29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Avukat Aydın Davran, Cumhuriyet'in 101. yılına özel 12punto.com.tr'ye özel bir yazı yazdı.

Aydın Davran'ın yazısından satır başları şu şekilde: 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yaklaşıyor. Kurtuluş mücadelemizin ve öncesinde yaklaşık 100 yılı bulan Türk Devrim mücadelesinin Cumhuriyet ile taçlandığı tarihtir 29 Ekim 1923. 

Cumhuriyete giden yolda Osmanlı aydını ve asker sınıfı öncülüğünde anayasaya dayanan bir düzen kurulması mücadelesine girişilmiş, vatanı korumak için cephelerde savaşılmış, sürgünler yaşanmış ve canlar verilmiştir. 1. Meşrutiyet ile anayasal düzen kurulması için mücadele eden Mithat Paşa’yı, Namık Kemal’i ve 32 sene sonra 2. Meşrutiyet için canları pahasına isyan edip “Hürriyet, Adalet, Eşitlik, Kardeşlik” diyerek anayasayı yeniden yürürlüğe koyarak meclisi açanları saygı ile anmamız gerekiyor. 

19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyıl başında büyük savaşlar, göçler, devrimler yaşanmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirenler, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, içinde bulundukları dönemin şartları ile yetişmişler, zihinlerinde oluşan kavramlar ve ortaya koydukları eserler doğal olarak dönemin etkili fikir ve siyasi akımlarından izler taşımaktadır. Türk Devriminin kökenlerinde aydınlanma, akılcılık, tam bağımsızlık olduğu kadar uygulama esasları bakımından Fransız ve Rus Devrimlerinin güçlü izlerinin olduğunu ileri sürmek yersiz olmayacaktır görüşündeyim.

Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, yapılan konuşmalarda, her türlü paylaşımda (basılı veya internet ortamındaki afişler, kısa filmler vb..) nerdeyse sadece Atatürk görselleri, Atatürk’e ait sözler veya görüntüler kullanılmakta. “Büyük” ticari şirketler gazetelere tam sayfa ilanlar vererek, televizyon kanallarında Atatürk’ün yer aldığı kısa filmler yayınlatarak Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılmaktalar. Yurttaşlar tarafından yapılan sosyal medya paylaşımları da benzer içerikte, hatta çoğunlukla basmakalıp söz ve görsellerden oluşmaktadır. (28 Ekim günü “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözünü paylaşmak gibi.)  

Özellikle ticari şirketler ve bunların sahibi sermayedarlar Cumhuriyetimizin üzerinde yükseldiği kavram ve değerlere ne kadar sahip ve özümsemişlerdir, bu sorunun tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Siyasi ve iktisadi tam bağımsızlık, emperyalizm karşıtlığı, bilim egemen düşünce, laiklik.. Cumhuriyet olmanın şartlarından bağımsız kurumlara sahip olmak, yargı bağımsızlığı acaba gerçekten arzu edilmekte midir? 

Cumhuriyeti kutlamak Atatürk’ün söz, fotoğraf ve görüntülerini insanların kendisine besledikleri samimi sevgi ve minnet duygularını istismar etmeden, büyük Atatürk’ümüzün uğruna hayatını ulusuna feda ettiği düşünceleri, devrimleri özümseyerek olmalıdır görüşündeyim.  En büyük eserim dediği Cumhuriyeti anlamak Nazilli Basma Fabrikas’ını, Medeni Kanunu, laikliği, Montrö Sözleşmesi’ni anlamaktır. Reşit Galip’i, Mahmut Esat Bozkurt’u anlamak ve anmaktır. Bilim üreten üniversite, bağımsız ve adil mahkemeler talep etmektir. Üretilen değerlerin adil ve hakkaniyetli bir biçimde paylaşılmasını, emeği ile hayatını kazanan başı dik yurttaş olmayı arzulamaktır.

Atatürk’ün içinde yetiştiği dönemi, fikirlerine kaynaklık eden olay ve düşünce akımlarını, silahlı mücadele ve devrimler döneminde kendisine yoldaşlık eden kahramanları anlamadan ve anmadan yapılan tüm konuşma ve kutlamaların eksik olduğunu, Atatürk’e büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. İnsanlık tarihinin müstesna insanlarından Atatürk’ün, New York’ta hediyelik eşya dükkanında satılan Che Guevera fotoğraflı t-shirt benzeri kullanılmasını kabul edemiyorum.

Haber Kaynağı : 12punto