Son Dakika... Özgür Özel erken seçim çağrısını yineledi : Muharrem İnce yeniden CHP'de!
CHP'nin haftalık olarak yapılan grup toplantısı başladı. Memleket Partisi lideri Muharrem İnce, 4.5 yıl aradan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’ne döndü. CHP Lideri Özgür Özel, İnce’yi grup toplantısında yanına alarak, “Baba evine hoş geldin” dedi.
12punto
CHP lideri Özgür Özel partisinin grup toplantısında konuşuyor.
İNCE GERİ DÖNDÜ
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 4.5 yıl önce istifa ettiği Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) geri döndü. İnce, CHP grup toplantısının yapıldığı salona CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile birlikte geldi.
Özel, şu ifadeleri kullandı:
"Kendisini baba evine davet ettim. Birleşe birleşe kazanmanın, omuz omuza olmanın gereğine inandığı için partisini en yaşlı üyeye emanet etti. Önümüzdeki günlerde kurultayları toplanacak ve pozitif anlamda kendini feshedecek. Ve sonra biz tüm Memleket Partilileri baba evine bekleyeceğiz.
Muharrem İnce, "Ben bugün bir kibir ve pişmanlıkla, kişisel bir hesapla gelmedim. Ben bugün buraya sayın Özgür Özel'in samimi içten davetiyle geldim. Ayrılıklar bazen kırgınlıktan bazen de umudu başka yollar aramakla olur. Benim buraya gelişim geri dönüş değildir, kucaklaşmadır, sarılmadır, hasret gidermedir.
Birileri madencilik faaliyetleri için zeytinleri kestirecek kanunun arkasında duruyor, biz de karşılarında duruyoruz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ayrı düştüğümüz günlerde de bir çift mavi gözün ışığından Atatürk ilkelerinden vazgeçmedik. Bugün burada aranızda eğilmeyen başınız, susmayan diliniz, bükülmeyen bileğiniz olmak için buradayız. Kurtuluş yok tek başına, ya beraber ya hiçbirimiz. " ifadesini kullandı.
CHP lideri Özgür Özel'in açıklamaları şu şekilde:
"Halen tüm anketlerde Cumhuriyet Halk Partisi farkı açarak birinci parti pozisyonunu korumakta. Bir yandan bu güce karşı partimiz iktidarın saldırısı altında, iktidarın aparatına dönüşmüş yargı mensuplarının saldırısı altında.
Kartalkaya'da otel yangınının olduğu gün daha soğutma çalışmaları sürerken oradaydık. İlgili bakanlarla görüştük. 10 günde bitiririz dedikleri tahkikat, araştırma, bütün sorumluları ortaya çıkacak dediler. Ancak 5 aydır derin bir sessizliğe gömüldüler. Bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. Heyete üç gün süre verdiler. Raporu teslim almadılar. Niye? Çünkü raporda otel yönetiminin, Bolu İl Özel İdaresi'nin ve Turizm Bakanlığı'nın sorumlu olduğu yazıyordu.
Bir anda o bilirkişi raporunu korsan ilan edip yeni bilirkişiler atadılar. Şunu bilsinler ki Turizm Bakanı, 1. derecede Turizm Bakanı kendi bakanlığındaki memurların ve sorumluların yargılanması için izin istendi. O izni vermedi.
150 gündür utanmadan o koltuğu işgal eden Turizm Bakanı acılı aileler ilk duruşmaya hazırlanıyorlarken 50 metrelik lüks yatıyla Yunanistan'da geziyor.
'Rakiplerimi görmek zorundayım. Onun için Yunanistan'da geziyorum, inceliyorum' diyor. Buradan bütün Türkiye'nin önünde Turizm Bakanı'na diyorum ki Yunanistan'a gittiysen, oradan bir şey öğren. Mesela şunu öğren; 2018'de 90 kişinin öldüğü orman yangınından 11 gün sonra istifa eden Yunan Bakan'a Yunan gazetelerinin çok geç kaldın diye tepki gösterdiğini öğren.
57 kişinin öldüğü tren kazasından sonra Yunanistan Ulaştırma Bakanı'nın, 'Ölen insanlar haksız yere öldü Onların anısına istifa etmek bir görev oldu' deyip kazadan hemen sonra istifa edişini öğren.
Cayır cayır insanlar yanmış, sorumluluğun olduğu otelde rakibi tanıyayım diye Yunan adalarında geziyorsun. Yunan bakanlar daha olaydan 10 gün sonra istifa etmişler. Olaydan 150 gün geçmiş. Pişkin pişkin gözümüzün içine bakıyorsun. O bakana da, onu atayana da, onu azletmeyene de yazıklar olsun.
'4.7 MİLYON GENÇ EVDE'
4.7 milyon ev genci maalesef babasından, anasından harçlık almaya utanarak oturuyorlar. İşçiler, emekliler, çiftçiler geçinemiyorlar ve çocuklarının, evlatlarının gözünün içine bakamıyorlar.
Geçinemeyenler mecburen kredi kartına yükleniyor. Kredi kartı olan 39 milyon vatandaşın toplam borcu 2.1 trilyon liraya gelmiş durumda. Yani kişi başına hepimiz Türkiye'deki bütün kredi kartlarını hepimiz bölüşürsek kişi başı 54.000 lira borçluyuz. 19 Mart darbesinde yaktıkları 60 milyar doları bütün kredi kartlara versek bu paraların hepsini kapatıyoruz.
'MİLLETÇE İCRADAYIZ'
İcra mahkemelerindeki dosya sayısı geçen yıl 22 milyondu. Bu yıl 23,5 milyona çıktı. Yani 1,5 milyon daha fazla dosya icra mahkemelerinde. Milletçe borç batağındayız, milletçe icradayız. Ve bu borç batağının banka borçlarının dışındaki bir kısmı var.
'EV ALMAK HAYAL'
Artık Türkiye'de normal bir ücretlinin ev sahibi olma, araba sahibi olma imkanı kalmadı. 2+1 daire 2018 yılında 177.000 lira, aynı daire 2025 yılında 3.700.000 lira. Yer Ankara. O tarihten bugüne asgari ücret 13 kat artmış. Emekli maaşı sadece 8 kat artmış. 2+1 dairenin fiyatı tam 21 kez artmış.
İşte asgari ücretlinin ve emeklinin 8 kat artan ve 13 kat artan maaşlarına karşı 21 kat artan daire fiyatı. Türkiye'de gençlerin çalışmaya başlayanların memurların işçilerin başını sokacakları bir ev alma umudunun kalmadığı bir çağdayız."
ASGARİ ÜCRET TALEBİ
Cumhuriyet Halk Partisi'nin asgari ücret talebi 30.205 liradır. Küçük esnaf ve tekstile 6250'şer lira, diğerlerine azalan oranlarda teşvikler verilmesini devletin fazladan prim tahsilatı yapacağı 51,5 milyar liranın bu teşvike ayrılmasını ve bütün asgari ücretlilerin rahat bir nefes almasını savunuyoruz.
FATİH ALTAYLI TEPKİSİ
Fatih Altaylı'nın boş koltuğunu yayınlıyorlar ve 24 saatte 1,3 milyon kişi boş koltuğu izledi. Fatih Altaylı'ya, onun gibi içeride sadece düşüncelerini açıkladığı için tutulan herkese dayanışma duygularımızı iletiyoruz.
'BARIŞ KISIK SESLE GELMEZ'
Ülkenin çevresi evet elbette ateş çemberi. Yukarıda Ukrayna Rusya Savaşı. Aşağıda istikrarsız durumunun ne olduğu ne olacağı belli olmayan Suriye. Büyük bir soykırım gerçekleştiren İsrail onun katlettiği Filistinliler ve onu şımartan Trump. Türkiye İsrail'le cayır cayır ticaret yaptı. Bölgeye barış kısık sesle gelmez. Küçük harflerle Netanyahu ile sözde kayıkçı kavgası yaparak bu meseleler asla hal olmaz.
SEÇİM ÇAĞRISI
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak kasım ayının başında yapılacak, Erdoğan'ın da aday olabildiği bir seçime ve Türkiye'nin kimin tarafından yöneticiliğine milletin karar vermesine biz varız. Hodri meydan.
Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Adayımı bırak. sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde görmek, Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapmak istiyoruz."