Evlendikten hemen sonra boşanmak istedi, eşi hayır deyince öldürdü

Elazığ'da 4 ay önce eşini özel bir hastanenin bahçesinde silahla vuran şahsın ilk ifadeleri kan dondurdu. Sanık olay anında eşinin, "İstediğimle birlikte olurum" dediğini iddia ederek bunun ardından cinnet getirdiğini ve gerisini hatırlamadığını savundu.

İHA

Olay, 8 Şubat 2024 tarihinde Elazığ Medikal Hospital arkası Onkoloji Merkezi girişinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hastanede fizyoterapist teknikeri olarak görev yapan Burcu Demir (32), ocak ayında resmi nikah yaptığı eşi uzman çavuş ile bahçede konuşmaya başladı. 

Ardından ikili arasında tartışma çıktı. Tartışmanın ardından Murat Coşansel belinden çıkardığı tabanca ile Demir'e peş peşe ateş ederek eşini öldürdü. Olayın ardından yakalanarak gözaltına alınan zanlı tutuklanıp cezaevine gönderildikten sonra ilk duruşmasına dün çıktı.

Elazığ 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya 'kasten öldürme' suçundan yargılanan sanık Murat Coşansel, öldürülen kadının yakınları ve avukatlar katıldı.

"EŞİM TAHRİK ETTİĞİ İÇİN ÖLDÜRDÜM"

Eşimi öldürmekten dolayı çok üzgün olduğunu belirten zanlı Murat Coşansel “Onu bu şekilde kaybedecek bir olaya sebep olduğum için çok pişmanım. Ailesinden çok özür dilerim. Eşimin beni tahrik etmesinden dolayı öldürdüm. Konuşmak için hastaneye gittim. Bir haftadır boşanmak istiyordum. O, yakın zamanda evlendiğimiz için kısa sürede boşanamayacağını geçerli sebeplerin olması gerektiğini söylüyordu. Eşim başka erkeklerle olmasına rağmen... Bu durumu kayınbabama söyledim. Olaylar kötü olduğu için yakın çevremize hiç söylemedik. Evlendikten sonra yalanlar devam etti, ben de yeni şeyler öğrendim. Kayınbabama olaydan bahsettim kayınbabam ve kaynanam eşime çok kızdı. Eşimle tanıştıktan sonra İstanbul'a gittik. Orada eşim eski sevgilisinin yanına gitmiş. 

Öğlene doğru onu aradım yanında erkek sesi duyunca 'Kimlesin' dedim 'Tesadüfen buraya geldiğimi duyan bir erkek arkadaşımla görüştüm' dedi. Olayın öyle olmadığını ilerleyen zamanlarda itiraf etti. Kendisine güvenmediğimi söyleyince kendisi bana eski sevgilisi ile aralarında geçen cinsel birlikteliği anlattı. Eşim benden sanal video yapmamızı istedi. Ben de başkalarıyla olacağına benimle olsun dedim. 

Ondan sonra Elazığ'a geldiğimde videoların vermiş olduğu etkiyle cinsel yakınlaşmamız oldu o esnada bakire olmadığını fark ettim. Kendisi bana geçmişini anlattı. Ben de ona kendisini öyle bir şeyle değerlendirmeyeceğimi dedim. Olaydan bir hafta önce eşimin anlattığı erkeklerden dolayı kayınbabam ile tartıştık. Bütün erkek olaylarını eşimden öğrendim. Eşim bir olay olduğunda yaşananları anlatıyordu. Nişan dönemimiz oldu. O dönemde benim bir intihar olayım olduğu ifadesi yer alıyor. Ben Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde tedavi görürken eşimle telefonda tartışmamız üzerine eski sevgililerinden birinin yatakta benden üstün olduğunu söyledi. Ben de kesici aletle intihar teşebbüsünde bulundum. Eşim o olaydan sonra bir daha öyle bir şey yaşanmayacağını söyledi ben de sevdiğim için tamam dedim'' dedi.

"BİR ERKEĞİN KALDIRAMAYACAĞI ŞEYLERİ KALDIRDIM"

Nikah ve düğün arasında bir muska olayının gündeme geldiğini savunan Coşansel, "Resmi nikahı yaptıktan sonra eşimin sürekli erkeklerle ilişkiler kurduğunu anladım. Bu olaylar nikahtan sonra yaşandı. Bir süre sonra KPSS'ye çalışmaya başladı. Kitap alacağım dedi bana 2 gün sonra kitap alacaktın dedim o da kaçamak cevaplar verdi. Kitabı temin ettim nasıl ettin dedim o da erkek bir hastam getirdi dedi.

Ben de sinirlendim ve tartıştık. Kayınbabamla konuştum o bana ne var bunda dedi ben de bir erkeğin kaldıramayacağı şeyleri ben kaldırdım. Bu olay olaydan bir hafta önce oldu. Ben de öfkeyle eşimin bana anlattıklarını kayınbabama anlattım ve boşanmak istediğimi söyledim. Avukatı aradım anlaşmalı boşanma değil çekişmeli boşanma olacağını söyledi. Eşimi aradım adliyede bütün olayları anlatmasını istedim. Sen babama ne anlattın da bana düşman gibi bakıyor dedi. 

Boşanmakta kararlı olduğumu söyledim. Eşim gece yarısı çok kötü olduğunu ve ölmek istediğini söyleyince sabah kayınbabamı aradım biz konuştuk bu sefer de hallettik bir daha olmayacak sen de şahitsin bir daha bu şekilde bir şey olursa boşanırız dedim. Ertesi gün nöbetten çıktından sonra eşimle mesajlaştık moralim bozuk dedi. Ne oldu dedim, bu sefer annem sabah kahvaltısında bizi rezil ediyorsun falan dedi. 

Öğlen arasında oturup konuşalım dedim. O da bana bunları söylemeseydim bunlar yaşanmayacaktı dedi. Ben de boşanmak istedim yok dediniz. Bağırdık birbirimize kendisine küfür ettim. Kayınbabamı aradım ve durumları halletmiştik bunlar nerde çıktı dedim. Bu olaydan bir gün önce yaşandı. Kayınbabama hakaret ettim. Kayınbabam ve eşimle bu konuşmalar ara ara devam etti.

Kayınbabamla tekrar konuşmamızda her şeyi anlatıp sizi rezil edeceğim diyerek boşanacağım dedim. Eşim beni arayarak beni rezil ettin ölmek istiyorum dedi. Ben de bunlar senin yüzünden oldu dedim. Mutfakta otururken eşimin saç telini gördüm ve duygulandım intihar etmek istedim. Peçeteye not yazdım beni buna mecbur ettiniz diye. Ailem aklıma gelince yapmadım'' diye konuştu.

"İSTEDİĞİMLE BİRLİKTE OLURUM DEYİNCE..."

Elazığ'a gitmeye karar verdiğini de dile getiren zanlı Coşansel, “Yola çıktım istirahatli olduğum için taksiyle gitmeye karar verdim. Sabah saatlerinde Elazığ'a geldim. Eşime söylememiştim gecesinde tartıştığımız için. Sabah eşimle konuşmaya gidecektim. Taksiciye sen uyu dinlen sonra tekrar gideceğiz dedim. Eşimin iş saatinde iş yerine gittim. Taksiciye bir şey söylemedim. İş yerinde beni görünce önce bir şaşırdı.

Saat 08.00 gibiydi. Beni görünce şaşırdı 'ne işin var' dedi ben de telefonda konuşamıyoruz yüz yüze konuşalım dedim. Eşimle yüz yüze konuşmak istememin sebebi, telefonda bahsettiğimiz şekilde bir ayrılma mümkün olamaz dedim. Bir yıl sonra boşanalım teklifini kabul etmedim hemen boşanalım dedim. 

Onu söylediğim anda eşimin elinde yüzüğün veya kolyenin olmadığını fark ettim. Evlilik yüzüğün nerede dedim o da çıkardım seni ilgilendirmez dedi. Ben de kendi yüzüğümü gösterdim. O da aynı şeyleri tekrarlayarak biz bu şekilde boşanacağız. Ben de ona senin telefon konuşmalarını inceletmek isteyeceğimi söyledim. O da telefondan bir şey çıkmayacağını ve öyle bir şey tutturamayacağını söyledi. Bana sen yüzüğünü takmaya devam et dedi. Ben o kadar alttan almama rağmen bana kimle birlikte olursam olurum dedi. Bunları dışarıda konuştuk zaten. Bunları duyunca cinnet geçirdim. 

Silahımı çıkartıp kendisine doğrulttum. Beni mi vuracaksın senden mi korkacağım 1 yıl sonra boşanacağız dedi. O an iradem dışında istemeden silah patladı. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Silah sesi duydum. Polisler 5 el ateş ettiğimi söyledi ama ben hatırlamıyorum. Silahı vücudunun orta kısımlarına doğru tutmuştum. Oradan uzaklaştım. Taksici aklıma geldi. Onu göndermek istedim sonuçta olayda bir parmağı yoktu. Parasını ödedim onu gönderdim.

Kendimi üniversitesinin üst tarafında bulunan bir markette alkol aldım. Zafran bölgesinde alkol aldım ve intihar etmek istedim. Eşime ne olduğunu merak ettim bir şey hatırlamıyordum. İntihar etmekten vazgeçtim. Zafran'da amcamlara ait bir ev olduğu aklıma geldi. Orada amcamın çocukları vardı. Telefon isteyerek amcamı aradım. Böyle bir olay yaşandığını söyledim bana haberim var karakoldayım sen de karakola git dedi. Fevzi Çakmak karakoluna doğru gittim. Karakola yetişmeden polislerle karşılaştık. Orada teslim oldum. Ateş ettiğim silah kendi silahımdı. Ne eşimi ne de kayınbabamı öldürmek için gelmedim. Benim toplamda iki silahım vardı. Birisi devlete ait birisi kendime aitti. Olayda kullandığım silah devletin verdiği silahtır. Karakolda savcılıkta verdiğim ifadelerde en çok etkilendiğim olayı anlattım. Burada anlattıklarım ise daha detaylıdır'' şeklinde konuştu.

"ADALETE GÜVENİYORUM"

Duruşmada konuşan öldürülen kadının babası, ''Kesinlikle yalan söylüyor. Bana herhangi bir olay anlatmadı. Olaydan bir gün önce küçük kızımı fizik tedaviye götürürken beni aradı. Bir kitap olayı var dedi ben de sakin ol ben sorayım dedim. Ondan sonra hiç görüşmedim. Bunun deyişine göre kızım kimle konuşmuşsa ona göre yatmış oluyor. Sanık akşama doğru beni aradı ve Elazığ'a gelince hepinizi öldüreceğim dedi. 

Bizden bir sokak ötede oturan amcasının S. Coşanselin evine gittim. S. Coşansel'e senin yeğenin beni ölümle tehdit ediyor dedim. Bana o öyle bir şey yapamaz dedi. S. Coşansel'e bir telefon geldi ve bana dönerek 15 dakika sonra geliyorum abi dedi. Biz oturduk bir saati geçti kızına ara babanı halen gelmedi. S. Coşansel de şu anda Baskil yolunda olduğunu söyledi.

S. Coşansel gelmeyince ben kalkıp eve gittim. Sabah oldu eşim Fethi Sekin Şehir Hastanesinde anestezi teknikeri nöbetçiydi. Kızım geç kaldığı için onu aldım ve hastaneye götürdüm. Oradan Fethi Sekin Şehir Hastanesine gittim ve eşimi alarak eve geldim. Kendisi yalan söylüyor. Bana baba diye diye yalan söyledi. Şikayetçiyim. Adalete sonuna kadar güveniyorum'' ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti zanlı, tanık ve avukatları dinlemelerinin ardından, dosyadaki eksik hususların giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.