Av. Ersan Barkın’dan tarihi hatırlatma: Erdoğan “Bu Devlet, Hablemitoğlu suikastını örtbas eden devlettir” demişti
Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun katli davasında, suikastın hemen öncesinde Hablemitoğlu’nu izlediği düşünülen üç şüphelinin kimliklerinin tespit edilemediğinin bildirilmesine ailenin Avukatı Ersan Barkın tarihi bir sözle tepki gösterdi.

Av. Barkın, “Bu vakıa, suikasttan kısa süre sonra Başbakanlık görevine gelen, bugünün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın o dönemde ‘Bu devlet, Hablemitoğlu suikastını örtbas eden devlettir.’ tanımlamasını hatırlatmaktadır.” dedi.
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada; bilirkişinin, suikast günü Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nu Migros’ta alışveriş yaparken izlediğinden şüphelendiği üç kişiyi tespit etmesi ve söz konusu kişileri Hablemtioğlu’nun 14 Aralık 2002’deki Eskişehir konferansını izleyenlerle eşleştirmesinin ardından Mahkeme, iki kez bu kişilerin tespit edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazdı.
İlk talep şöyle sonuçlandı:
İddianameyi hazırlayan ve duruşma savcılığını da yürüten Zafer Ergün, “Yargılamanın sanıklara ilişkin iddianamede tespit edilen deliller ve yargılama sırasında tespit edilecek deliller doğrultusunda yapılması gerekir” diyerek, “Kovuşturmaya Yer Yok Kararı” verirken, bu suç duyurusuyla “davanın sürüncemede bırakılmak istendiğini” öne sürdü.
Hablemitoğlu Ailesi’nin avukatı Ersan Barkın’ın itirazı üzerine Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği, “eksik soruşturmaya dayalı olarak verildiği” gerekçesiyle bu kararı kaldırınca da Mahkeme, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ikinci kez şüpheli şahısların “ivedilikle” tespit etmesini istedi.
Ancak Savcı Zafer Ergün yine “Kovuşturmaya yer yok” kararı verdi.
Ültimatom Gibi İtiraz
Konu, haberimizde de aktardığımız gibi bugünkü duruşmada geniş şekilde tartışıldı, ama bir başka önemli gelişmeye dikkat çekmek istiyoruz.
Av. Ersan Barkın, tepkisini Mahkeme’de dillendirmekle kalmadı; ültimatom gibi bir dilekçeyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na itirazda bulunarak kovuşturmaya yer yok kararının kaldırılmasını ve soruşturmanın yeniden açılmasını istedi.
Av. Barkın, dilekçesinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, tüm teknik ve istihbari olanakların kullanılması yolunun denenmesine fırsat vermeyecek bir sürede alındığını belirttikten sonra şunları kaydetti:
“Kararda, maktulün alışveriş yaptığı Migros isimli markette olay gününde kartla alışveriş yapan kişilerin kimlik bilgilerinin tespit edilerek bu kişilerin olayla ilişkilendirilebilmesine yol açan somut delil olmadığı, bu kişilerle konferans kayıtlarındaki kişiler arasında bir benzerlik bulunamadığı, ayrıca konferansta Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından planlanmış bir emniyet tedbiri olmadığı tespit edilmiştir. Ancak, Migros markette kartla alışveriş yapmayan kişilerin kimlik bilgilerinin tespit edilemediği, ayrıca market ve konferans kayıtlarındaki şahısların eşleşmesinin, çözünürlüğün düşük olması sebebiyle yapılamadığı ve gerekli istihbari desteğin de alınmaması hususlarının yarattığı eksiklik dikkat çekmektedir. Bu eksiklikler giderilmeden, soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hukuken isabetli değildir.”
Bu nedenlerle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılarak soruşturmaya devam edilmesi gerektiğini bildiren Av. Barkın şöyle devam etti:
“Tahkikat sadece kredi kartı ile alışveriş yapanlardan ibaret olarak yapılmıştır. Oysa kamera kayıtları incelendiğinde, şüpheli olarak saptanan 3 kişinin kasadan hızla geçtiği görülmektedir. Bu durum, şüphelilerin alışverişlerinde kredi kartı kullanmadığını, nakit ödeme yaptıklarını göstermektedir. Kaldı ki, kısa süre sonra gerçekleşecek bir suikastın içinde olan kişilerin, güvenlik kameralarıyla dolu bir alışveriş merkezinde kimlik tespitine neden olacak biçimde kredi kartı kullanmasını beklemek zaten muhakemeye uygun değildir. Bu nedenle, kredi kartı kullananlar üzerinde hangi ciddi inceleme yapılırsa yapılsın, suikastın çözümüne katkı sağlamayacağı açıktır ve tahkikatın bu araştırmadan ibaret olması kabul edilemez. Ayrıca her ne kadar konferans salonunda emniyet güçlerinin önleyici tedbir almadığı bildirilmişse de, konferans kamerasının sıklıkla seyircileri kadraja aldığı, neredeyse konuşmacı Necip Hablemitoğlu'na hiç yönelmediği, kişilerin uzaktan yakına odaklanarak kayda alındığı ve bilirkişinin şüpheli olabileceklerini saptadığı kişilerin de video kaydının en başında kameranın odaklandığı kişiler olduğu göz önüne alındığında, dosyada var olan kayıtların Emniyet Müdürlüğü ya da sair bir kamu kurumu eliyle kayda alındığı açıktır. Öte yandan, TEM Daire Başkanlığı'nın, şahısların tespit edilemeyeceğine ilişkin yazısı da Hablemitoğlu suikastının çözülme iradesi hususunda kamu görevinin ihmalini göstermektedir.”
İnancın Sönmemesi İçin
İçişleri Bakanlığı'nın en yetkili temsilcilerinin söylemleri göz önüne alındığında Türk devletinin, bilirkişinin belirlediği şüphelileri tespit etme imkânının bulunmadığı gibi bir sonuca varılmasının kabul edilemez olduğunu da vurgulayan Av. Barkın, dilekçesini şu dikkat çekici mesajlarla sonlandırdı:
“Bu vakıa, suikasttan kısa süre sonra Başbakanlık görevine gelen, bugünün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın o dönemde, ‘Bu devlet, Hablemitoğlu suikastını örtbas eden devlettir.’ tanımlamasını hatırlatmaktadır. Türk devleti, görüntüleri açık seçik ortada olan 3 kişiyi bulma kudretinden yoksun bir devlet değildir. Aksine devletin sahip olduğu teknik olanaklar ve devlet hafızası, konferans salonunda bulunan kişilerin saptanmasını kolaylıkla sağlayabilecektir. En azından, yaşamını devlet idealine adamış ve bu nedenle yaşamı elinden alınmış bir Cumhuriyet aydınının katlinin soruşturulduğu bir dosyada, Türkiye Cumhuriyeti devletinden beklediğimiz budur. Bu haliyle soruşturmanın kapatılması, bu inancın sönmesine neden olacaktır.”
Müyesser YILDIZ
27 Haziran 2025
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

Erdoğan’ın masasındaki anketler sızdı

Terör örgütü 'SDG' oldu... Sırada 'General Mazlum' mu var?

İmamoğlu cezaevinden konuştu: Kılıçdaroğlu’na sert tepki!

Kılıçdaroğlu’nun o röportajına tepki büyük!

Emekli maaşına zam var, ama herkese değil!

Mansur Yavaş iddialarını bir kez daha gündeme getirdi

CHP’ye Kurultay baskısı sürerken Özgür Özel anketi ortaya çıktı!

Galatasaray'a Osimhen müjdesi: Uğurcan Çakır'da sıcak saatler!

Sadece Kurultay değil, CHP topyekün hedefte

Servet Raporu’nda Türkiye: En çok milyoner artan, eşitsizlik derinleşen ülke
