Kadın dernekleri 12punto'ya konuştu! Demokratikleşmeden otoriterleşmeye: 6284 tartışmaya açılabilir mi?
İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu sözcüsü Avukat Birsen Baş Topaloğlu, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, Hükümetin "kadın" politikalarına ilişkin 12punto.com.tr'ye değerlendirmelerde bulundu.
Melik Çelik
Melik ÇELİK-12punto.com.tr
21 yıllık AKP hükümetinde birçok yeni yasa ve yasa değişikliği yapıldı. Bu yasaların arasında kadın haklarına ilişkin yasalar da yer aldı. Ancak yasalara rağmen başta kadına şiddet her yıl artış göstermeye devam etti.
12punto'nun iktidarın kadın politikalarına ilişkin sorularını yanıtlayan Avukat Birsen Baş Topaloğlu Anayasanın 10. Maddesinde eşitlik ibaresine vurgu yaparak politik ve ideolojik olarak kadın erkek eşitliğine inanmayan bir hükümetin olduğunu söyledi.
NAFAKA HAKKINA MÜDAHALE
Av. Baş Topaloğlu, kadın istihdamı konusunda hükümetin kadınların evde oturmasını desteklediğini ve bunun da kadını yoksullaştırdığının altını çizdi.
Av. Baş Topaloğlu ayrıca; yine iktidarın hukukî olarak kadının yoksulluk nafakasına müdahale ettiğini belirterek, aile hukukunun sil baştan ele alınacağı ve zorunlu arabuluculuk getirileceği gibi konuların kadın hakları aleyhinde olduğunu söyledi.
"TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNE YÖNELİK CİDDİ ADIMLAR ATILMALI"
Yasalarda eşit haklar tanınmış olması uygulamaya yansımadığı zaman eşitliği sağlamaya yetmediğini ifade eden Av.Baş Topaloğlu, "Uygulamada bunu gerçekleştirmekle yükümlü olan devlettir. 2002 yılından beri AKP’nin iktidarda olduğunu düşünürsek elbette ki bunda AKP’nin kadın politikasının da etkisi vardır. Sadece yasa çıkarmakla devletin yükümlüğü sona ermez. Kadını şiddetten koruyacak önlemlerin ve tedbirlerin de alınması gerekir. Bunun için de en önemlisi toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik ciddi adımlar atılması gerekir ki bu adımlar atılmamıştır” dedi.
"TOPLUMDA CEZASIZLIK ALGISI YERLEŞTİ"
Av. Topaloğlu, şiddeti önlemede en önemli yasal mevzuat olan İstanbul Sözleşmesi'ndeki politikaların hukuki açıdan tam olarak uygulanmadığının ve sözleşmeden çekilmenin altını çizerek şunları ekledi:
"Ceza infaz yasasına yapılan müdahalelerle yüksek ceza alınsa dahi bunun yatar bir cezası olmadığı, olsa da af çıkacağı yani cezasızlık algısı toplumda yerleşti. Şiddeti önlemede en önemli yasa olan 6284 sayılı yasa da tam olarak uygulanmadığından sadece tedbir kararının çıkarılmış olması şiddeti ve cinayetleri durdurmaya yetmiyor."
6284 KADINLARIN SON GÜVENCESİDİR
6284 sayılı kanunun kaldırılmasının kadın cinayetlerini hızla artmasına davetiye çıkarmak anlamına geleceğini belirten Topaloğlu son olarak şunları söyledi:
“6284 sayılı yasa harici mevcut yasal düzenlemeler, meydana gelen şiddeti cezalandırmaya yönelik düzenlemelerdir. Şiddeti önlemeye yönelik değil. Şiddeti önlemeye yönelik tek düzenleme 6284 sayılı kanundur. 6284 sayılı yasa kapsamında verilen tedbir kararlarıyla, uygulanan elektronik kelepçelerle, kimlik değiştirmelerle, koruma kararlarıyla birçok kadının hayatı kurtulmuştur. Bu kararlar olmasaydı bugün kadın cinayetlerinin sayısı daha da yüksek olurdu. O yüzden 6284 sayılı yasanın kaldırılması veya etkisiz hale getirecek yasal değişiklikler yapılmasının teklifi dahi düşünülemez. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak kazanılmış kadın haklarına yönelik her türlü müdahalenin karşısında olacağız ve toplumsal cinsiyet eşitliği gerçekleşene kadar mücadelemize devam edeceğiz."
"HALA KADINLARDAN DESTEK ALIYOR"
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, hükümetin cinsiyet politikasının "fıtrat tezi" denilen kadınların ve erkeklerin mutlak ve değişmez bir doğaya sahip olduklarını ve bir tür eşitsizliğin ön kabulüne inandıklarını belirtti.
AKP'nin oy oranlarında ciddi bir kadın nüfusunun da olduğunu belirten Kav şöyle devam etti:
"Kadınlara sosyal destek sistemlerini de ihmal etmiyor. Bu destek sistemleri kadınları dönüştürebiliyor. Ya da ilk dönemlerinde bir tür özgürlük dönemini başörtülü kadınlar ile ortaya koymuş oldu. Bundan dolayı hâlâ kadınlardan destek alıyor"
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN ÇIKILMASI KİMLERİ ETKİLEDİ?
Gülsüm Kav İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını şiddeti önlemeye ters bir adım olduğunu dile getirerek değerlendirmelerini şu şekilde sürdürdü:
“Kadınlara karşı şiddetin engellenmesi için atılması gereken adımları ve bunu en iyi tarif eden İstanbul sözleşmesinden geri adım atılması sözleşme ışığında tarif edilen kadınların, çocukların ve LGBTQ+ bireylerin şiddetten önleyici ve koruyucu önlemler almak yerine ters adımlar atıldı.”
6284 TARTIŞMAYA AÇILABİLİR Mİ?
Hükümetin 6284 sayılı kanunun İstanbul sözleşmesi imzalandıktan sonra onun ruhuna uygun olarak çıkarıldığını hatırlatan Kav, “6284 sayılı kanun AKP hükümetinin demokratik açılımlar yaptığı ilk dönemlerinde kadınlar için yaptığı kanundur. AKP İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imza atan bunun ruhuna uygun koruma kanunu yapmak başörtü yasağını kaldırmak gibi çeşitli reformlar yaptı. Daha sonra bu demokratikleşme adımlarının bazılarında geri adım atıldığını ve daha otoriterleştiği yapmış olduğu ittifaklarla da kadınların elinde olan son hakkı 6284 sayılı kanunu da tartışmaya açabiliyor” dedi.
KADEM SORULARI YANITSIZ BIRAKTI
Kadın ve Demokrasi Deneği'ne (KADEM) ise hükümetin kadın politikalarına ilişkin soruları yanıtsız bıraktı.