İmamoğlu'nun 'Ahmak Davası' Meclis'e taşındı: CHP'li vekil kanun teklifi verdi!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ceza davasına dönüşen "ahmak davası” Meclis'e taşındı. CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, TCK 125'in 3. fıkrasının a bendinin değiştirilmesini talep etti. Teklifin yasalaşması halinde ise İmamoğlu'nun "ahmak" davası da etkilenebilir.

12punto

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan ve siyasi yasak talebine dönüşen, "Ahmak Davası" Meclis'e taşındı. 

Sözcü'den Aytunç Erkin'in aktardığına göre; CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir, TCK 125'in 3. fıkrasının a bendinde yer alan suç unsurunun değiştirilmesini talep etti.

'HAKARET SUÇU İÇERİSİNDE DEĞERLENDİRİLSİN'

Erkin'in kaleme aldığı ve İmamoğlu'nu ilgilendiren yazının ilgili bölümü şöyle:

Elimde Meclis Başkanlığı’na verilmiş bir teklif var. CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir sunmuş. Demir, “Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur” diyor. CHP’li vekilin teklifi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesinin 3’ün fıkrasının a bendinden “siyasi yasak” aldığı “Ahmak Davası”nı yakından ilgilendiriyor.

Değiştirilmesi istenen kanun teklifini okuyalım:

MADDE 1- Madde ile 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının a bendi yürürlükten kaldırılarak suçun kamu görevlisine karşı işlenmesinin ağırlaştırıcı sebep olmaktan çıkarılması amaçlanmıştır.

MADDE 2- Madde ile 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesi yürürlükten kaldırılarak Cumhurbaşkanına hakaretin ayrı bir suç olarak değil hakaret suçu içerisinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

'ERDOĞAN'IN İMZASI BULUNMAKTADIR'

CHP’li Deniz Demir, kanun teklifine gerekçe olarak da özetle şu bilgileri paylaşmış:

“Şerefe karşı suçlar, 5237 sayılı TCK m. 125-131 arasında düzenlenmiştir. Şeref, bireyin toplum içinde diğer kişiler nezdindeki saygınlığını ifade eder. Bu başlık altındaki hakaret suçu ise TCK m. 125’te düzenlenmiştir. Hakaret etmek; kişilerin birey olmaktan kaynaklanan ve diğer kişiler nezdinde sahip oldukları sosyal değerin yok sayılması ve kişiliklerinin değersizleştirilmesidir. Madde 125’te suçun nitelikli halleri arasında, suçun kamu görevlisine karşı işlenmesi de sayılmıştır. Anayasamıza göre herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir ve devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Dolayısıyla toplumda herkesin şeref ve saygınlığı aynı derecede korunmaya değerdir. Bir kişinin kamu görevlisi ya da üst düzey devlet yetkilisi olması, onun şeref ve saygınlığını diğer yurttaşların şeref ve saygınlığından daha değerli yapmaz.

“Bakanlar Kurulu’nun 24 Şubat 2014 tarihli 2014/5984 sayılı kararıyla 1 Mart 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı’nda da 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 125 ve 299. Maddelerinin gözden geçirilerek AİHM içtihatlarında belirlenen standartlarla uyumlu hale getirilmesi kararlaştırılmıştır. Bahse konu Bakanlar Kurulu kararında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da imzası bulunmaktadır. Tüm bu sebeplerle kanun teklifi ile Anayasa ve AİHM içtihatlarına aykırı olan Cumhurbaşkanına hakaret ve kamu görevlisine hakaret suçlarının yürürlükten kaldırılarak hakaret suçuna karşı verilen yüksek cezaların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.”