Sanatın iyileştirici gücü inanılmaz! Yaşasın Tiyatromuz

Dünyanın her dönemine eşlik eden ve eşlik ettiği dönemi en iyi şekilde gelecek nesillere aktaran, toplumsal hafızanın en önemli mihenk taşlarından biri olan ‘Tiyatro’ ülkemizin en kıymetli sanat dallarından bir tanesi.

Hem konservatuvarlarıyla hem de alaylı olarak kendi içinden yetiştirdiği birçok oyuncusu ile kendini ifade etme özgürlüğüne alan yaratan tiyatro tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pandemi sonrası ciddi kan kaybederek yoluna devam etmeye çalışıyor.

Özellikle özel tiyatroların sıkıntıları oldukça ciddi boyutlara ulaştı. Öyle ki, bir nevi kara döngünün içinde debeleniyor sistem.

Devlet tiyatrolarının kendilerine ait ödenekleri ve çalışma prensipleri, devlet tarafından yönetildiği ve kendi sahnelerinde yer bulabildiği için iç sistemlerinde üretmeye devam edebiliyorlar. Üretmek ya da sahnelemek daha kolay olsa da orada da, bazı filtrelere uyma zorunluluğu, az önce bahsettiğimiz ifade etme gücünü daraltabiliyor.

Tam da bu sebepten bakış açıları, farklı renkler, farklı tonlar sunma kabiliyeti ve özgür üretim alanında kalması nedeni ile kültürel zenginliği kamu önünde sergileyen özel tiyatroların varlığı çok önemli ve kıymetli.

Fakat günümüze baktığımızda sahneli, sahnesiz tüm özel tiyatrolar; çalışmak ya da sahnelemek için sahne bulmakta, bulsalar bile, sahne kiraları, sahne giderleri, telif ücretleri, vergi yükleri, ssk giderleri gibi yükler altında üretmekte çok zorlanıyorlar. Üretirken yaşanan bu zorluklar, bilet fiyatlarına yansıdığı için de izleyicisine ulaşmak ciddi bir sorun haline dönüşüyor. Az önce bahsettiğim ‘kara döngü’ tam da bu.

Yaşayan, nefes alan insan üretmekten beslenir. Bize düşen üretmek. Bu hedefle kurulan sivil toplum örgütleri ile özel tiyatrolarının sorunlarını çözmek için ilgili kurumlarla görüşmeler yapıp, hedeflerimizde yol almaya çok istekliyiz.

Tiyatro mesleğini tanımlamak, standartlarını belirlemek ve temel ihtiyaçlarını bu standartlarla giderebilmek için “Mesleki Yeterlilik Kurumu” ile görüşmelerden çok umutluyuz. Bu sayede, izleyiciyi de sektörü de mutlu edecek kalitede sonuçlar elde edebileceğiz.

İşin bir de popüler kültür kısmı var. Onu da bir sonraki yazı da aktaralım…

Sevgili okuyucu, sanatın iyileştirici gücü inanılmaz. Sahnelerimize, oyunlarımıza sahip çıkalım. İzleyelim, çocuklarımıza bu iyileştirici gücü aşılayalım. Sahip çıkalım ki Tiyatromuz Yaşasın!

Sevgilerimle

Gülay Yıldız

Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi İletişim Komitesi Başkanı

Tiyatro Kılçık Genel Koordinatörü 

Haber Kaynağı : 12punto