Son Dakika... Özel'den Bahçeli'nin TRT çağrısına ilk yanıt

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “İBB davası TRT ve tüm televizyonlarda izletilmeli” çıkışına “Bugün gerçi olumlu bir gelişme oldu Sayın Bahçeli'nin ifadesi. Biz 9 Mayıs 2025'te daha olaylar en sıcak olduğu anda duruşmaların bir kanaldan tamamıyla, isteyen tüm kanalların canlı yayınlaması için kanun teklifi verdik. Ekrem Başkan diyor ki veremeyeceğimiz hesap yok ama canlı yayında iftirayı duyalım cevabını verelim. Hodri meydan, bu kanunu bu hafta çıkaralım” karşılığını verdi.

12punto

Siyasi partilerin Meclis'te grup toplantıları sürüyor. MHP VE DEM Parti grubunun ardından CHP lideri Özgür Özel de partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

CHP'DEN YENİ TRANSFER   

Bağımsız Milletvekili Doğan Demir yapılan grup toplantısıyla birlikte CHP'ye katıldı. Özel, konuşmasına, partisine katılan yeni bir milletvekili takdim ederek başladı. Buna göre, Bağımsız İstanbul Milletvekili Doğan Demir, CHP'ye katıldı. Demir'in parti rozetini grup kürsüsünde Özel tarafından takıldı.

Demir, katılımının duyurulması ve rozetinin takılmasının ardından parti grubuna şu sözlerle seslendi: 

"Ben öncelikle Sayın Genel Başkanıma çok teşekkür ediyorum. Süreç içerisinde çok emek veren Murat Emir dostuma çok teşekkür ediyorum bütün grup Başkan vekillerimize. Evet ben 30 yıl 33 yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyasi hayatıma başlarken bugün burada tekrar Cumhuriyet Halk Partisi'nde mücadele etmek onurunu Sayın Genel Başkanım ve yol arkadaşlarım imkan tanıdılar. Sevgili arkadaşlar hayatım boyunca hep sevgiyi, hoşgörüyü, toplumsal uzlaşı için mücadele etmiş uzun yıllar hem Cumhuriyet Halk Partisi'nde hem Alevi örgütlerinde emek mücadelesi vermiş sokaktan gelen bir kardeşinizim. Dolayısıyla bu süreçte de hem Alevilerin temel hak ve özgürlükleri için hem Türkiyemizdeki bütün sıkıntılarla birlikte demokrasi, insan hakları ve özgürlükler için Cumhuriyet Halk Partisi'nde birlikte yol alacağımızı, bundan sonra da mücadelemize güç katmak için sizinle beraber yoldaşlık yapacağımızı buradan beyan ediyorum. Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere hepinize bu muhteşem tören için çok teşekkür ediyorum."

Ardından kürsüye Özgür Özel çıktı.

İşte Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar: 

Detaylar geliyor... 

 

 

"Bir yas ülkesi haline geldi Türkiye. Her gün bir başka acı haber. Rojin Kabaiş'in değerli ailesi, aramızda. Rojin üniversiteye gitmişti, kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulundu. Dosyada tek bir tutuklu yok. Ailenin mücadelesi devam ediyor. Küçükçekmece'de öldürülen Ayşe Tokyaz annesi ve ikiz kardeşi de aramızda. Bir seçim öncesinde bir grubun kurduğu siyasi baskıya bu Meclis'in çıkardığı İstanbul Sözleşmesi'ni, bir gece yarısı oldubitti yaptılar ve İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldı. 'Siz bunu yaparak kadının arkasından devleti çektiniz' demiştim. Hiç hamaset yapmaya gerek yok. Bir samimiyet göstermesi lazım siyasetin. O sandık gelecek, CHP Meclis'te çoğunluğu sağlayacak. Bizim cumhurbaşkanımızın atacağı ilk imzalardan biri İstanbul Sözleşmesi'ni bu Meclis'e tekrar onaylanmak üzere yollamak olacak. Söz veriyorum.

'Mağdurum' diyen iktidarın kendisine yapılanın yüz mislini nasıl yaptığını, bugüne kadar atılan büyük yalanların nasıl atıldığını hatırlatayım. 'İddianame istiyoruz' diyorduk. AKP döneminde 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' diye bir suç çıkardılar. Bazı gazetecileri göstererek 2 yıla, 4 yıla kadar hapsini istiyorlar. Bu gazetecilerin yaz boyunca yaptıkları itibar suikastları ne olacak? Hepsi yalan dedik. Birisi var mı iddianamede. Çıkın deyin ki 'Biz de kandırıldık' Bu kadar gazeteci 6 kanalda aynı şeyi konuşuyor. Ne oldu şimdi? Arkanızda duruyorlar mı? Algı için yaptılar. Bütün yaz sizi kullandılar. Bir özür duyacak mıyız? Erdoğan sana soruyorum. 'Yakınlarının yüzüne bakamayacaklar' diyordu. Aha benim yakınlarım burada! 

"ZEKERİYA ÖZ KAÇTIYSA BU DA KAÇAR"

Şimdi alınan o maaşla gazetecilik yapılır, yorumculuk yapılır, hamallık yapılır, her şey yapılır da bu yapılır mı o para karşılığında? Yapılır mı? Allah için söyleyin. Bir özeleştiri duyacak mıyız? Bir özür duyacak mıyız? Ben hep ne diyordum? Nasıl Zekeriya Öz kaçtıysa bu da kaçar, iftiracı kalır. Bu da kaçar, yalancılar kalır. Şimdi daha kaçmadı. Çifter çifter maaşıyla...

8 milyona restore edilen villasıyla lüks yaşamıyla dünyanın orasında burasında meraklı olduğu yatlarla koklarla bir eli yağda bir eli balda zırhla, korumada gizli tanık odasına çıkarılmayınca intihara kalkışacak, bilmem ne olacak, beyefendi orada imparatorun gladyatörü gibi duracak İmparator böyle deyince milletin kellesini uçuracak. Nasılsa imparator talimatıyla yapılmış hiçbir şeyden mesul olmayacak. Günü gelince gidecekler buradan, siz kalacaksınız.

Siz evlatlarınıza miras olarak geçen yaz 8 ay boyunca yaptığınız bu yayınları, bu iftiraları, bu haysiyet cellatlarını mı bırakacaksınız? Torununuz 'Benim dedem 19 Mart darbesinin iftiracıları arasındaydı. Benim dedem, benim ninem 19 Mart darbe sürecinde haysiyet cellatıydı' mı diyecekler? Bu mu kalacak torunlara?

"CESARETİ OLAN İDDİANAMENİN ÖZETİNİ ÇIKARSIN"

Her bir sanık için 400 kişi var. Her birinin adı altına herkesin adını yazıp bir daha yapıştırmış. 300 sayfası, 400 sayfası oradan geliyor. Sırf uzatmak için. Bir kişi ifadesinde 5 kişiyi söylemiş. Yap onu ek, ekte var de. Ama ne yapıyor? Her birinde o kişinin herkes hakkındaki ifadesini, 16 sayfa, 30 sayfa, 43 sayfa gidiyor oraya yapıştırıyor sayfa uzasın diye. Sonra 4000 sayfalık iddianame. Cesareti olan, cesareti olan bu iddianamenin 40 sayfalık özetini çıkarsın milletin önüne koysun. Desin ki bunların suçu bu. Laf kalabalığına pabuç bırakmayız. Yalana, dolana, iftiraya pabuç bırakmayız. 560 milyar diyeceksin, 56 kuruşu ispat edemeyeceksin. Ondan sonra da yok şöyle yok böyle. Yarından tezi yok. Yarından tezi yok. Bu iddianamenin kabulü ile birlikte tutuksuz yargılamalar yapılmalıdır. Herkes çıkmalı, iftiraya karşı kendisini korumalıdır. Bu haysiyet cellatlığı son bulmalıdır. Biz bu iddianamenin ıvırından, zıvırından, orasından, burasından meşgul değiliz. Olacak olan zaten baksın görsün ne olduğunu.

HAFRİYAT İDDİASI: 'KOVUŞTURMA YOKTUR' KARARINI HATIRLATTI

Bir hususu büyütüp köpürtmeye çalışıyorlar. Ona da buradan, ona da buradan söyleyeyim de dönüp dönüp hafriyat hafriyat gerçeği ne büyük bir yalanı suç üstü yakaladığımızı şimdi dinleyin. Neymiş? Bir hafriyat meselesi varmış. 5 yılda 185 milyon ton hafriyat izinsiz olarak dökülmüş. Buradan elde edilen gelir suç örgütüne aktarılmış. Bakın çok basit bir hesap. Türkiye'deki bütün hafriyatçıların, bütün kamyoncuların, matematik bilen herkesin şimdi dikkatle şu hesabı takip etmesini isterim. Kamyon 25 ton hafriyat alıyor, hafriyat kamyonları. Söyledikleri 185 milyon ton hafriyat 5 yıl boyunca her gün 5000 kamyonu gerektiriyor. 5 yıl boyunca her gün 5000 kamyon. Her gün. Peki bir hafriyat kamyonu kaç metre? 8-10 metre. 5 metre parkla nizami bir şekilde bu hafriyat alanına her gün dizilseler bahsedilen hafriyat alanından, Cebeci hafriyat alanından Kocaeli'ne kadar kuyruk oluyor. 3. köprüyü geçiyor, otoyolları geçiyor, 100 kilometre kuyruk oluyor. 5 yıl boyunca Cebeci'den Kocaeli'ne kadar 100 kilometre kamyon kuyruğu olacak bunu bir tek Akın Gürlek görecek, öyle mi? Bir tek Akın Gürlek görecek.

Tarih  bakın bu işlerle ilgili öyle bir belge göstereceğim ki hadi bu akşam da çıkıp bu belgeleri yansıtıp üstüne konuşsunlar. Tarih Ekim 2022. Sanıyorlar ki bırakacağız böyle bunlar atacak bu yalanı bırakacağım. Bunlar '2 kere 2 dört' dese Recep Tayyip Erdoğan ya da onun yargı kolları başkanı 'kerrat cetvelini kontrol ediyorum ben mi yanlış hatırlıyorum acaba' diye. Kesin bir yalan vardır. '2 kere 2 onlar 4' diyorsa kontrol etmek lazım.

Söylediği miktarı tona bölüyorsun. 5000 tane kamyon çıkıyor. Bak bir de arkasından ne çıkıyor. Tarih Ekim 2022 Bu hafriyat alanı için Teftiş Kurulu Başkanının talebi Ekrem İmamoğlu'nun onayı ve imzasıyla teftiş ve inceleme izni veriliyor. Teftiş Kurulu yaptığı çalışmadan sonra bulduklarını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına 14 Ağustos 2023'te, bundan 10 ay sonra bildiriyor bu dedikleri yeri.

Ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar yollanıyor. Burayı bu hafriyat alanını öyle bunlar tabii 560 milyar para arıyorlar bulacaklar ya. 5000 kamyonu 100 kilometre 5 yıl boyunca dizerek bir rakam buluyor. Orası küllüm yalan ama bu hafriyat alanına kaçak döküm var mı diye şikayet eden, takip eden, göz yumanlara ceza verilsin diyen biziz. İnceledik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya gerek yoktur diyen bunlar. Bugün çıkmışlar bize bunun hesabını sormaya kalkıyorlar.

TRT'DE CANLI YAYIN ÇAĞRISI: HAYDİ HODRİ MEYDAN!

Onun için, onun için Ekrem Başkan geçen çarşamba yine söyledi. Dedi ki bugün gerçi olumlu bir gelişme oldu Sayın Bahçeli'nin ifadesi. Biz 9 Mayıs 2025'te. Yani daha olaylar en sıcak olduğunda grup başkan vekillerimizin ve bütün milletvekillerimizin imzasıyla duruşmaların TRT'de bir kanaldan tamamıyla ve isteyen tüm kanalların canlı yayınlanması için kanun teklifi verdik. Ekrem Başkan diyor ki veremeyeceğimiz hesap yok. Yeter ki milletimizin gözünün önünde sorsunlar söyleyelim. Yayın olmazsa da söyleyeceğiz. Ama canlı yayında iftirayı duyalım, cevabını verelim. Aynen böyle bir kuruşu ispatlayamayacaklar, tarih önünde hem mesul olacaklar hem rezil olacaklar. Hadi be hodri meydan bu kanunu bu hafta çıkaralım.

Şimdi burada milletin karşısına çıkıp adalet var, adil yargılama var, bilmem ne var demeye kalkıyorlar. Onun için Allah ne beni, ne televizyonlarda çıkıp yaz boyunca, 8 ay boyunca bunları anlatanları ne sizleri, sokaktaki vatandaşa buradaki meramı anlatanları mahcup etmedi, etmeyecek. Söylüyordum. Bir iddianame gelecek, yargılanan değil yargılayan olacağız diye daha yeni başlıyoruz, daha yeni başlıyoruz.

"İDDİANAMENİN HESABINI VERDİM DEFTERİNİ DÜRECEĞİM"

Bu güzel ülkede niye bu kadar fakirliği yoksulluğu çekiyoruz dersek ülkeyi yönetenler menfaatleri için Türkiye'nin huzurunu, refahını feda ediyorlar. Bakın iktidarı rahatsız eden bir hesabımız var. Diyor ki, "Ey" diyor Özel diyor, Sayın Özel diyor. 'Şehir şehir geziyorsun, sarraf sarraf dolaşıyorsun, elinde bir hesap makinesi, dönüp dönüp altın hesabı yapıyorsun.' Onu bırak. İddianamenin hesabını ver. Bak iddianamenin hesabını verdim defterini düreceğim. Ama sen şunun hesabını ver.

O kızdığın hesap şu. 2002 yılında güya bunlar geldi, Türkiye çok iyi oldu ya. 2002 yılında emekli aldığı maaşla 8 çeyrek altın alıyordu. İnanmayan benim gibi girsin sarrafa, Ekim-Kasım 2002 altın fiyatını sorsun, açsın Google'dan em düşük emekli maaşını sorsun, 8 çeyrek altın. 2 yıldır, 1.5 yıldır her meydanda söylüyorum.

Bir tane bu hesaba itiraz eden var mı? Soruyorum altın hesabı şaşar mı şaşmaz? Asgari ücret geldiğinde 7 çeyrek altın, şimdi 2 çeyrek altın. Bunlara diyor ki, "Onu bırak. Bunun hesabını ver." Tamam dedim. Bugün aramızda pamuk üreticileri var. Dün Denizli'de eylem yaptılar. Hepimiz izledik. Pamuk üreticileri. Bana da bana da çiçek yaptırmışlar pamuk yapmışlar getirmişler. Ben bu beyaz altının para ettiği zamanlarda Manisa Ovası'nda, Hacıaliler köyünde çok ilk önce toprak tava gelsin diye bekledi dayılarım. Pamuğu ektiler.

Arada yağmur yağmasın diye o 10 gün, 8-10 gün kritik sürede beklediler. Çimlendi, büyüdü. Çok kültüvatör çektim ben traktörle, kültüvatör çektim. Pamuk topladık, pamuk ara çapası yaptık, el el pamuk topladık. Bunun 1. eli, 2. eli, 3. elinin, 4. elinin para ettiği olur. Son kalan 4. elinin altındı bu, altın. Bakın, o günlerde 1 kilo pamuk 2,5 litre mazot alıyormuş. 2,5 litre. Bugün mazotun litresi 60 lira oldu. 2,5 litre mazot 150 lira. Bugün 2,5 kilo pamuk 1 litre mazot alıyor. 25-30 lira arası pamuk satılıyor. 2,5 litre pamuk satıyorsun, 1 litre mazot alıyorsun.

"YENİ ŞAFAK VE SABAH MANŞETLERDEN YALANLASIN HADİ BAKALIM"

Eskiden 1 litre pamuk 2,5 litre alırken bugünkü parayla 150 lira, şimdi pamuk 25 lira. Arada 6 kat fark var. Bu dönemlerde oğlunu evlendiren Kadriye Yenge 3 gün 4 gece ilk gün dana, her gün bir koç keserek düğün yapıyordu. Şimdi gidiyor apartman altında 150 metrekare içinde 6 direkli bir yer kiralıyor düğün salonu. Bir plastik tabağın içinde kuru pasta, bir plastik bardakta yalandan bir limonata. Öyle düğün yapmaya çalışıyorlar. Çoğu onu bile yapamıyor. O yüzden bu beyaz altını Adana'da, Çukurova'da, Hatay'da, Manisa'da, Denizli'de, Aydın'da, Antalya'da bu beyaz altını yetiştirip alnının terini toprağa damlatıp oradan fışkıran bereketle çoluk çocuk bakmaya çalışanlara söylüyorum. And olsun ki hakkınızı alacaksınız. And olsun ki size sahip çıkacağız. Bu hesabı bu hesabı bu hesabı pamuğa değil buğdaya yapanlar da var. Konya'da buğday eken vatandaş 1 kilo buğdayla 1 litre mazot alıyordu geçmişte. Yalansa yarın manşetten yalanlasın beni hadi bakalım. Yeni Şafak ya da Sabah. İkisi bir yapamaz biraz ters bakıyorlar ekonomiye. 1 litre bu 1 kilo buğday satıyordun, 1 litre mazot alıyordun. Yani 1 kilo buğday bugünkü mazot parasıyla 60 liraydı. Bugün 6 kilo buğday satıyorsun, 1 litre mazot alıyorsun. Arada 6 kat fark var. O yüzden o yüzden çiftçinin bankalara borcu 1.1 trilyona yükseldi. O yüzden geçen yıla göre üretim maliyetleri %40 ila 80 arttı. Tarladaki ürünün bırakın fiyatının para etmesini ürünün para etmesini tarlada kalır oldu ürünler. Toplanamaz hale geldi."