Mustafa Sarıgül’den dikkat çeken Kılıçdaroğlu çıkışı: ‘CHP’yi zora sokacak…’
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, önceki genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi zora sokacak bir davranış içine girmeyeceğini ifade etti. Sarıgül, "Sayın Özgür Özel de Sayın Kılıçdaroğlu ile ilişkilerine özen gösteriyor. Hiçbir sorun yok" dedi.
12punto
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, gündemdeki yeni anayasa tartışmaları, 31 Mart Yerel Seçimleri'nin sonuçları ve ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözcü'den Saygı Öztürk'e konuşan Sarıgül, AKP iktidarının ekonomiyi iyi yönetemediğini ve faturayı halka kestiklerini belirterek "Her gün bir şeye zam geliyor, gelince de tam geliyor. 22 yıl tek başına ülkeyi yönettikten sonra hala zamdan başka bir yol bulamıyorlar. Ekonomiyi yönetemediler, güçleri zenginlere yetmedi. Ellerini yine yoksulun sofrasına uzattılar" diye konuştu.
"VATANDAŞ HEM MUTSUZ HEM UMUTSUZ"
Türkiye'nin kurtuluşunun ekonomik milliyetçilik olduğunu vurgulayan Sarıgül, "Yani Rusya, Kanada, ABD çiftçisini değil Türk çiftçisini ihya etmektir. Vatandaş sürekli kaygı, endişe içinde, yüzü gülmüyor. Çocuğunu besleyemeyen insan mutlu olur mu? Ekonominin can damarı güven ve hukukun üstünlüğüdür. Devlet şirket değildir. Yoksulu korumak, işsize iş bulmak zorundadır. Devlette liyakat ve adalet, ekonomide milliyetçilik, tarlada fabrikada üretim, kamuda dürüst yönetim. ‘Zenginleri doyurursak, fakirler doyar; doymayan fakirler değil, doymayan zenginler" ifadelerini kullandı.
"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE UĞRAŞIYORLAR"
Yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili konuşan Sarıgül, şöyle devam etti:
"Ben halkın gündemini biliyorum. Ülkeyi yönetenlerin gündemine bakıyorum şaşırıyor ve üzülüyorum. Anayasa değişikliği ile uğraşıyorlar. 85 milyonluk Türkiye’nin 10 milyonuna bakıyorlar ve ‘Her şey iyi’ diyorlar. İşsizlik ciddi sorun, çalışanların büyük çoğunluğu açlık sınırının altındaki asgari ücretli, dağa taşa beton döktüler ama konut sorunu yaşıyoruz. Enflasyon zengini daha zengin yapıyor, fakiri açlığa sürüklüyor. Enflasyon fakirden alıp zengine veriyor.
"TBMM GÖZ ARDI EDİLİYOR"
Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. TBMM milli iradenin tecelligahı, demokratik rejimin kalbidir. En hassas olduğum konu TBMM’nin itibarını korumaktır. TBMM göz ardı edilemez. TBMM’nin yürütme organını denetim yetkisi vardır. Bir milletvekili soru önergesi vererek bu yetkiyi kullanır. ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı için hangi etkinlikleri yaptınız?’ diye sordum, gayriciddi cevap verdiler. Cumhuriyet kutlamalarına halkımızın gösterdiği ilgi beni çok sevindirdi ve duygulandırdı. Cumhuriyet herkes tarafından kucaklanmıştır. Türk milleti Cumhuriyete ve onun kurucusu büyük Atatürk’e yürekten ve gönülden bağlıdır. Cumhuriyet sahipsiz değildir. Siyaset kurumunu önemsiz, Meclisi noter haline getirdiler."
31 Mart Yerel Seçimleri'nden sandıktan 'Umut, ders ve feryat' çıktığını ifade eden Sarıgül, "Bu feryat en çok da emeklinin feryadıdır. Emeklinin ahı düşürür iktidarı! Seçmen sandık yoluyla uyarısını yaptı. ‘Ayak oyunlarını, laf yarışını bırakın çözüm üretin. Siyaseti husumet haline getirmeyin münakaşa değil, müzakere siyaseti yapın. İş, aş, eşitlik, adalet, kardeşlik, barış siyaseti yapın’ dedi. Yani sandıktan çıkan mesaj: Siyasetin normalleşmesidir" diye konuştu.
"HEPİMİZE DÜŞEN GÖREV ÖZGÜR ÖZEL’E DESTEK OLMAK"
Medyaya, partisiyle ilgili de açıklamalar yapan Erzincan milletvekili, verdiği mesajları şöyle özetledi:
“Partiyi yönetenler, duvarcı ustası gibi olmalı, duvarcı ustaları taş ziyan etmez. Her taştan faydalanmaya çalışır onları bir arada tutar. Kurultayda farklı tutumlar izlemiş olsak da hepimiz CHP’liyiz, hepimiz Türkiye’den yanayız. Bize düşen görev yönetimin arkasında durarak, partimizi başarılı kılmaktır. Bu bütün CHP’lilerin görevidir.
Şimdi de hepimize düşen görev Genel Başkanımız Özgür Özel’e destek vermektir. Sayın Kılıçdaroğlu CHP’yi zora sokacak bir davranış içine girmez, Sayın Özgür Özel de Sayın Kılıçdaroğlu ile ilişkilerine özen gösteriyor. Hiçbir sorun yok. Sayın Özgür Özel’in Sayın Erdoğan ile görüşmesini isteyen seçmendir. Seçmen 31 Mart ta siyasileri normalleşmeye, makulleşmeye çağırdı. Siyaseti husumet haline getiren partilerden desteğini çekti. Kutuplaşma yüzünden asıl sorunlarımızı konuşamıyoruz."