Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,3535
Dolar
Arrow
35,9326
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9148
Altın
Arrow
3286,0000
BIST
Arrow
9.662

Gazeteciler Cemiyeti'nden Mersin'de önemli buluşma ve eğitim

Gazeteciler Cemiyeti, 9. Köy Projesi kapsamında gerçekleştirilen 'Bölgesel Eğitim ve Durum Değerlendirme Toplantısı' için Mersin’deydi. Gazetecilerin, akademisyenlerin ve öğrencilerin yoğun katılım gösterdiği etkinlikte, dijital haberciliğe ilişkin eğitimler verildi. Buluşmada, medyanın güncel sorunları da tartışıldı.

Gazeteciler Cemiyeti'nden Mersin'de önemli buluşma ve eğitim

Gazeteciler Cemiyeti, meslektaş ve meslektaş adaylarıyla Mersin'de bir araya geldi. Etkinlik, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Gazeteciler Cemiyeti, Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin katkı ve katılımlarıyla gerçekleştirildi. 

Basın mensupları, akademisyenler ve öğrencilerin yoğun katılım gösterdiği buluşmada yerel basının durumu tartışıldı. Gazeteciler Cemiyeti'nin ülkenin dört bir yanındaki basın meslek örgütlerini kapsayan dayanışma çalışmalarının anlatıldığı etkinlikte gazeteciliğe ilişkin söyleşilerin yanı sıra internet haberciliği konulu eğitimler verildi.

ALİ ORUÇ: GAZETECİLİK BİRİKİM MESLEĞİDİR

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Ali Oruç, sözlerine Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in selamlarını ileterek başladı.

“Bu birlikteliğin bizim için anlamı çok büyük. Daha önce çeşitli illerde düzenlediğimiz eğitimlerimizin dördüncüsünü bu beraberlikle hazırlamanın haklı gururuna sahibiz” diyen Oruç, “Gazetecilik bir deneyim ve birikim mesleğidir. Deneyim aktarımı sadece anı paylaşımı değildir. Herkesin kendisinden bir şeyler kattığı karşılıklı bir öğrenme sürecidir. Bugün bizlere düşen, öğrendiğimiz pratiklerimizden telefon rehberimize kadar genç meslektaşlarımızla birikimimizi, deneyimimizi paylaşmak ve onları dinlemek, onlardan öğrenmektir” dedi.

Mesleği bugünden yarına taşıyacak köprünün ayaklarından birinin meslek örgütleri olduğuna dikkat çeken Oruç, “Gördük ki yalnız değiliz. Medya Dayanışma Grubu dahil olmak üzere pek çok meslek örgütü elini taşın altına koyuyor. Ancak mesleğimizi yapmak isteyen meslektaş adaylarımız olmadan bu çaba, nafiledir. Bugün bu salonda umut veren şey budur. Aramızda bulunan pek çok iletişim fakültesi öğrencisi gazeteciliğe ilişkin bir şeyler öğrenmek için burada aramızda” dedi.

Ali Oruç, mesleğin güncel sıkıntılarını da şöyle vurguladı: 

“Bugün gazetecilik yapmak önceki yıllara kıyasla başka zorluklar da barındırıyor. Gazeteciler, Türk basın tarihinde bugün yaşadıkları kadar ekonomik zorluk yaşamamışlardır. Mesleğini sürdürebilen gazeteci sayısı hiç olmadığı kadar azalmıştır. İletişim fakültesi mezunu çoğalsa da gazetecilik yapma imkanı bulan kişi sayısı azalmıştır. Meslektaş adaylarımızın staj yapma imkanı bile hiç olmadığı kadar daralmıştır.”

TEPE: GAZETECİLER CEMİYETİ TÜM CEMİYETLERE ÖRNEKTİR

Ali Oruç’un ardından söz alan Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Rüstem Kaya Tepe, mesleğin güncel zorluklarına vurgu yaptı. 

Tepe, “Ekonomik, psikolojik birçok baskıya maruz kalıyoruz. Ama gazeteciler en çok da bir sabah uyanıp ben gazeteci oldum diyen insanlardan mustaripler. Bir sosyal medya hesabının veya influencer'ın yazdığı bir cümle haber olmaz, haber gazetecinin yazdığıyla haber olur. Siz her şiir yazana şair, her resim yapana ressam diyemiyorsanız her haber yapıyorum diyene de gazeteci diyemezsiniz” dedi.

Tepe yerel basının önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Şehri yaşanabilir kılan, otokontrol mekanizmasını kuran kişiler gazeteciler… Şehri denetleyenler gazeteciler. Gelişmiş ülkelerde gazetecilik el üstünde tutulur. Gelişmemiş ülkelerde gazeteciliğin diplerde olduğunu görürsünüz. İş adamlarının yerel medyaya reklam, ilan vermesi aboneliklerle desteklemesi gerekiyor. Bundan kaçınıyorlar, bir şey olduğunda da gazeteci bunu niye yazmıyor diyor. Gazeteci yazsın da yakında ortada haber yazacak gazeteci bulamayacaksınız.”

ÇOBANER: İYİ BİR GAZETECİLİK EĞİTİMİ İÇİN ARTIK SINIFLAR YETERLİ DEĞİL

Başkan Tepe’nin ardından söz alan Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aslıhan Ardıç Çobaner, sözlerine meslek örgütlerinin mesleki eğitime katkılarına vurgu yaparak başladı.

“Bugünkü toplantı basın tarihimizden önemli bir geleneği de sürdürüyor” diyen Çobaner, “Gazetecilik eğitiminin başlamasında İstanbul ve Ankara’daki gazeteci cemiyetlerinin İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi’nde eğitim programlarının başlamasına ön ayak oldu. Meslek örgütlerinin katkı ve telkinleriyle kurulan basın yayın yüksek okulları 1982’de iletişim fakültelerine dönüştürüldü. Günümüzde Türkiye’de 74 iletişim fakültesi var” sözleriyle Türkiye’deki gazetecilik eğitiminin tarihini kısaca özetledi.

Gazetecilik eğitimindeki güncel ihtiyaçlara da değinen Çobaner, “Dijitalleşme ve iletişimdeki gelişmeler eğitimde dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi bir gazetecilik eğitimi için artık sınıflar yeterli değil, dijitalleşme şart. Bu bağlamda Gazeteciler Cemiyeti’nin projeleri önemli bir rol üstleniyor. GC Akademi’nin varlığı ve 9. Köy gibi projeler bu anlamda çok önemli. Şehir şehir dolaşan meslek örgütü temsilcilerinin çabalarını da takdir ediyorum” dedi.

ALANKA: SÜREKLİ OLARAK EĞİTİMİ İYİLEŞTİRMEK İÇİN ÇABA HARCIYORUZ

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Alanka, Çobaner’in ardından söz aldı. 

Gelişen teknolojiye ayak uydurmanın öneminin altını çizen Alanka, “Müfredatımızı sürekli güncelliyoruz” dedi.

6 Şubat depremlerinin Hatay’da yarattığı yıkıma da değinen Alanka, “Depremde 250’nin üzerinde öğrencimiz, 150’nin üzerinde idari-akademik personelimiz rahmetli oldu. Fakültemizden 4 öğrencimiz hayatını kaybetti. Ancak bu felakete rağmen durmadık ve altyapımızı rektörümüz Veysel Eren’in destekleriyle geliştirmeye devam ediyoruz. Sürekli olarak eğitimi nasıl düzeltebiliriz, nasıl iyileştirebiliriz bunun için uğraşıyoruz bu etkinlik de bu bağlamda bizim için çok önemli” diyerek sözlerini noktaladı.

Açılış konuşmalarının ardından etkinlik, Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Gürcanlı'nın, Gazeteciler Cemiyeti’nin faaliyet ve projelerini anlattığı sunumla devam etti.

ÇELİK: HERKESİN KAÇTIĞI SAVAŞ VE AFET ALANLARINA GAZETECİLER KOŞARAK GİDİYOR

Gürcanlı’nın sunumunun ardından “Savaş-Diplomasi-Ekonomi Üçgeninin Merkezinde Gazetecilik” söyleşisi yapıldı. Moderasyonunu Özlem Akarsu Çelik’in üstlendiği söyleşinin konukları deneyimli gazeteciler Ayşe Sayın ve Sedat Bozkurt oldu.

Özlem Akarsu Çelik, tüm dünyada gazetecilerin karşı karşıya oldukları tehlikelere değindi. Çelik, “6 yıl süren İkinci Dünya Savaşı’nda öldürülen gazeteci sayısı 67, ancak Gazze’de İsrail’in sivil katliamına dönüştürdüğü savaşta öldürülen gazeteci sayısı 205’e ulaştı. Gazze’de her gün bir meslektaşımız öldürüldü. Ukrayna ve Rusya’da da aynı şekilde birçok gazeteci öldü. Doğu Avrupa’da meslektaşlarımız kaçırılarak öldürülüyorlar. Ancak herkesin kaçtığı savaş ve afet alanlarına gazeteciler koşarak gitmek zorunda. Mesleğimizi bu koşullar altında nasıl günler bekliyor?” diyerek sözü Ayşe Sayın’a bıraktı.

SAYIN: ETKİ AJANLIĞI YASASI HAYATIN HER ALANINA YÖNELİK TEHLİKELER TAŞIYOR

Sayın, sözlerine gazeteciliğin zorluklarına vurgu yaparak başladı: 

“Öldürülüyoruz, tutuklanıyoruz ve çok zor koşullarda çalışıyoruz… Hem ekonomik hem siyasal baskılar altında çalışıyoruz. Yeni yasalarla hayatımız daha da zorlaşıyor, habere erişmemiz daha da zorlaşıyor. 2000’li yıllardan sonra meslekte hissettiğimiz bir durum var: Kaynağa ulaşamamak. Akreditasyon uygulamaları var, Cumhurbaşkanlığına akredite olamayan gazetece Adalet ve Kalkınma Partisi’nin toplantılarına gidip izleyemiyor. Muhalefetin de benzer uygulamaları var. Dolayısıyla her gazeteci tüm haber kaynaklarına erişemiyor. Ben parlamentoda olduğum için bu konuda daha şanslıyım, bütün partilerin temsilcilerini bir arada görebiliyorum ama dışarda, ekonomi gibi farklı alanlarda çalışan meslektaşlarımız ilgili bakanlıklara ulaşamayabiliyor.”

Konuşmasında, kamuoyunda “sansür yasası” olarak da bilinen dezenformasyon yasasının bilançosuna da değinen Sayın, “Bu yasa gerekçe gösterilerek 4 bin 500’e yakın tutuklama, göz altı ve soruşturma yaşandı” dedi. 

Mayıs ayından beri tartışılan etki ajanlığı yasa tasarısının onaylanması halinde olası tehlikelere dikkat çeken Sayın, “Yasada birçok ‘veya’, ‘ya da’ ifadesi geçiyor. Ben bir yasada bunu görünce korkarım çünkü kapsamı çok genişletir. Bu yasa hayatın her alanına yönelik tehlikeler taşıyor, gerekçe kısmına geldiğinizde her şeyi kapsıyor çünkü kamu güvenliği kavramının içine her şey dahil edilebilir” dedi.

BOZKURT: GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE'DE OLAN BİTENİ SADECE ERDOĞAN VE BAHÇELİ BİLİYOR

Söyleşinin diğer konuğu Sedat Bozkurt sözlerine “Hiçbir sabah kalkıp da ‘doktorluk nedir, mühendislik nedir’ diye sormazsınız ama her gün gazetecilik tekrar yorumlanıyor, çünkü herkesin bir gazetecilik yorumu var” diyerek başladı. Gazeteciliğin evrensel bir meslek olduğunu belirten Bozkurt, “Medyadaki değerler bütünü muhtelif deneyimlerle oluşmuştur. Sizler üniversitelerde bu işin teknik kısmını öğreniyorsunuz ama asıl kimliği duruşunuzla kazanacaksınız, bu da çok zordur. Bireysel gazetecilik diye bir kavram oluştu; telefonda gördüğünüz cümleler haber değil bilgidir. O haberin size ulaşabilmesi için yazı işlerinden geçmesi lazım çünkü size ulaşırken o bilgiler bir şablondan geçerek doğrulanmalıdır” dedi. 

Kulis haberciliğinin inceliklerine vurgu yapan Bozkurt, “6 ay önce bana ‘Bahçeli, Öcalan’ın serbest bırakılmasını talep edecek’ diye bir kulis bilgisi gelseydi ben bu bilgiye gülerdim ve haberi kullanmazdım. Aklımdaki şablona uymazdı çünkü ama bazen bu şablonlar da yanıltabilir” dedi.

Bozkurt, “Günümüzde Türkiye’de olan biteni sadece Erdoğan ve Bahçeli biliyor. Eskiden böyle değildi, habere erişimimiz vardı. Günümüzün en büyük gazetecilik hastalığı da ‘haberden kaçan’ anlayış. Eskiden aynı haberi Cumhuriyet’te de okurdunuz Tercüman’da da ama şimdi gazetelerin çoğunda hemen hemen hiç haber olmuyor. Sosyal medyadan aldığınız 1-2 bilgi sizi haberdarmışsınız gibi hissettiriyor” dedi.

Etkinlik, mesleki eğitimlerle devam etti.

Avukat Gökhan Tekşen, "Değişen gazetecilik ve hukuki durum" başlıklı oturumda gazetecilerin günümüzde karşılaşabileceği yasal zorluklara değindi. Deneyimli Gazeteci Ünsal Ünlü, YouTube yayıncılığının inceliklerini "YouTube'ta var olmak" başlıklı oturumda katılımcılarla paylaştı.

"İnternet haberlerinde okura ulaşmak: Stratejiler ve gelir modelleri" başlıklı günün son eğitim oturumunda Gazeteci Mustafa Büyüksipahi deneyimlerini paylaştı. 12punto.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Büyüksipahi sunumuna gazetecilik etik değerlerine vurgu yaparak başladı ve internet medyasının dönüşüm sürecini anlattı.  

 

 


Haber Kaynağı : 12punto

Gazeteciler Cemiyeti gazetecilik yerel basın Mersin