Halikarnas Balıkçısı babasını neden öldürdü?

Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı, Türk edebiyatının önemli isimlerden biri olarak biliyoruz. Ancak Cevat Şakir’in çalkantılı bir hayatı oldu. Zengin bir aileden gelen Cevat Şakir, babası Mehmet Şakir Paşa’yı öldürmekten hapse girdi.

Halikarnas Balıkçısı babasını neden öldürdü diye edenler için olayın başlangıcı Cevat Şakir gençlik yıllarına gidiyor.

İLK SORUN EĞİTİM

Cevat Şakir ile babası Şakir Paşa’nın arasının açılmasına ilk neden Cevat Şakir’in babasının istediği eğitimi alamaması oldu. Oxford Üniversitesine gönderilmesine rağmen eğitimini tamamlamadı ve Roma’ya resim eğitimi görmeye gitti. Bir de bunların üzerine Cevat Şakir, babasından habersiz İtalyan bir kadınla evlendi.

AİLE EKONOMİK SIKINTIYA DÜŞTÜ

Şakir Paşa, oğlunun başına buyruk bir davranmasının yanı sıra ticari hayatı da istediği gibi gitmiyordu. Selanik’teki yatırımları savaş nedeniyle büyük bir darbe aldı ve aile ekonomik sıkıntıya düştü. Aile, parasal sıkıntılar sona erene kadar Afyon’daki çiftliğe yerleşme kararı aldı. Baba-oğul arasındaki çekişme hiçbir zaman bitmedi. Bir akşam, Cevat Şakir’in babası Şakir Paşa’yı öldürdüğü haberi geldi.

CEVAT ŞAKİR CİNAYET GECESİNİ ANLATIYOR: “ÖNCE O ATEŞ ETTİ”

Bu cinayetin nasıl işlendiği tam olarak bilinemiyor. Cevat Şakir’in bu cinayeti planlı olarak işlendiği söylense de Cevat Şakir olayın tamamen istemeden olduğunu savunuyor.

Ünlü edebiyatçı o geceye bu sözlerle aktarıyor: “Münakaşa pek karışık konular üzerindeydi ve pek şiddetliydi. Babam çiftlikte, her zaman bir suikasttan korktuğu için, yanında müteaddit tabancalar ve silahlar bulundururdu. Münakaşa öyle bir raddeye vardı ki benim üzerime ateş etti. Ben rastgele oradaki bir tabancayı alarak -amma onun eli tabancaya giderken yüzünden okudum- ona doğru, nişan almadan, ateş ettim. İlkin onunki, hemen sonra benimki… Aynı zamanda gibi bir şey. Bu münakaşa götürmez, yoksa ölen ben olurdum. Hayır, o öldü.”

İşte Halikarnas Balıkçısı’nın babasını neden öldürdüğüne dair bilgiler böyle. Hikayeyi sadece Cevat Şakir’in sözlerinden dinleyebiliyoruz.