın neler yaptığını birlikte gördük. Millet iradesini hiçe sayan o anlayış 23 Haziran 2019’da aslında esaslı bir demokrasi dersi aldı. Ama maalesef buradan yeterince ders çıkartmadı. 2019’da başlayan o süreç bugüne kadar farklı boyutlarıyla birlikte aralıksız bir şekilde devam etti. 5 yıl boyunca bizleri engellemek, başarısız kılmak için ellerinden geleni yaptılar. Dönem dönem fazlasıyla gerçek dışı suçlamalar ve iftiralarla bizi halkın gözünde küçük düşürmeye çalıştılar. Siyasi maksatlı mesnetsiz davalarla her gün ayrı bir teftiş ve soruşturmayla bizi yıldırmaya uğraştılar. Tabi 5 yıl boyunca onlar bizimle uğraşırken biz ise gerçek hayata, milletin bize yüklediği sorumluluğa yani İstanbul’un sorunlarıyla mücadele ettik.

Pazar günü yapılan seçimde yalnızca bizim 5 yıllık performansımız oylanmadı. Aynı zamanda hukuk ve demokrasi dışı yöntemlerle siyaseti dizayn etmeye çalışan, kendini milletin üzerinde gören anlayışın meşruiyeti de oylandı. Oylamanın sonucu ortadadır. Milletin iradesini beğenmeyip kendi isteklerini dayatanların halkın seçilmiş temsilcilerini yok sayıp engellemeye çalışanların, devletin, hukukun, yargının ve demokrasinin ayarlarıyla oynayanların milletin vicdanında yeri olmadığını milletimizin asil tavrı sandıkta tescil etmiştir.

“BU SEÇİM KANAL İSTANBUL İÇİN HAYATİ BİR REFERANDUMDU”

İstanbullular iktidarın bu şehrin iradesine yönelik politika ve uygulamalarını kesin olarak mahkum etmiştir. Bu seçim aynı zamanda Kanal İstanbul için hayati bir referandumdu. Halkımız toplu bir şekilde İstanbul diye haykırdı. Beton kanal projesini tarihin tozlu raflarında hayata geçmeyen bir ibret projesi olarak kalmasını milletimizle birlikte sağlayacağız.

Bir cumhurbaşkanı, 17 bakan ve müesses medyanın yüzde 95’i ve her türlü devlet imkanıyla hatta bizlerin vergisiyle yaşamını sürdüren kamuya ait kamu kuruluşlarıyla kampanya yürüten, seçimi kazanmak için her yolu mübah gören, para dağıtmak, seçmen kaydırmak gibi birçok anlamsız siyaset anlayışı bu seçimle millet nezdinde geri dönülmez bir biçimde mahkum olmuştur. Kendisini desteklemeyen siyasi partileri ve siyasetçileri rakip değil de sanki düşmanmış gibi gören ve göstermek isteyen o anlayış açıkça mağlup olmuştur. Milletimiz derin vicdanını ve ferasetini göstermiştir. Halkın yaşamakta olmuş olduğu ekonomik zorlukları önemsemeyen, bu zorluklarla başa çıkması için vatandaşa verilen sosyal desteklerle kendi çıkarları adına alay eden o kibirli anlayış mahkum olmuştur.

Metro ve diğer büyük yatırımlarımızın hayata geçmesi için gereken imzayı atmaktan kaçınan, sahip olduğu yetkiyi halkın zararına sonuna kadar istismar eden o yönetim anlayışı mahkum olmuştur. 31 Mart’ta İstanbullular bu şehirde ve bu ülkede hukuk, demokrasi ve sosyal adalet istediklerini açıkça ve haykırarak ortaya koymuştur. Bence bu yönüyle tarihe geçecektir.

"TUZLA'DA 2 NİSAN GÜNÜ 62 MİLYONLUK İHALE YAPILMIŞ"

 

Anlıyoruz ki bazı kurullar, bazı yerlerde ilçe ve şehrimizde dönem dönem il seçim kuruluna bazı yerlerden baskı geliyor. Bunları görüyorum. Sormak isterim; bakın örneğin açık farklı kazandığımız Tuzla'da mazbatayı benim genç yol arkadaşım ve başarılı olacağına inandığım Eren Ali Bingöl'e niçin vermiyorsunuz? Derdiniz ne, zamana mı ihtiyacınız var? Yüzde 11 farkla kazanmış adayımız mazbatayı ne zaman alacak belli değil. Amacınız ne? Öğreniyoruz Tuzla Belediye Başkanı'nın görevi bitmişken, seçimden sonra hem de 2 Nisan günü hemen 62 milyon liralık ihale yapıp birilerine veriyor. Çok ayıp! Böyle bir kamu ahlakı olamaz, hangi yetki ile yapıyorsun. İBB müfettişlerini görevimi devralır almaz hemen görevlendirdim ihaleyi veren de alan da rahat olmasın, bire bir takip edeceğimi buradan söyleyeyim. Belediye Başkanı'nın yapmaya çalıştığı başka işler de var. Çok acayip şeyler deniyor panikle. Yıllar önce kişiliğini analiz etmiştim ama inandıramadım kimseyi. Bilgiler geliyor, bu sabık başkanla iş tutanlar varsa bu sürecin uzaması onlara da zarar verecek. Bu anlamda ben Tuzla yapısı içerisinde bulunan devletimizin memurlarına, orada görev yapan alın teri döken namuslu insanlara sesleniyorum; bu devletin kurumlarında çalışan her devlet memuru bizim başımızın tacıdır, yeter ki görevini ahlaklı, namuslu yapsın.

BEYKOZ VE GAZİOSMANPAŞA ELEŞTİRİSİ

Beykoz ve Gaziosmanpaşa'da usulsüzce, oyların yeniden sayılırken, ucu ucuna kaybettiğimiz Fatih'te yaptığımız itirazın reddilmesi İstanbul'un iradesinin gasp edilmesi girişimidir. Beykoz ve Gaziosmanpaşa'daki seçim sonuçlarını gözümüzün nuru gibi takip edeceğimizi bilmenizi istiyorum. Bunu yaparak ülkeye ve millete zarar veriyorsunuz. Adaletsizlik işinize yaramıyor.

"EMEKLİLERİN DERTLERİNE EĞİLİN"

İçi boş gerekçelerle bana açtığınız davalar işe yaradı mı? Beni ve İstanbul'u yıpratmaya çalışmanız işe yaradı mı?

Enflasyonla mücadele edin, emeklilerin dertlerine eğilin. Buradan tüm kurumları milli iradeye saygılı olmaya ve hukuktan yana olmaya davet ediyorum. Hukuk herkese eşit olmazsa hukuk olmaktan çıkar. Bu ülkede nerede kime karşı olursa olsun, adaletsizliğe karşı nefer olacağız. Kendimizi şehirin sahibi değil, muhafızı olarak gördük. Bu şehirin muhafızı da olmaya, görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz.

İstanbul'da 5 yılda 25 yıla bedel iş yaptık, bunun için çıldırıyorlar. Bizim derdimiz önümüzdeki 25 yıldır. İstanbul'u 2050 vizyonuyla yönetiyoruz."