Prof. Dr. Duran Bülbül: 'Türkiye'de enflasyon yüzde 100'ler civarında!'

Hazal Güven - 12punto.com.tr

Mayıs enflasyon rakamları açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre yıllık enflasyon yıllık bazda yüzde 35,41 olurken, aylık bazda ise yüzde 1,53 olarak gerçekleşti. Her ay olduğu gibi bu ayda da Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verileriyle aradaki fark kapanmadı. ENAG'ın yaptığı ölçümlere göre mayıs ayında yıllık enflasyon yüzde 71,23 oldu. Mayıs ayı enflasyonu ise yüzde 3,66 olarak gerçekleşti. 

Açıklanan rakamları 12punto'ya değerlendiren kamu ekonomisti Prof. Dr. Duran Bülbül, "Olguların böyle olduğu bir ortamda böyle bir enflasyon rakamı açıklamak olsa olsa ancak ‘ekonomik program doğru gidiyor’ algısı yaratmak için yapılır. Bu da bir anlamda sayın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına uygun rakamlar olur. Ancak bu gerçeği asla yansıtmaz" dedi. 

Eldeki verilere bakıldığında durumun önümüzdeki günlerde vatandaş açısından daha da vahimleşeceğini belirten Bülbül, "Haziran ayının sonuna, yani 6 aylık dönemin sonuna geldiğimizde ülkede krizin ciddi bir şekilde daha da alevleneceği, krizin daha da artacağı, alım gücünün daha da düşeceği kanaatindeyim. Bunların sonucunda şirketlerde iflaslar da kaçınılmaz olacaktır" değerlendirmesini yaptı. 

Bülbül, şu ifadeleri kullandı: 

'SİYASİ KRİZ PROGRAMI ETKİLEDİ'

"İlk önce şunu tespit etmek lazım özellikle hükümetin ve mali yönetimin önüne koyduğu yıllık enflasyonu bir düşürme programı var. Bununla birlikte faizi düşürme programı var. Ancak biliyorsunuz Mart ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ile birlikte ortaya bir siyasi kriz çıktı. Bu da programın bir şekliyle reel olarak da enflasyon aşağıya düşerken, reel olarak da döviz aşağıya düşerken öngörülen faiz ve enflasyon rakamları ciddi anlamda etkilendi. 

Böylelikle iki yıl önceki noktaya geri dönmüş olduk. İşte buradaki en temel sorun şu; özellikle halkın üzerine bir yük kayması oldu ve adeta istikrarın sağlanmasının yolu dar gelirlinin üzerine yük bindirerek gerçekleşti. Sonuçta bu program acı reçeteyi halkın ödediği bir program. 

'TÜİK REEL GÖSTERGELERE UYGUN DAVRANMIYOR'

Gördük ki bu iş çok yapısal bir şekilde ekonomiyi düzenleyemediği için sadece enflasyon, döviz ve faiz üzerine kurulduğu için ilk sarsıntıda bozuldu ve yeniden başladığımız noktaların gerisine gittik. Merkez Bankası ciddi bir şekilde net rezervlerini artırırken bir anda kısa bir sürede müdahale adına bu rezervlerin eridiğini ve bu erimenin sonucunda da bedelin ciddi bir şekilde biraz önce saydığım halkın yani yoksulun, emeklinin, asgari ücretlinin ödediğini gördük. İşte tam da bu noktada faizlerin tekrar yükseldiğini ve bununla birlikte de enflasyonun ve dövizin yükseldiğini gördük. Bunun yanında, TÜİK’in özellikle son 2 ayda bu programa uygun davrandığını ancak ekonominin reel gerçeğine uygun davranmadığını gördük. TÜİK, reel enflasyon açıklamış olsa, ekonominin gerçeğine uygun bir enflasyon açıklamış olsa bugün bu enflasyon rakamlarını minimum yüzde 70’ler civarında açıklaması gerekirdi. Ama bakıyoruz ki neredeyse arasında yüzde 50 civarında bir fark var. 

'SADECE HALKI DEĞİL İKTİDARI DA YANILTIYOR'

Aslında bu son 3 ayda baktığımızda fiyatlar hemen hemen hiçbir alanda düşüş göstermiyor. Döviz de aynı şekilde düşmüyor. Olguların böyle olduğu bir ortamda böyle bir enflasyon rakamı açıklamak olsa olsa ancak ‘ekonomik program doğru gidiyor’ algısı yaratmak için yapılır. Bu da bir anlamda sayın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına uygun rakamlar olur. Ancak bu gerçeği asla yansıtmaz. Bu anlamda TÜİK, sadece halkı yanıltmıyor. TÜİK, aynı zamanda siyasi iktidarın da doğru ekonomi politikaları almasını da yanıltıyor. Eğer gerçekten TÜİK, bu rakamları doğru açıklamış olsa ekonomi yönetimi de siyasi iktidar da Merkez Bankası yönetimi de doğru bir ekonomi politikası öngörürler ve buna uygun bir program yaparlar. Açıklanan enflasyon rakamı gerçeği hiçbir şekilde yansıtmamaktadır. Sadece ekonomik programlara uygun bir enflasyon rakamı açıklamışlardır ve onun için de şunu sormak gerekir; Mart ayında bir kriz yaşandı. Ama Mayıs ayına kadar her alanda fiyatlar arttı. Siz böyle bir enflasyonu diğer iki ayda nasıl böyle açıklarsınız. 

'ENFLASYON YÜZDE 100'LER CİVARINDA'

Gerçekten reeline uygun bir enflasyon açıklamış olsalar Türkiye’de yüzde 100’ler civarındadır. Gerçek anlamda halkın enflasyonu bu noktadadır. Oturup basit bir matematik hesabı yapan herkes bunu bulabilir. Haziran ayının sonuna, yani 6 aylık dönemin sonuna geldiğimizde ülkede krizin ciddi bir şekilde daha da alevleneceği, krizin daha da artacağı, alım gücünün daha da düşeceği kanaatindeyim. Bunların sonucunda şirketlerde iflaslar da kaçınılmaz olacaktır."

Haber Kaynağı : Hazal Güven