Özgür Özel'den Lütfü Savaş'a tepki: 'Bu kirli oyunun bir piyonudur'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile İstanbul’da bir araya geldi. Görüşmenin ardından konuşan Özel, erken seçim çağrısını yineleyerek, “Muhalefetin birlikte olması şart” dedi. Özel aynı zamanda CHP kurultayı hakkında suç duyurusunda bulunan ve ifadeye çağrılan eski Hatay Belediye Başkanı CHP'li Lütfü Savaş hakkında "kirli oyunun bir piyonudur" şeklinde konuştu.

12punto

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ile İstanbul’da bir araya geldi. Görüşmenin ardından açıklama yapan Özel, Türkiye’nin mevcut sorunlarını ve erken seçim gerekliliğini vurguladı.

Muhalefetin yargı yoluyla sindirilmeye çalışıldığını belirten Özel, “Partimizin, erken seçim sandığının bir an önce gelmesi için tüm yönleriyle hazır olduğunu göstereceğiz” dedi. Ayrıca CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için 23 Şubat’ta ön seçim yapacağını hatırlattı.

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Can Atalay’ı ziyaret edeceğini de açıklayan Özel, muhalefete yönelik baskılara karşı dayanışma mesajı verdi.

CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adaylığı sürecine de değinen Özel, sürecin adil ve şeffaf ilerlemesi gerektiğini belirterek, Ekrem İmamoğlu’nun gerekli imza sayısının üç katına ulaştığını söyledi.

Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısındaki şiir polemiğine değinen Özel, “Demokrasi treni yoluna devam edecek” diyerek iktidara karşı mücadelenin süreceğini ifade etti.

İşte CHP lideri Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar: 

“TÜM YÖNLERİ İLE SEÇİME HAZIR OLDUĞUMUZU GÖSTERECEĞİZ”

“Bütünüyle muhalefetin yargı sopasıyla, yargı taciziyle sindirilmeye çalışıldığı bu süreçte, partimizin buna karşı geçmişte konvansiyonel muhalefet yöntemlerinin tamamını tükettiği süreçte, seçilmiş organlarının yaptığı değerlendirmeler sonucunda erken seçim sandığının bir an önce gelmesi için tüm yönleri ile bu seçime hazır olduğumuzu göstermek ve bir seçimin olmazsa olmazı partinin adayının da belirlenmesi sürecinde olduğumuzu, bunu 23’ünde yapacağımız bir ön seçimle, CHP’ye Şubat ayı sonuna kadar üye olmuş herkesin oy kullanacağı bir ön seçimle belirleyeceğimizi ve bundan sonraki sürecimizle ilgili TİP’in değerli heyetine CHP’nin içinden gerekli bilgilendirmeleri yaptık. Onların önerilerini, değerlendirmelerini dinleme imkanı bulduk.”

“YA HEP BERABER, YA HİÇBİRİMİZ”

“Ben bugün öğleden sonra Silivri Cezaevi’nde Sevgili Can Atalay’ı ziyaret edeceğim. Onun yanında tutuklu belediye başkanlarımızı ve Gezi davasından hepimiz adına tutuklu olan, hepimiz adına cezaevinde yatan arkadaşlarımızı ayrı ayrı ziyaret edeceğim. Biraz önce ifade edildiği gibi iktidar, muhalefete ayrı ayrı saldırarak, bazen çok stratejik hedefler belirleyip o hedefler üzerinden muhalefeti bölmeye çalışarak, hatta bir siyasi partinin iç işlerine müdahale edip, daha önce de ifade etmiştim CHP’ye karşı yargı eliyle bir siyasi operasyon ve darbe girişiminde bulunarak 1.5 yıl önce bitmiş bir kurultayı ve olağan kurultay sürecine altı ay kalmış bir yerde 1.5 yıl önce yapılmış bir kurultayı iptal etmeye kalkacak kadar bir darbe ittifakını örgütlemeye çalışarak bu iktidar her şeyi deniyor. Bunun karşısında yapılabilecek tek şey muhalefetin birlikte olmasıdır. Bütün halinde güçlü bir itirazı, güçlü bir direnişi hep birlikte örgütlenmesidir ve sonunda da bu iktidara karşı seçim sandığında hep birlikte olmaktır. Bu hep birlikte olmaktan ittifakları değil, bu iktidara karşı muhalefetin birbirine güç vererek, birbirinden güç alarak mücadele etmesinden bahsediyoruz. Sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi bizim çok uzun yıllardır emek mücadelesinde duyduğumuz şimdi de siyasette bir arada olmanın ve bir arada mücadele etmenin simge sözleriyle biz de ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ diyoruz.”

“BEKLENTİM, TÜM ADAYLAR AÇISINDAN ADİL VE ŞEFFAF YÜRÜMESİ”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı aday adaylığı başvurusunun yarın sona ermesi ve gelinen süreç hakkındaki görüşleri sorulan Özel, şunları söyledi:

“Benim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak beklentim, bu sürecin tüm aday adayları açısından adil ve şeffaf bir şekilde yürümesidir. Gruptaki arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre Sayın Ekrem İmamoğlu aday olmak için gerekecek imza sayısının üç katına yakınını zaten ilk günün sonunda veya 24 saat içinde tamamlamıştı. Salı günü ilk imza atıldıktan 24 saat sonra gerekli imza sayısına dakikalar içerisinde ulaşıp bir gün içinde de üç katına ulaşmıştı. Şu anki son rakamı bilmiyorum, arkadaşlar Ankara’dan açıklarlar. Onun dışında grubumuza çeşitli başvurular oluyor, ya da basına yansıyor. Biz bütün başvurulara gidip kendilerini zaten milletvekillerimizin Ankara’da olduğu bir süreçte, bütün başvuranların gidip milletvekillerimize bu taleplerini iletmelerini ve tüm adaylar açısından eşit bir şekilde, adil bir şekilde yaklaşıyoruz. Yarın akşamüstü saat 17.00’ye kadar imza sayısı 20’yi geçen aday adaylarını Genel Merkezimize bildireceğiz ve o aday adayları kendi başvurularını diğer evrakları ile birlikte tamamlayacaklar. Süreç, Cumhuriyet Halk Partisi’nde hem Meclis ayağı tabii orası milletvekillerinin imza attıkları bir süreç. İlk kez yaşanıyor olmasından dolayı ilgi çekici ve heyecan verici. Ama esas büyük heyecanın 81 il ve 973 ilçede ve bilhassa online üyelikler üzerinden 18-25 yaş arası seçmende Cumhuriyet Halk Partisi‘ne kayıt olma noktasında yaşandığını görüyoruz. Bu partiye olan teveccühün, yönelmenin ötesinde, Erdoğan’ın karşısında, bir sonraki cumhurbaşkanlığı yarışına girecek adayı belirlemek ve aslında Erdoğan’ın değiştirilmesi, bu düzenin değiştirilmesi, yasakların kalkması, özgürlüklerin gelmesi, yasak olan tek şeyin yasaklar olacağı bir Türkiye’nin inşasına duyulan özlem, yoksulluğa itiraz, işsizliğe itiraz, örgütlenmenin karşısındaki her türlü engellemeye ve saldırganlığa itiraz, basın özgürlüğünün 

muhalefeti bölmeye çalışarak, hatta bir siyasi partinin iç işlerine müdahale edip, daha önce de ifade etmiştim CHP’ye karşı yargı eliyle bir siyasi operasyon ve darbe girişiminde bulunarak 1.5 yıl önce bitmiş bir kurultayı ve olağan kurultay sürecine altı ay kalmış bir yerde 1.5 yıl önce yapılmış bir kurultayı iptal etmeye kalkacak kadar bir darbe ittifakını örgütlemeye çalışarak bu iktidar her şeyi deniyor. Bunun karşısında yapılabilecek tek şey muhalefetin birlikte olmasıdır. Bütün halinde güçlü bir itirazı, güçlü bir direnişi hep birlikte örgütlenmesidir ve sonunda da bu iktidara karşı seçim sandığında hep birlikte olmaktır. Bu hep birlikte olmaktan ittifakları değil, bu iktidara karşı muhalefetin birbirine güç vererek, birbirinden güç alarak mücadele etmesinden bahsediyoruz. Sayın Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi bizim çok uzun yıllardır emek mücadelesinde duyduğumuz şimdi de siyasette bir arada olmanın ve bir arada mücadele etmenin simge sözleriyle biz de ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ diyoruz.”

“BEKLENTİM, TÜM ADAYLAR AÇISINDAN ADİL VE ŞEFFAF YÜRÜMESİ”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı aday adaylığı başvurusunun yarın sona ermesi ve gelinen süreç hakkındaki görüşleri sorulan Özel, şunları söyledi:

“Benim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak beklentim, bu sürecin tüm aday adayları açısından adil ve şeffaf bir şekilde yürümesidir. Gruptaki arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre Sayın Ekrem İmamoğlu aday olmak için gerekecek imza sayısının üç katına yakınını zaten ilk günün sonunda veya 24 saat içinde tamamlamıştı. Salı günü ilk imza atıldıktan 24 saat sonra gerekli imza sayısına dakikalar içerisinde ulaşıp bir gün içinde de üç katına ulaşmıştı. Şu anki son rakamı bilmiyorum, arkadaşlar Ankara’dan açıklarlar. Onun dışında grubumuza çeşitli başvurular oluyor, ya da basına yansıyor. Biz bütün başvurulara gidip kendilerini zaten milletvekillerimizin Ankara’da olduğu bir süreçte, bütün başvuranların gidip milletvekillerimize bu taleplerini iletmelerini ve tüm adaylar açısından eşit bir şekilde, adil bir şekilde yaklaşıyoruz. Yarın akşamüstü saat 17.00’ye kadar imza sayısı 20’yi geçen aday adaylarını Genel Merkezimize bildireceğiz ve o aday adayları kendi başvurularını diğer evrakları ile birlikte tamamlayacaklar. Süreç, Cumhuriyet Halk Partisi’nde hem Meclis ayağı tabii orası milletvekillerinin imza attıkları bir süreç. İlk kez yaşanıyor olmasından dolayı ilgi çekici ve heyecan verici. Ama esas büyük heyecanın 81 il ve 973 ilçede ve bilhassa online üyelikler üzerinden 18-25 yaş arası seçmende Cumhuriyet Halk Partisi‘ne kayıt olma noktasında yaşandığını görüyoruz. Bu partiye olan teveccühün, yönelmenin ötesinde, Erdoğan’ın karşısında, bir sonraki cumhurbaşkanlığı yarışına girecek adayı belirlemek ve aslında Erdoğan’ın değiştirilmesi, bu düzenin değiştirilmesi, yasakların kalkması, özgürlüklerin gelmesi, yasak olan tek şeyin yasaklar olacağı bir Türkiye’nin inşasına duyulan özlem, yoksulluğa itiraz, işsizliğe itiraz, örgütlenmenin karşısındaki her türlü engellemeye ve saldırganlığa itiraz, basın özgürlüğünün 

“DEMOKRASİ TRENİ YOLUNA DEVAM EDECEK”

“Son sözüm şu olsun, son ifadem, Recep Tayyip Erdoğan dün grup konuşmasında bir şiir polemiğini kendisi açısından sürdürmeyi tercih ediyor. Bir parmak bir yeri işaret ettiğinde, gerçekten akıllı insanlar parmağın işaret ettiği yere bakar. Ama parmağın işaret ettiği yere bakmak yerine parmağın ucuna bakanlar, aslında akılları yerine duygularına esir olmuş ve kaybetmeye mahkum olanlardır. Ben Erdoğan’a şunu hatırlatıyorum. Bir şiir okumuştun, suç olacak bir şey de değildi. Ama bu Siirt’teydi. Sen Siirt’te bir şiir okudun, yasaklı duruma düştün. Sonra CHP ile birlikte anayasa değişikliği yapıldı, kimse ifade özgürlüğünün engellenmesinden dolayı siyasi yasaklı olmamalıdır. Partinin başındaydın ama ‘Muhtar bile olamaz’ deniliyordu. Milletvekili yolu kapalıydı. Anayasa değişti ve Siirt’te yapılan seçimlerle ilk kez milletvekili ve başbakan oldu. Vaktiyle Erdoğan’a oy verip ona siyaset yolunu açan Siirt, yüzde 60 oy ile bir belediye başkanı seçiyor sen de ona kayyum atıyorsun. Bu Siirt üçlemesi Erdoğan’ın ve AK Parti’nin demokrasi yolculuğunun özetidir. Vaktiyle ‘Demokrasi bir trendir, gerektiğinde ineriz’ dediğinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Şimdi trenden indi. İndiği istasyon, bizim CHP olarak tarihin bir kara lekesi olarak adlandırdığımız otoriterlik, despotluk ve bundan sonra Türkiye’deki hiç kimsenin mal, mülk, fikir, ifade özgürlüğünün olmadığı bir otoriter sistemdir. Onların varmak istediği istasyon burasıymış, indiler. Ama demokrasi treni yoluna devam edecek. Tarih inenleri de yazacak, direnenleri de yazacak.”